Öz Eleştiri…
Türkiye için hayati öneme haiz, müreffeh dünya ülkesi olabilme yolunda Avrupa birliği maceramızla ilgili süreç, uzunca bir zamandır, inkıtaa’ ya uğramış, gerek bölücü terörün akıl almaz özerklik ve bölücü başına özgürlük talepleri ile gerekse yakın sınırlarımızda süre gelen iç savaşında etkisiyle, adeta askıya alınarak bekle gör politikalarına terk edilmiştir!
Her şeyden önce Avrupa birliği gelişmişlik göstergesi, büyük bir medeniyet projesidir. Hem mevcut birlik üyesi ülkelerin hem de birliğe dâhil olmak isteyen yeni üyelerin uymaları gereken iki temel kriterden oluşmaktadır.
Bunlardan birincisi; Maastricht ekonomik kriterleri, diğeri ise; Kopenhag siyasi kriterleridir.
Yasaların da gerekli düzenlemeleri yaparak, bu normlara uyum sağlayanlar, ancak birliğe kabul edilirler ve beraberinde serbest dolaşım, mal dolaşımı ve sermaye dolaşım haklarına sahip olurlar.
Hani işler ters gidince, kılıçları çekip birlikle ilgili işi yokuşa sürüyorlar! Yaptıkları bile bile lades desek de, insan hakları ihlalleri başta olmak üzere pek çok konuda eksikliğimizin olduğu apaçık ortadır.
İşin doğrusu bu işte samimiysek Avrupa birliğine girmeyi gerçekten istiyorsak lütfen aynaya bakalım ve gerçeklerle yüzleşelim ve ön yargısız şu soruyu soralım kendimize;
Unumuzu eleyip, eleğimizi duvara astık mı? Yani ev ödevlerimizi eksiksiz tamamladık mı?
Herhalde aklıselim hiç kimse bu soruya; evet tamamladık, biz hazırız diyemez ve dememeli!
Öncelikle dikeni kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım. Siyasi sosyal ekonomik görüntümüzün vicdanı bir muhasebesini yapalım.
Sanki her şeyimiz dört dörtlük, tıkır tıkır saat gibi çalışıyor da, adamlar bize köşe bucak mı çıkartıyorlar?
Yoksa temelde birçok eksikliğimiz varda, bunları düzeltip telafi etmek yerine, meselelere; bu kadar hata kadı kızında da olur, ha ne olur idare ediverseniz mantığıyla mı yaklaşıyoruz?
Doğrusu batı ile aramızda ki temel fark buradan kaynaklanıyor. Onlar kurumsallaştıkları için kuralları gereği doğru olanı yapıyorlar.
Biz ise; idareyi maslahatçılıkla yanlışta ısrar ediyoruz!
Güncel bir konuda özeleştiride bulunalım isterseniz;
Seçimler biteli neredeyse 40 gün olmasına rağmen, hala bir kısmı muallak sonuçlar, pek çoğu cevaplanamayan itirazlar, zihinlerde oluşan istifamlar var.
Her şeyden önce İlan edilen seçim sonuçlarının, kamu vicdanında ve hukuki zeminde meşruiyetinin tartışılmaması ve herkes tarafından kabul görmesi gerekirken; Şayet bu olmayıp da, aksine şüphe ve şaibeler üzerine, kuşkular yaratılmışsa, hiç birimiz demokrasimizin sağlıklı işleyişinden dem vuramayız.
Doğru dürüst bir seçim dahi yapıp da sonuçlandıramıyorsak, bu ayıp hepimize yeter de artar bile!
Öyle değil mi? Bir tarafta 21.yüzyılda, Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlanıp, 2023 vizyonundan bahsederken;
*Hala hukuk sistemimizi tartışmalardan uzak, berraklaştıramamışsak!
*Hala oy kutsal deyip de sandığın namusuna sahip çıkamıyorsak!
*Hala mükerrer oy kullananlara mani olamamışsak!
*Hala çıkan neticelere demokrasinin zaferidir demek varken, düşmanı denize dökmek mantığıyla yaklaşıyorsak!
*Hala herkes kendince yedi düvele karşı mücadele ediyoruz deyip de oy vermeyenleri ötekileştiriyorsak!
Lütfen her alanda yaşanılan tuhaflıklar ve tüm olanlar bitenler bir yana sadece kuralları belli, basit bir seçimde yaşanılan traji komik bu sahnelerden sonra bile, şapkamızı bir kez olsun önümüze koyup düşünmeli ve sonuçta da bir karara varmalıyız!
Medeni insan gibi yaşamak, medeni insan gibi seçim yapmak, tıpkı onların yaptığı gibi, elektronik ortamda birkaç saat içerisinde tartışmasız seçim sonuçlarını ilan etmek, sonra da el ele verip hep birlikte işimize gücümüze bakmak var iken;
Her zaman olduğu gibi; bulanık suda balık avlamaya çalışmanın, ortamı germenin, tartışmanın kavga etmenin ne mantığı olabilir ki?
Tüm bu olup bitenler; kafa karıştıran bu acayiplikler artık son bulsun derken, benimkisi saf dillilik mi oluyor, yoksa ben farklı bir dünyada hayal âleminde mi geziyorum!
Yok, canım bu işte bir bit yeniği var! Düşünüyorum da bazılarının dediği gibi; yoksa bu kefereler, bize haksızlık mı ediyorlar?
Avrupa birliğine almamakla?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.