Eylül ayının girmesi ile beraber ülkemizde eğitim alanında maraton başlar ve herkes kendine göre bu yarışta üzerine düşeni yapmaya çalışır. Ebeveynler okula kayıt telaşı ve forma alma telaşı içerisinde iken bir önemli konuyu es geçmemelidirler. Okula ilk defa başlayacak yavruya gereken özeni göstermelidirler.

Okullar açılırken sadece çocukların değil, anne babaların da heyecanlarını yüzünden okuyabiliriz. Bazen anne ve babalar çocuklarından çok daha fazla heyecan içinde olabilirler. Bazen bu heyecan korkuya, kaygıya ve hatta fobiye dönüşebilir. Bu durumdan en fazla etkilenen ise çocuk olur.

Okula başlamak, çocukların hayatında yaşayacağı ilk deneyimlerden bir tanesi olmasından dolayı çocuğa ve aileye güzel heyecanlar yaşatacak özel bir durumdur. Günümüz şartlarında okul öncesi eğitimin artması ile beraber ilkokula uyum süreci daha kısa sürede ve daha kolay gerçekleşmektedir. Ancak çocuğun okul ortamına girdiğinde ailenin ve öğretmenin göstereceği tutum, çocuğun kendisine ve okula olan güvenini yakından etkileyecektir.

“Her çocuk kendine özeldir” ailelerin unutmaması gereken en önemli altın noktalardan birisidir. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarını olduğu gibi kabul etmeleri, daha dikkatli gözlemleyerek, mevcut ve geliştirilebilecek yetenekleri üzerinde durmaları, mutluluğu ve başarıyı yakalamanın en önemli etkenlerinden biridir.

Yaz boyunca geç yatan ve geç kalkan, rahat davranmaya, istediği şekilde hareket etmeye alışan çocuk, okulların açılmasıyla beraber daha düzenli olma zorunluluğundan kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşayabilir.

Örneğin; geç yatmaya alışmış bir çocuk erken yatmak istemeyebilir, yine geç kahvaltı etmeye alışan çocuk, erken kahvaltı etmek istemeyebilir. Bu durum da çocukta okula gitmeye karşı bir isteksizlik yaratabilir. Hatta bazı çocuklarda sık sık ağlama, inatçılık yapma, huysuzlaşma gibi sıkıntılarda yaratabilir.

Özellikle okula yeni başlayan çocuklarda okul korkusu görülebilir. Yeni bir ortama girecek çocuk ne ile karşılaşacağını tam olarak bilemeyeceğinden kaygı düzeyi yükselmesinden kaynaklı karın ağrısı, bulantı, ishal gibi baktığımızda fiziksel rahatsızlık olarak nitelendirebileceğimiz şekilde çocuğa yansıyabilir.

Bu tip belirtileri sadece fiziksel yansımalar olarak değerlendirmek yanlış olacaktır. Zira bu tip belirtiler; okula uyum sürecinde yaşadığı uyum güçlüğü sebebiyle ortaya çıkabilen psikolojik bir problem olabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Uzmanlar tarafından görüşleri dikkate almak yararlı olacaktır.

Okullar açılmadan önce alınacak önlemler

•          Çocuğunuzu duygusal ve psikolojik yönden okula hazırlayın.

•          İlk haftalarda biraz stres ve kaygı yaşamasının normal olduğunu ona anlatın. Okula başlamadan önce bu konuyla ilgili muhakkak konuşun.

•          Çocuğunuzun fiziksel ve ruhsal sağlığını kontrol ettirin. Çocuk doktoru, göz doktoru ve diş hekimi muayeneleriyle birlikte gerekiyorsa psikolog görüşmesini organize edin.

•          Okullar açılmadan en az bir hafta önce uyku ve yemek saatlerini yeniden planlayın. Televizyon ve bilgisayar karşısında geçirdiği saatleri kısıtlamaya çalışın. Yaz aylarında bu süreler artabilir. Ancak okullar açılırken bu zaman dilimlerinin azalması gerekir.

•          Ders motivasyonunu artırabilecek eğitim malzemeleri alın. Okul alışverişine birlikte çıkın ve mümkün olduğunca onun seçimlerine saygı gösterin.

•          Öğrencilik yıllarınız ile ilgili paylaşımlarda bulunun. Bu paylaşım onlara öğüt vermekten daha çok işe yarar.

Gerek okul uyumsuzluğu, gerek okul korkusu konularında ailenin uzman bir psikologdan destek almasında fayda vardır. Başlangıçta küçük sorunlar olarak karşımıza çıkan bu olumsuz davranışlar çocuğun bütün öğrenim dönemini negatif şekilde etkileyebilmektedir.