Şehir tespitleri
1983 yılında başlayan Konya macerası Cıvıloğlu, Zindankale ve Kampüs üçgeninde geçen yaklaşık 32 yıl… Anadan ayrılarak yâre kavuşmak, bizimle büyüyen çocuklarımızla daha da büyüyecek büyük bir kent.
Yaşamaktan keyif aldığım büyük bir şehir; Konya… Uzun zamandır gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı, beklentilerimizi, bakış açımızı, duruşumuzu elimizden geldiğince yazıyoruz. Asla ben bir gazeteciyim demiyorum. Haddimde değil. Yazılarım, düşüncelerim, insan olmanın, yaşamanın satırlara tezahürü.
Peki 32 yılda ne değişti. Yazıldı, çizildi, konuşuldu, tartışıldı. Ne oldu? Nereden nereye geldi bu kent ve bu yaşam? Elbette değişti, gelişti. Büyükşehir hatta modern bir kent, hatta birilerine göre metropol bile oldu. Konya gelişmek zorundaydı ve gelişti. Bu şehir adına çalışanlar, sakinler, gelenler, gidenler herkes bu şehre yürek verdi, nefes verdi, ses verdi…
Anadolu Selçuklularına başkentlik yapan, ruhunda başta Mevlana olmak üzere birçok erenleri ve ulemayı barındıran bir dünya kenti olmaya aday bir kentten bahsediyoruz.
Peki ne demeye çalışıyorum? Bir şeyler eksik onu tespit etmeye çalışıyoruz ve sadece yorum yapıyoruz ve de düşünüyoruz.
Tespit-1: Şehirde bir olay oluyor hemen Türkiye gündemine oturuyor. Belki binlercesi başka şehirlerde mutat haline gelen olaylar Konya’da vukuu bulunca gündem oluveriyor, çıkıveriyor karşımıza. Bu yıllardan beridir böyle, böyle de devam ediyor. Kimse bir şey yapamıyor.
Tespit-2: Bu şehir savunulamıyordu. Şimdiki konjonktür bunu ortadan kaldırdı ancak “şehrin, etkin çıkış noktaları neler? Lobi anlamında ne durumda? Ortaya konan tespitler neler?” Babında hazırlanmış ve siyaset makamına sunulmuş, bir plan ve stratejileri var mı? Sanki bir sihirli değnek değecek, yapılacak edasında bir boşvermişlik kol geziyor.
Tespit-3: Elinde hızla gelişen ve içinden 3 üniversite hatta tarım üniversitesi ile 4 üniversite doğuran kapasiteli bir Selçuk Üniversitesi var, kısır çekişmelerle kullanılamıyor. Teknik Üniversite gibi bir çıkış noktası hiç konuşulmuyor.
Tespit-4: Yeni yeni kullanılmaya başlayan stadyumu, spor salonları ve yüzme havuzları ile müthiş bir spor altyapısı var. Yerellikten çıkarılamıyor, yeni bir şeyler düşünülmüyor, konuşulmuyor. Konuşulmasına izin bile verilmiyor.
Tespit-5: Çok zengin tarihi ve kültürel misyonu var. Sadece 7-17 Aralık Hz. Mevlana’yı Anma Etkinlikleri ve Şeb-i Arus Törenleri’ne angaje olmuş. Başka bir şey düşünülmüyor, düşünülmesine bile izin verilmiyor.
Tespit-6: Çok kısır siyasi çekişmeler var. Dolayısıyla şehir karar veremiyor. Herkes birbirine düşman gibi bakıyor. Kimse kimsenin yükselmesini istemiyor.
Tespit-7: Konya şehri ne şehri. Karar verilemiyor, sanayi şehri mi, tarım şehri mi? Çıkış noktaları ortaya konamıyor. Vizyon ve misyon platformlarda tartışılmıyor, konuşulmuyor, gizli, kapalı kapılar ardında, vatandaştan uzak, Konya ve ülke gerçeğinden uzak, vizyonlar ortaya konuyor. Katma değer üretilmiyor, sen ben kayıkçı kavgasından vazgeçilmiyor.
Tespit-8: Konya çıkış arıyor ancak bu çıkışı tartışarak ortaya koyacak aydın sorumluluğunu ve kent idarecilerini bulamıyor. Şehir kendine değer verecek aydınını ve idarecisini arıyor.
Yaşadığımız şehri yazmaya çalışıyoruz. Elbette bu tespitler arttırılabilir. Uyarmak görevimiz çünkü biz bu kenti çok seviyoruz. Çünkü biz vatanımızı çok seviyoruz. Daha iyi bir yaşam adına, çocuklarımıza bırakılacak güzel bir gelecek adına yazmaya devam ediyoruz…
NOT: Çok sevdiğim ve de değer verdiğim, taraflı tarafsız insan ayırt etmeden herkesin yardımına koşan, destek veren iyi insan, yiğit adam, 25 yıllık dostum, kardeşim Doç. Dr. Ahmet Koçak Hocamın milletvekilliği aday adaylığı da bu şehir vizyonuna çok şey kazandıracağı kanaatindeyim. Kardeşim, yolun ve bahtın açık olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.