MUCİZEYİ İNKÂR ETMEK
İslam düşmanı emperyalist güçler, ülkemiz ve insanımıza yönelik saldırılarına her alanda olduğu gibi inanç alanında da devam etmektedir. Bu saldırıların en kahredici olanı “İMAN’a” yapılan saldırıdır.
Bunların esas amacı, Müslümanların imanını bozarak İslam’ı ortadan kaldırmaktır. İslam’ın ortadan kalkması, İslam’a inanan insanların ya tümden inkârıyla ya da bütünü oluşturan parçalardan birinin inkârıyla gerçekleşir.
Tümden inkâr ettirme yöntemiyle imansızlaştırmak çok kolay olmadığı için parçalardan birini inkâr ettirme yöntemini kullanmaktadırlar.
Bu işi, yerli işbirlikçi “Hoca Tiplemeli Züppe” adamları vasıtasıyla, aslında ajanlarıyla, İslami temel alt yapısı zayıf, kendini çok akıllı sanan akılsızları kandırarak gerçekleştiriyorlar.
İslam düşmanları bu noktaya dünden bugüne değil; planlı, programlı uzun süreli bir çalışmanın sonucunda geldiler.
Bu faaliyetlerine ilk olarak İslam âlimlerinin itibarsızlaştırılmasıyla başladılar. Çünkü, Müslümanlar, İslam’ı bu büyük zatlardan öğreniyorlardı. İslam’ı sahih kaynaklardan öğrenen bir Müslümanı kolay kolay kandıramazlar.
Müslümanların gönlünde saygın bir yeri olan Mezhep İmamlarımızı, Hadis-i Şerif Âlimlerimizi, Mürşit-i Kamillerimizi itibarsızlaştırmak için her türlü iftirayı atmaktan geri durmadılar, durmuyorlar.
Hadis-i Şerif ve sünneti seniyye inkârcılığı ile Efendimiz Hz. Muhammed(sav)’i itibarsızlaştırmaya çalıştılar ve çalışıyorlar.
Yetmedi! İşi Ayet-i Kerimeleri inkâra kadar vardırdılar. İşte bu inkârlardan biri “MUCİZE” inkârcılığıdır.
Mucizeye iman;” Kitap, Sünnet ve İcmâ-ı Ümmet ile sabittir. Kur'an-ı Kerimle sabit olan "İsrâ" ve "İnşikâk-ı Kamer" gibi mucizeleri inkâr etmek kişiyi küfre götürür.
Müslümanın Kur’an-ı Kerim’in tamamına harfiyyen inanması şart olup bir ayetinden bile şüphe eden Müslüman olamaz. Kur’an-ı Kerim’de birçok mucize ve keramet bildirilmiştir. Bunlardan bazıları:
-Hazret-i Davud’un elinde demir, hamur gibi yumuşardı. (Sebe 10)
-Cinler, kuşlar ve rüzgar Hazret-i Süleyman’ın emrinde idi. Erimiş bakır sel gibi aktı. (Sebe 12, Neml 17)
-Hazret-i İbrahim’i ateş yakmadı. (Enbiya 69); Hazret-i İbrahim’in kestiği dört kuş dirildi. (Bakara 260)
-Hazret-i Yunus’u balık yuttuğu halde, zarar gelmeden kurtuldu. (Saffat 139-145)
-Hazret-i Musa da, asasını yere bırakınca, hemen bir ejderha oluverdi. (Araf 106); Hazret-i Musa’nın asası yılan olup, sihirbazların sihrini bozarak, gösterdikleri şeyleri yuttu (Taha 69); [Kâfirlerin sihir ile harika şeyler yaptığı bu âyetten de anlaşılmaktadır.];
-Hazret-i İsa beşikte iken konuştu. Elindeki çamurdan şekle üfleyince, canlı kuş oldu. Körleri iyi etti. Ölüleri diriltti. (Maide 110, A. İmran 49);
-Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. Hazret-i Süleyman, (Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi. (Neml 40) [Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı halde, bu kerameti göstermiştir.]
Hazret-i Hızır’ın harikası, sepetteki pişmiş ölü balık canlandı. (Kehf 63) [Bazı âlimlere göre Hazret-i Hızır, nebi değil velidir. Veli ise, gösterdiği harikalar mucize değil keramettir.]
-Ay ikiye ayrılınca, kâfirler, Resulullah(as) için (Bize sihir yaptı) dediler. (Kamer 1,2); Resulullah(as), Mescid-i Aksaya ve bilinmeyen yerlere bir anda gidip geldi. Mirac hadisesi. (İsra 1)”
“Mucizeler de Allah tarafından meydana gelir, fakat kâfirler inanmaz.” (Enam 25, 109)
Peygamberlerin, elinde meydana gelen mucizelerin yaratıcısı da Hz. Allah(cc)tır. (Hazret-i İsa, ölüleri diriltirdi) demekle ona yaratıcılık vasfı verilmiş olmuyor. Yine Hz.Allah(cc) yaratıyor.
Hz. Allah(cc) peygamberlerine verdiği mucizeleri bildirdikten sonra (Bunları yapan biziz) buyuruyor. (Enbiya 79)
-Bu kadar açık delillere rağmen inkâr niye?
Hz. Allah(cc) şahit olsun ki, bu yazıyı yazmamın tek nedeni; “Hoca Tiplemeli Züppe” adamların tuzağına düşerek “Mucize ve Kerameti” inkâr edip küfre düşen Müslüman evlatlarının inkârdan vazgeçmelerine vesile olabilmektir.
-Lütfen, ayrıntılı olarak araştırın, güvendiğiniz hocalara sorunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.