S. A.
“Okul bahçesinde, birbirlerine küfürler ederek kavga eden çocukları görünce hemen koşup müdahale etmek istemiştim. Çocukların yanına varınca çocuklardan birisi aniden kavgayı bırakıp gayet lakayt bir biçimde bana seslendi:
- Selamünaleyküm hocaaaam!...
***
Çarşıda seyyar satıcıdan kiraz alıp eve geldiğimde poşeti açınca başımdan kaynar sular döküldüğünü hissettim... Halbuki; seyyar satıcılar içinden kılığı kıyafetinden dolayı gözüme kestirdiğim sakallı adamın tezgahına vardığımda, ona ilk sözüm şu olmuştu:
- Selamünaleyküm!...
***
Anadolunun küçük bir ilçesinden selamlaşma manzarası…
Yolda yürürken karşıdan gelen sizi görür. Gözler birbirine sabitlenir. Birbirinize temkinli ve dikkatli bir şekilde bakarsınız. Eğer karşıdan gelen tanıdığınız bir kişi değilse, tam yan yan gelindiğinde ikisi de başını yere eğerek veya başka yöne bakarak geçip gidilir. Bu şehirde böyle bir durumla karşılaştığınızda eğer selam veren olursanız muhatabınız kısa süreli bir şaşkınlık yaşar, gerginliği kaybolur ve toparlanıp cevap verir:
Aleyküm selam!...
***
Muhafazakar bir şehirde telefon konuşmalarına istisnasız herkes aynı sözle başlar:
- Selamünaleyküm!
***
İnternetin ilk zamanlarında arkadaşın biriyle “chat”leşiyoruz…
Sordum:
- Ahmet, s.a. ne demek?
- Kısaca; selamünaleyküm!...
Cevaben yazdığımda ise bu defa Ahmet sordu:
- a.s.v.r.v.b. ne demek?
- Aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatühü!...
- Yanlış olmuş, doğrusu; a. s. olacaktı.
***
Arkadaşımı çalıştığı iş yerinde ziyaret etmiştim. Zor zamanlardı… Selam verdim, bildiğim türden. Arkadaşım a.s. diyememişti. Bürodaki diğerleri de…
Şükür ki geniş zamanlara eriştik… Yine bir ziyaret sonrası… Üstelik bu defa ayrılırken de selam verdim… Arkadaşım a.s.v.r.v.b dedi en uzun haliyle. Hem de bürodakilerle birlikte…
***
Bir hoca konuşuyor:
Bidat olacak diye korkarım ama selama amin demeyi eklemek lazım. Çünkü selam bir duadır.
- S.a.
- Amin,
- A.s.v.r.v.b
- Amin
***
Bilmece:
Aradaki farkı, farkedebilir misiniz?
Adamın biri demiş ki:
Selam verdim rüşvet değil diye almadılar.
Başka bir adam demiş ki:
Selam verdim rüşvet diye almadılar.
***
Geleceğin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelmişti şehre. Salon hınca hınç dolu. Dedi ki:
- Bugün burada siyaset konuşmayacağım. Size bir hadis-i şerifi hatırlatacağım sadece. Aranızda şu beş şeyi yayın.
- 1, 2, 3, 4, …
5: Aranızda selamı yayın. Allah’a emanet olun. Esselamüaleyküm ve rahmetullah!...
***
Hamdolsun selam yayıldı.
Ama hangi selam?
Parola olan, dua olan, modern olan, korku olan, çıkar olan, tekmil olan, sakız olan…”
Tebessümü, güleryüzle bakmayı unuttuğumuz, bir “Merhaba”yı, “Selâmün Aleyküm”ü esirgediğimiz şu zamanda Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun hatıratından merhum Hacıveyiszade M. Kurucu Hocaefendi’nin bir sünnet olarak selamı ne kadar sevdiği ile ilgili satırları okurken aziz dostum Ömer Öner’in bu yazısını ç-alıntılamak geldi aklıma. İyi de oldu. Allah yolunu açık etsin.
Hepinize selam ile...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.