Küçük kıyamet
Siz hayatınızda hiç ölümle burun buruna geldiniz mi? Ben gelmedim. Ama hepimiz ölümle burun buruna gelen ve maalesef birçoğu hayatını kaybeden birçoğu da yaralı olan insanlara yakın zamanda şahit olduk…
Bundan tam 11 gün önce hepimiz asrın felaketine şahit olduk. Bazı görüntüler TV’de bazıları ise sosyal medyada servis edildi. O görüntülerin hepsinin ve hepimizin ortak noktası ise; Acı, korku, ölüm, kaybetme korkusu, yalnız kalma korkusu, deprem önlemleri, yapılması gerekenler, yapılmayanlar, öfke ve daha birçok duygu sardı bizi.
Ben bugün deprem ve ölüm konusundan bahsetmek istiyorum. Gördüğüm, anladığım o ki her şey aslında çok boş. Hepimiz gördük deprem en zenginini de en fakirini de aldı. Adam seçmedi…
Adam seçmeyen deprem ve giden canlar, geriye kalanlar; Karakter, amel, anılar. Vefat eden insanların en son ne düşündüklerini hiç düşündünüz mü? Ya da ölümle burun buruna kalanların neler yaptığını. Muhtemelen ya en sevdiklerini düşündüler ya da nasıl bir hayat yaşadıklarını. Ölümle burun buruna gelen insanların ise kıyamet koptuğunu düşündüklerini tahmin ediyorum.
Ders oldu, ibret aldım
Deprem bana kıyameti hatırlattı. Her ölüm bir kıyamet olsa da maalesef inanların çığlıkları ve yine maalesef toplu ölümler, çırpınışlar. Değerli okuyucularım buraya kadar depremin gerçeklerini insanın insandan ayrılışını, depremin insanın ruhsal dünyasındaki yıkıcı etkilerinden bahsetmek istedim. Ama bahsetmek istediğim başka şeylerde var. İbret almak gerektiği, her saniyenin ne kadar kıymetli oldu gerçeği, birçoğumuzun yapmayı unuttuğu şükür gerekliliği, Allah ile bağımız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.