Konuşamıyoruz çünkü az düşünüyoruz
Buyur bir de buradan bak diyerek pencere aralamak istedim.
Hem de hızlıca.
Buyurunuz:
‘Konuşamıyoruz çünkü daha az görüşüyoruz. Bedenlerimiz yan yana olsa da gönüllerimiz arasındaki mesafe giderek açılıyor. Sosyal medyanın görsel ileti bombardımanına öyle maruz kalıyoruz ki insan insana etkileşime zamanımız kalmıyor ya da öyle zannediyoruz.
Günümüz insanının en temel sorunu iletişim. İnsanın iletişim kurma ihtiyacı, ileri teknoloji yardımıyla giderek daha iyi karşılanıyor gibi görünmekle birlikte işin aslı öyle değil. Zira sanal ortamdaki iletişimin hızı ve yoğunluğu, insan insana iletişimi daralttı. Öyle ki bugün gelişmiş batılı ülkelerin en temel sorunu, diğer insanlarla yetersiz iletişim ve etkileşimdir. Bunun için dil okullarının en istekli çalışanları, cüzi bir bedelle çalışan yaşlılardır. Kursun kantininde ve bahçesinde oturarak öğrencilerle sohbet eden bu insanlar, bu işten keyif alıyorlar. Çünkü insanlarla bir arada olmaya, konuşmaya, dertleşmeye, kendilerini ifade etmeye ve karşılarındakini dinlemeye hasret kalmışlar. Çünkü iç iletişimleri zayıflamıştır.
KENDİMİZLE SAMİMİYETİMİZ
Önce kendimizle bozuldu iletişimimiz. Aynaya bakamaz olduk. Başkasına benzeme derdi ile kendimizi unuttuk. İç benimizle diyaloğumuz gibi kendimizle samimiyetimiz de daraldı. İnsan olarak kendimize yabancılaştıkça hakikatimizden de uzaklaştık. Kendimizle düştüğümüz savaş, başkalarına da sıçradı. Kendimiz gibi diğer insanlardan da uzaklaştık. İnsan yüzlerinin taşıdığı anlam denizinden habersiz kaldık.
Oysaki insan insana ilişkiye, etkileşime, konuşmaya, dertleşmeye, dokunmaya ihtiyacımız var. Gözlerin birbirlerine bakmaya ihtiyacı var. Arada teknoloji olmadan yüz yüze olmaya ihtiyacımız var. Zira karşımızdakinin yüzündeki samimiyetin, bizi iyileştirdiği psikolojik araştırmaların önemli verilerindendir. Çünkü insan yüzü ve özellikle gözler, taşıdığımız hakikatin en güçlü habercileridir.
İletişim ihtiyacı karşılanmayan insanlar, bugün ciddi bir arayışın içinde sağa sola savruluyor ve psikolojik yardım isteyenler hızla çoğalıyor. İletişim ihtiyacı amacıyla türlü etkinlikleri deneyenler, sanal iletişim avcılarının ağına düşenler, sanal oyunların kurbanı olanlar hızla çoğalıyor.
Evler, aynı mekânların ekonomik nedenlerle paylaşıldığı, karşılıklı iletişimin neredeyse durduğu ortamlar olmaya başladı. Aile içi iletişim daraldıkça daraldı ve aile üyeleri bir yuva olmanın sıcaklığına hasretler nicedir. Başta aile şirketleri olmak üzere kurumlar da daralan iletişim ile baş etmek için ciddi arayışlar içindedir. Patron çalışanıyla, yönetici memuruyla konuşamıyor. Toplum içinde de daraldı birebir iletişimimiz. Öyle ki yan yana seyahat edenler; sanal ortamdaki malumatlar, görüntüler, oyunlar ve sahte yüzlerden kurtulup yanı başlarındaki hakiki yüzlerle birlikte olamıyorlar. Candan bir sohbete hasret kalanlar, cansız ileti mezarlığında yollarını bulamıyorlar.
YANIMIZDAKİLERİN VARLIKLARINI HİSSEDELİM
Unutulmamalıdır ki bir insan için en büyük ceza, diğer insanlarla iletişimini kesmektir. Bugün ileri teknolojinin yol açtığı kalabalığın içindeki yalnızlıktan kurtulmanın yegâne yolu, insanın yeniden kendine dönmesi ve en başta kendisiyle sağlam, abartısız ve samimi bir iletişimi başlatmasıdır. Bunun için kendimizle hemhal olmaya, kendimizi bilmeye, tanımaya ve daha da önemlisi varlık alanındaki yerimiz ve anlamımızla yeniden buluşmaya ihtiyacımız var. Başkasının değil bizi biz yapan dilimizin büyüsü ile mağaramızdan çıkmak ve bilinç düzeyimizi geliştirmek durumundayız. Başta aile üyelerimiz olmak üzere diğer insanlarla samimiyet odaklı etkileşime, birlikteliğe, iletişime kısacası insan insana bir birlikteliğe ihtiyacımız var.
Kendimiz ve çevremizle savaşı bir kenara bırakıp yakınlarımızla değerli zamanlar geçirmeye, öfkemizi kontrol ederek nezaket ve şefkati rehber edinmeye, yanı başımızdakileri yok saymadan varlıklarını hissetmeye, benliğimizin esiri olmaktan kurtulup insanları hoşnut edecek sözler söylemeye ve güzel davranışlar sergilemeye yeniden başlamalıyız. Bir insan olarak neye talip olduğumuzu, neyin peşinden koştuğumuzu yeniden hatırlamak durumundayız. İnsanlarla kurduğumuz iletişimin kalitesi kadar insan olduğumuzu unutmamak zorundayız.’
Selâmetle…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.