İbrahim Talha Bayburt

İbrahim Talha Bayburt

Pazara çık, ekonomiyi gör

Pazara çık, ekonomiyi gör

Memleket gündemini en iyi nerede görürsünüz? Televizyonda mı? Yok canım, orası artık bir parıltı dünyası. Sosyal medyada mı? Orası da biraz neşeli bir curcuna. Memleketin asıl halini görmek için, ayaklarınıza sağlam bir pabuç, elinize bir pazar çantası alıp doğru semt pazarına gitmelisiniz. Türkiye’nin gerçek enflasyon raporu oradadır, resmi kurumların açıkladığı rakamlardan çok daha dokunulabilir bir şekilde önünüzde serilidir.

Bir köşede limon, yan tarafta marul, domates, salatalık derken hepsi sanki altın kaplanmış gibi fahiş fiyatlarla sizlere el sallar. Tezgâhtaki abiye sorarsınız, “Abi, halden pahalı geliyor” der, omuz silker. Karşıdaki amca “Bu fiyatlar nedir yahu?” diye mırıldanır, ama bir şey diyemez. Belli ki durum herkes için sıkıntılı. Eskiden aynı paraya poşeti doldurup eve dönerdik, şimdi o parayla ancak birkaç sebze alıp çıkıyoruz.

Mevzu sadece sebze-meyve de değil. Bakliyatçılar da şikâyetçi, kasaplar zaten dert küpü. Hele süt ve süt ürünleri reyonlarına bakmak bile cesaret ister oldu. Etiketteki fiyatları görünce insan, “Bunları üretmek için altın mı yediriyorlar hayvanlara?” diye düşünmeden edemiyor.

Ama en çok dikkatimi çeken şu: Pazarda alışveriş yapan insanların yüzündeki kaygı. Kimse keyifle dolaşmıyor artık. İhtiyaç listesindeki her şeyi almaya çalışan da, “Bu hafta bunu es geçelim” diye düşünen de aynı dertle boğuşuyor. İnsanlar bütçe hesabı yapmayı, hayatın bir parçası değil, hayatın kendisi haline getirdi.

Peki, bu noktaya nasıl geldik? Süslü cümlelere gerek yok; mesele basit. Üretim yetersiz, maliyetler yüksek, ekonomi kırılgan. Döviz kuru yükseliyor, bu da dışa bağımlı sistemde her ürüne zam olarak dönüyor. Tarım zaten ayrı bir çöküşte; çiftçi üretemez hale gelmiş. Destek az, maliyet çok, kazanç düşük. Sonuç? Pazarda sofrayı doyuracak şeyler bulmak giderek zorlaşıyor.

Ama işin daha acı tarafı şu: Artık pazara çıkmak bile lüks oldu. Eskiden “markette pahalıysa pazara gideriz” diye düşünürdük. Şimdi pazardaki fiyatlar da bütçeleri aşıyor. Bir zamanlar herkesin cebine uygun olan halk pazarı, giderek "seçkinler pazarı"na dönüşüyor.

Sözün özü, ekonomi tablodaki verilerle değil, halkın günlük hayatındaki gerçeklerle anlaşılır. Kimi istatistikler “enflasyon düştü” dese de, pazardaki fiyat etiketleri bize her daim doğruları söyler. Pazarda domatesin, salatalığın, peynirin dilini dinlerseniz, Türkiye’nin ekonomik fotoğrafını tüm çıplaklığıyla görürsünüz.

Yarın bir fırsat bulup pazara çıkın. Fiyatlara bir bakın. Ekonomiyi en iyi orası anlatır. Ve eğer dönüşte çantanızda sadece birkaç sebze varsa, biliniz ki problem sizin harcama alışkanlıklarınızda değil, sistemin ta kendisinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Talha Bayburt Arşivi
SON YAZILAR