Erol Sunat

Erol Sunat

Konya’nın Kalbi Neresi?

Konya’nın Kalbi Neresi?

 

Konya Tarihi yazarı merhum İbrahim Hakkı Konyalı, eserinin, Selçukiler Başkenti Konya bölümünde şöyle sesleniyor;

“Kutalmışoğlu Süleyman Şah Türk kavmi ve milli bilgilerinde büyük bir kudret sahibi idi. Asil bir Türk'tü. Onun böyle oluşu Küçük Asya'da kuvvetli ve ölmez bir Türk kültürü bıraktı. Küçük Asya'da Türk kültürü ilk beşiğini Konya'da bulmuştu. Sonra'da burada büyüdü, serpildi ve gelişti.. Konya doğudan akan Türk kültür güneşinin bir mihrakı oldu. Sonra bu mihrak bizzat güneşleşti. Işık huzmelerini buradan yaymakta devam etti. İlk dedelerinin hayırlı halefleri olan Cumhuriyetin kadirşinas çocukları eminim ki Anadolu'nun ilk fatihi Süleyman Şah adına bir abide dikeceklerdir. Onun en münasip yeri Süleyman Şah'ın ilk payitahtı olan Konya'nın Alaeddin tepesidir.

Burası Türk Konya, İkonyum’u Konya yapan gücün kudretin rüya şehri, rüya Başkenti.

Türk Oğuzun, soylu Kınık boyunun kurduğu Selçuklu Konya…

Kılıçaslanların rüyası…

Sultan Mesud’un Türkeli diye kabul ettirdiği, Anadolu’nun Payitahtı!

Uluğ Keykubad’ın dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri yaptığı, sonra da gönül sultanlarını davet ettiği, mana postlarını bu şehre sermelerine vesile olduğu şehir!

Gelin bu payitahta hep birlikte sahip çıkalım. Bu şehrin gönlü ferah, gönlü geniş. Bizler gibi hasis değil, kıskanç değil, kalbinde hepimize yer var!

Gelin el ele verelim kalbine girelim, kalbinde yer alalım. Sevgiyle, kardeşlikle, vefayla, hoşgörüyle, barışarak, görüşerek, danışarak!

 

*****

Selçukluya yolculuk yapmak bu işin ilk adımı. Selçuklu torunları, bu yola Selçukluyla çıkmadan olmaz.

Nereden mi başlayacak?

Zazadın Han’dan…

Zazadın aynı zamanda bir kervansaray…

Yani bundan yüzlerce yıl öncesinin beş yıldızlı oteli…

Üstelik kale gibi sapasağlam ayakta…

Zazadın Selçuklunun haşmetini, heybetini ve görkemini gözler önüne seriyor.

Bu yapı, Konya için gerçek bir hazine…

O hana gelecek ziyaretçileri, çekilmesi muhtemel dizileri ve filmleri şöyle bir hayal edin bakalım!

Ne diyorduk, Selçuklu torunları Zazadından başlayacaklar gezmeye dolaşmaya.

Kervanların barındığı, korunduğu, ticaretin gelişmesine vesile olan yapılar kervansaraylar. Zazadın gibi kervansaraylar yüzünden dünyanın en zengin, en gösterişli, en çok merak edilen şehirlerinden biri olmuş Konya…

Bugün ticaretin merkez şehirlerinden biri olmasını, o yıllara borçlu Konya…

Zazadın kervansarayı da bunun için önemli…

 

*****

Zazadın Handan çıktınız, bir başka hana geldiniz Horozlu Hana…

Sonra, ağır ağır şehrin kalbine doğru gelmeye başladınız.

Şehir adı üstünde Sultanlar şehri!

Kamuoyumuz bir türlü Sultanlar şehri tabirini sevemedi. Benimseyemedi. Üzerine düşmedi. Sivas’ın yaptığını yapamadı.

Sivas, Anadolu’da, Sultan şehir olarak tanınıyor ve anılıyor.

Ya biz?

Sultanlar şehrinde, Sultanların payitahtında, neler yüklemedik şehrimize, neler!

Kümbet şehri dedik, Mevlana şehri dedik, tarım şehri dedik, sanayi şehri dedik, kültür şehri dedik, turizm şehri dedik, o kadar çok şey yükledik ki, işin cılkını çıkardık.

Kelimenin tam anlamıyla dağıttık, şimdi de toparlayamıyoruz!

Konya, bir koltukta birden fazla karpuzu taşıtabilecek bir şehir mi?

Kesinlikle evet!

Ancak, vur abalıya misali, nasıl olsa çeker, götürür demek akıl kârı değil!

Sultanlar şehri gibi bir kavrama, her nedense henüz ısınamadık!

*****

Bir tek cümleyi sevdik bu arada…Bir Başkent daima Başkenttir.

Bu cümle dilimizden hiç düşmedi.

Düşmedi lakin, Başkent olmanın sorumluluklarını görmezden geldik.

Hele ki eski Başkentlerden biriyseniz.

Tarihe mal olmuş, tarihe damga vurmuş, oldukça önemli bir medeniyete ev sahipliği yapmış bir Başkentseniz!

İşte onun içindir ki, Konya Selçukluya eninde sonunda dönüş yapmak zorunda kalacaktı.

Başka çaresi de yoktu zaten.

Ayak direme hadiseleri sadece şehre zaman kaybettiren, ayak direyene ve diretenlere ne bu dünyada, ne de öbür dünyada hiçbir şey kazandırmayacak olan direnmeler.

Bu şehir Moğollara direnmiş, direnişin dikalasını göstermiş, merak etmeyin direnci de bilir, direnmeyi de, dirilişi de, ayağa kalkıp toparlanmayı da…

Sadece bir yerler de az biraz fazla takıldı kaldı. O takılmaya sebep olanlarda, yol açanlarda bu işten hiçbir şey kazanamadılar. Selçukluya yolculuk kesintiye uğradı sadece.

 

*****

Konya gibi şehirlerde her daim su akar mecrasını bulur. Başkent vasfı taşıyan şehirler, kimsenin dediği yere, çektiği yere gelmez!

Tarihle iyi olmayan aramızı düzelteceğiz! Özellikle Selçuklu tarihiyle!

Çünkü, Kılıçaslanlar şehri yaklaşımına dahi henüz bir sıcaklığımız oluşmadı!

Bu şehri Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın fethettiğini bakalım ne zaman kabul edebileceğiz?

Zira, şehrin Başkent oluşunun kutlamalarına ancak onlarca yıl sonra karar verebildik!

Kamuoyumuz uzunca bir süredir kültür ve turizmle ilgilenmiyor. İlgileniyor görünüyor sadece…

Allah’tan talih şehrimizin yüzüne güldü de, Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay ve Karatay Belediye Başkanımız Hasan Kılca kültüre ve turizme dönük çalışmalara giriştiler.

Son yılların tek tesellisi bu Başkanlarımızın gayretleri…

Bu çalışmalar sonrasında da şehrin kalbi ortaya çıktı!

Konya’nın kalbi neresi mi?

Sultanlar Tepesi…

Bildiğiniz, bildiğimiz Alaeddin Tepesi! Sultan Tepe! Sultanların Tepesi! Sultanlar Tepesi! Hangisini derseniz deyin hepsi münasip, hepsi uygun!  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Yara

30 Ekim 2024 Çarşamba 00:03
SON YAZILAR