Eleştirinin susturuluşuna dair
Bir önceki yazıda, eleştirinin ne zaman yıkıcılaştığını; nasıl olup da düşünceyi zenginleştirmek yerine sığlaştırabildiğini konuştuk ve “Eleştirinin İstilasına Dair” bir tablo çizdik. Bu yazıda ise meselenin diğer yüzüne bakalım: Eleştirinin susturuluşuna dair karanlık bir tabloya.
Eleştiri, düşüncenin aynasıdır. Fikirlerin, uygulamaların, hatta duyguların bile sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için eleştiriye ihtiyaç vardır. Fakat ne zaman ki eleştiriye karşı cephe alınır, işte o zaman akıl zincirlenir, zihin özgürlüğünü kaybeder.
Toplum olarak bir zaafımız var: Eleştiriyi saldırı olarak görmek. Oysa eleştiri, doğru yapıldığında yıkmak için değil, inşa etmek içindir. Ne var ki eleştirilmek, çoğu kişi için tehditkâr bir durumdur. Bu yüzden eleştiriyi susturmak, onun yerine alkışı yüceltmek daha güvenli gelir. Ancak bu güven, çürük bir zeminde yükselir. Çünkü alkış her zaman doğruya çalmaz; çoğu zaman sadece hoşumuza gideni kutsar.
Zihin, yalnızca bilgiyle değil, sorgulamayla da gelişir. Eleştiri, bu sorgulamanın itici gücüdür. Eğer bir birey ya da toplum, eleştiriden kaçıyor ya da onu bastırıyorsa, gelişim durur, düşünce donar, fikirler birer dogmaya dönüşür. Bu, bilginin değil, inancın bile gerisine düşmektir. Zihne vurulan her eleştiri zinciri, bir entelektüel yıkımın habercisidir.
Düşünmek, sadece kendi fikrini üretmek değil, başkasının fikrini duymayı da gerektirir. Bu yüzden eleştiriyi susturan her tutum, sadece farklı düşünceyi değil, düşünmenin kendisini de susturur. Bu da entelektüel faşizmin önünü açar. Herkesin aynı şeyi söylediği bir toplumda, kimse aslında bir şey söylemiyor demektir.
Eleştiriden korkan değil, eleştiriyle yoğrulan bir zihin, gerçek özgürlüğe ulaşır. Eleştiriyi muhalefet olarak gören bir zihin ise kendi içinde bir hapishanedir. O hapishanenin parmaklıklarını da kimse değil, bireyin kendisi örer.
Bu yüzden eleştiri, yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Onu susturmak değil, onu anlamak gerekir. Çünkü eleştiriyi anlayan bir zihin, kendini de daha iyi anlar. Ve ancak kendini anlayan bir zihin, gerçekten özgürdür.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.