Tepkisiz kalmak bir seçenek değil!
Hep aynı şeyleri söylüyorum, farkındayım. Lakin biz unutkan bir milletiz. Tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var. Çünkü unutulan her gerçek, bir gün bizden hesap sorar. Benim için hatırlamak ve hatırlatmak, sadece bir tercih değil; bir sorumluluktur.
Ben halkım. Normal, sıradan, herhangi bir vatandaşım. Halk için devlet baki; hükümet ise hayatlarını refah içerisinde idame ettirmelerine yardımcı araç gereçtir. Onun için hükümetlerin sürekliliği, halkın refah düzeyinin sürekliliği ile doğru orantılıdır. Bu refah düzeyi ise ekonomi, eğitim ve adalet ile başlar. Ne zaman ki bu hususlar olumsuz yönde seyreder, işte o zaman ben tepki veririm, vermek zorundayım.
Basit bir şekilde ele alacak olursak…
Cebime giren maaş, basit ve temel ihtiyaçlar karşısında eriyip gidiyorsa tepki vermek zorundayım. Çünkü geçim sıkıntısı, sadece bugünü değil, yarını da etkiler. İnsan yarınından endişe duymaya başladığında ise hayalleri küçülür, cesareti azalır, umudu tükenir. Böylece sosyal çürümenin temelleri atılır.
Sosyal çürüme ve yetersiz eğitimin harmanlanmasıyla, yediden yetmişe herkesin okumaktan, araştırmaktan çekindiği, kul hakkının ne olduğunu bilmediği bu devirde; yolsuzluğun, liyakatsizliğin ve ahlaksızlığın zirve yapmasına ve insanları bunlara kimi zaman teşvik, kimi zaman mecbur bırakmasına tepki vermek zorundayım. Çünkü sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Ve bugün göz yumduğumuz her yanlış, yarın daha büyük bir haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik olarak karşımıza çıkacaktır.
Adaletin terazisi şaştığında ise toplumun vicdanı kanar ve körelir. Vatanı için canlarından, ailelerinden vazgeçmiş ve en önemlisi çocuklarının geleceklerini görmekten mahrum kalmış şehitler varken, terör seviciler ortalıkta fink atıp yargının ağırlığını üstlerinde hissetmiyorlarsa tepki vermek zorundayım. Bir yolsuzluk varsa ve kişiden kişiye yargılama usulü değişiyorsa tepki vermek zorundayım. Paçavraların sallandığı bir yerde herhangi bir müdahale olmazken, Türk bayrağının dalgalandırıldığı yerde plastik mermilerle müdahale ediliyorsa tepki vermek zorundayım.
Tepki vermek, sadece bir refleks değil; bir sorumluluktur. Ama tepki sadece öfkeyle, sosyal medyada birkaç cümle yazmakla sınırlı kalmamalıdır. Gerçek bir değişim, bilinçlenmekle, sorgulamakla, hakikat peşinde koşmakla mümkündür. Unutmayalım, unutturmayalım. Çünkü geleceğimizi şekillendiren, bugün verdiğimiz ya da vermediğimiz tepkilerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.