Memlekete Geri Dönüş Yılı
Pazartesi güne kadar sürecek kısıtlamalar başladı. Kendi camimize ve yakın marketimize gidebileceğiz. Gayrısını zorlamanın anlamı yok.
30 binleri geçen günlük vaka sayısının kısıtlamaların akabinde yarı yarıya düştüğüne hepimiz şahit olduk.
Dahası rakamlar bize hiçbir şey söylemese de günlük olarak çevremizden ve sosyal medyadan aldığımız veri ve intibalar bizlere salgının seyri hakkında ciddi fikir veriyor.
Bugün sizlere salgın ile de bağlantılı olarak ilginç bir istatistik vereceğim.
Türkiye’deki 81 vilayet içerisindeki vatandaşlar farklı şehirlerde değil de kendi memleketlerinde yaşasalarmış, nüfus bakımından ilk 6 il bakın nasıl şekilleniyor:
- Şanlıurfa: 2,77 Milyon
- Konya: 2,57 Milyon
- İstanbul: 2,54 Milyon
- Diyarbakır: 2,25 Milyon
- Ankara: 2 Milyon
- İzmir: 1,97 Milyon
Koca metropollerin halini gördünüz değil mi? Herkes yaşamak için kendi şehrini tercih etse Türkiye’deki en çok nüfusa sahip illerden biri şehrimiz olan Konya olacak.
Bunun yanında Konya ile ilgili çok ilginç de bir istatistik karşımıza çıkıyor. Memlekete göre yaşam tablosuna baktığımızda 2,57 milyon kişinin yaşayacağı Konya’da bugün 2,3 milyon kişi yaşıyor. Yani denge olarak birbirine en yakın oran yine Konya’ya ait.
Bu istatistiği bugün gündeme taşımamın sebebi salgınla birlikte İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirlerden yoğun bir şekilde Anadolu’ya geri dönüş olmasıdır.
Temel olarak hizmet sektöründe çalışan insanların kısıtlamalarla birlikte nasıl memleketlerine döndüğüne hepimiz şahitlik ettik. Otogarlardaki o kalabalığı gördük.
Bugün özellikle İstanbul şehri ile ilgili olan doygunluk farklı göç dalgalarını da karşımıza çıkarıyor. 2021 tersine göçün hızlanmasına vesile olabilir. Zira çok daha zorlayıcı şeyler çıkabilir karşımıza.
Ulusal medya büyük İstanbul depremi başlığını attıkça insanların korkusu artıyor. Doğal olarak ata topraklarına dönme fikri anlam kazanıyor. Aldığımız son bilgiler ışığında hatırı sayılır bir kitle bu şekilde memleketine dönüp topraklarına sahip çıkıyor ve yeniden tarıma başlıyor.
Bu ülkemiz ve tarımsal geleceğimiz adına çok önemli.
Konya ile ilgili olarak şehri yönetenlerin bununla ilgili yapacağı bir iskân politikası çok ama çok elzemdir.
Doğru planlama ile şehrin ve şehir yaşamının geleceğiyle ilgili önemli mesafe alınabilir. Zira nüfus artışı demek üretim kadar tüketim de demektir.
Özellikle yerleşim yerleri olarak nüfusları 5000 binin altına inmiş ilçelerin teşvik edilmesi gerekiyor. Böylelikle merkeze karşı bir yığılma olmaz ve şehircilik faaliyetleri daha sorunsuz olabilir.
Sadece doğru yerleşim planlaması ile temiz su, temiz hava, trafik, altyapı gibi birçok sorun haline gelecek durum önceden yapılan planlamalar sayesinde problem haline dönüşmeden halledilmiş olabilir. Bakın daha geçen gün Konya Büyükşehir Belediyesi ‘temiz hava eylem planı’ açıkladı. Doğalgazın şehirde yaygınlaşmasına rağmen bazı akşamlar gerçekten bunaltan bir hava karşımıza çıkıyor. Rüzgârı da karı da yağmuru da hasretle beklemekteyiz.
2021 yılının tüm ülkemiz milletimiz ve İslam âlemi için iyilikler güzellikler ve hayırlar getirmesini rabbimizden niyaz edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.