Koronavirüsü hayra yormak
Adem(as)’ın yaratılışından günümüze kadar insanlık; Ad, Semud, Lut kavimlerinin helâkı gibi büyük helâklar olmak üzere bir çok felaketlere duçar olmuştur.
Büyük helâkların dışında salgın hastalıklar, savaşlar ve doğal afetlerle de büyük kayıplar yaşamış ve yaşamaya da devam etmektedir.
Sadece 2. Dünya Savaşında 50 milyona yakın insan ölmüştür. Bu savaşın sonrasında yaşanan psikolojik travmaları sadece Japonlar değil tüm insanlık görmüştür.
Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarının etkisini Japonlar hala yaşamakta ve atıldığı yerlerde ot bile bitmemektedir.
Maalesef, insanlık bu yıkıcı silahların yaptığı tahribattan ders alması gerekirken tam tersi silahlanmaya devam etmiş ve etmektedir. Bugün insanlığın sahip olduğu silahlar insanlığı yok edecek düzeylere ulaşmasına rağmen başta ABD olmak üzere ülkelerin milli gelirlerinden en büyük pay silahlanmaya ayrılmaktadır.
Sadece İsrail’de 400 civarında atom bombası olduğunu uzmanlar açıklamaktadır. Yine, ülkemiz sınırları içerisinde bulunan İncirlik Üssünde bile Avrupa’yı yerle bir edecek tahrip gücü yüksek bombaların olduğu konuşulmaktadır. Buna rağmen gözü dönmüşçesine farklı şekillerde silahlanmaya devam edilmektedir.
Bundan yirmi yıl önce bir araştırmadaki kişi başına günlük silaha harcanan para çok dikkatimi çekmişti. O günkü verilere göre günlük kişi başına silaha harcanan para 30 dolardı. Yani, bugün itibariyle aylık 900 dolar eder ki bu da yaklaşık 5000 TL’dir.
Aylık 5000 TL bir kişiye harcansa istisnasız tüm insanlar bolluk içerisinde yaşar ve sefalet diye bir durum söz konusu bile olmazdı.
Her ne kadar bugün dünya insanı koronavirüsten kaynaklı psikolojik travma yaşasa da esas travma insanlığın içine düştüğü vahim durumdur. Emperyalist sömürü, zulüm kat kat artmış ve azgınca devam etmektedir.
Sömürdükleri yetmediği gibi insanları bir birlerine kırdırmaktadırlar. İşte burnumuzun dibinde 1978 yılında İran-Irak Savaşı ile başlayıp hala devam eden savaşlarda milyonlarca insan birbiri kırmadı mı, kırmıyor mu?
-Bu savaşların kazananı kaybedeni kim?
Dünyada yaşanan kan ve gözyaşının arkasında kimlerin olduğunu herkes görüyor ve bu vahşilerin vahşiliklerine engel olunamıyor. Çünkü, dünyayı sömürenlerle silah gücünü elinde bulunduranlar aynı güçler.
Dünya korkunç bir felakete sürüklenmektedir. Bu felaket koronavirüs felaketi değil; 3.Dünya Savaşı çıkması veya çıkarılmasıdır. Devletlerin elinde bulunan sadece nükleer silahların onda biri bile 1 milyar insanın ölmesi demektir.
Doğrusu, koronavirüsün Suriye eksenli büyük bir savaşın çıkma ihtimalinin konuşulduğu bu günlerde ortaya çıkmasının hayır olabileceğini de düşünüyorum, değilim.
Çünkü, Allah(cc); “Savaş, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı. Gerçi o size hoş gelmez, fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara-216 Elmalılı Tefsiri) Buyuruyor.
Bu virüs emperyalist dünya insanının azıcık da olsa aklını başına getirir de diğer insanların yaşama haklarının olduğunu görürler diye umut ediyorum. Ancak, görmezler, göremezler! Çünkü, bugüne kadar yaşanan felaketlerden ders çıkarmadıkları gibi tam tersi azgınlıkları iyice artmış ve körüklemişlerdir.
İnanın, ister insanın kendi eliyle isterse doğal afetler sonucu yaşanan bu felaketler tesadüfi olmayıp Allah(cc)’ın insanlara bir ikazıdır.
Bugün yaşanan koronavirüs de dahil her türlü felakete karşı imkanlarımızın elverdiği ölçüde tedbirleri almalıyız; ancak, esas yapılması geren bu felaketlerin Allah(cc)’ın bir ikazı olduğunun şuuruna vararak Allah(cc)’a kul olmanın ve küresel güçlere karşı gereklerini yerine getirmenin gayreti ve titizliği içinde olmaktır.
Sık sık dile getiriyorum yine getireceğim çünkü çok çok önemlidir. Allah(cc) hepimize hayırlı uzun ömür versin; ancak, felaket olan ölmek değil, imansız olarak ölmektir.
Bir Müslüman kardeşimizin paylaşımı çok dikkatimi çektiği için sizin de dikkatinize sunuyorum. Kardeşimiz, “Koronavirüsten ölme ihtimali yüzde bir iken her an ölme ihtimali ise yüzde yüzdür” diyor.
Hakikaten çok çok doğru bir söz. Bu söze kulak vererek şu kasvetli günleri fırsata çevirerek ahiret hazırlığına daha fazla zaman ayıralım.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.