Sevmek İstemeseydi, Sevmek Vermezdi!
Rabbimizin insana duyduğu kudsi muhabbetin insanda çok emareleri, işaretleri görünür. Kuran-ı Kerim’de insan için zikredilen halife ünvanı, meleklerine karşı insanla ilgili kudsi hitabı göstermektedir ki insan, şu âlemin nazik ve nazdar ve Halik’ının çok önem verdiği mahlûkudur ve kuludur.
Yine insan kendi varlığına dikkat etse, kendi bedenini okusa görür ki tüm âlem içerisinde sanatın en ince tezyinatı kendi bedenindedir, en mükemmel cihazlar kendi bedenindedir.
İki tür “cihaz” şimdiki söyleyişle “aygıt” takılmıştır insan varlığına.
Birincisi, bu âlemi algılaması, tanıması, incelemesi için duyma, görme, koklama, tatma, dokunma gibi insanın maddi bedenine takılmış cihazlardır; ta ki insan bunlarla maddi âlemi tanısın, onları inceleyerek yaşamını sürdürsün, onlardaki bilimi keşfederek, açığa çıkararak, öğrenerek teknoloji oluştursun hayat kalitesini yükseltsin, ilave olarak onlardaki İlahi ilmi de görsün Yüce Yaratıcısının sanatının ve yaratmasının farkına varsın, onların diliyle kâinat kitabını okusun.
İkincisi, insanın ruhuna takılmış olan cihazlardır. Kalb, şuur (akıl), nefis, ene vs. soyut cihazlardır ki bu âlemden ziyade soyut âlemi, manevi âlemi, maneviyatı okuyup, algılayıp hissederek; bilerek; yaşayarak manevi hayat kalitesini, manevi kemalatını, gelişmesini sağlayarak manevi varlığının yücelmesine, velayetine sebep olan latif cihazlardır.
Bu soyut cihazların sultanı kalptir. Muhabbetin, sevginin merkezidir.
İletişim biliminde bilinir ki iletişim aynı araçları algılayan karşılıklı iki unsur arasında gerçekleşir. İletişimde araç olarak kullandığımız dillerin de ötesinde diller vardır. Hal dili (lisan-ı hal), vücut dili, sevgi dili, gönül dili, aşk dili vs.
Bazen muhatabımıza sayfalarca sözümüz, meramımıza yetersiz kalırken; bazen mazlum ve masum halimiz çok şey anlatır; bazen bir gözyaşı çok şey ifade eder; bazen aşk dolu bir bakış kelimelerin anlatamadığı, dillendiremediği çok şeyi dile getirir.
O halde sözlü iletişim yanında, sözsüz iletişim de vardır ve daha etkilidir.
Sözsüz iletişimde sevgi, gönül ve aşk dili, kalbe bakar. Onunla tüm kâinat ile alakadar olup, ilgi kurup bir gönül bağı ile çevre sevgisine, insani sevgiye ve bunun da ötesinde nihayet İlahi sevgiye yollar açılır.
Her cihazı binler hikmetle yaratıp insana ihsan eden Yüce Rabbimiz; birçok şeyi sevmeye sebep olan kalbimizi, kudsi muhabbetine muhatap suretinde yaratıp, ve içlerinden en sevdiği kuluna “Habibim” hitabıyla muhatap ve muhabbetini zahir ve batın, görünen ve görünmeyen tüm âlemlere ilan eden Rabbimiz; Evliya Çelebi’nin de mevlidinde o muhabbetin yüceliğini, cezbe ile “ben sana âşık olmuşum” tabiriyle ifade ettiği o kudsi, ilahi muhabbet denizinin bir cüz’ünü şu aciz, nazdar kulları için de dilemiştir ki bu sevginin sultanı olan kalbi insan bedeninin merkezine koymuş.
Rabbim! kalbimizden sana giden yollar aç ve muhabbetini, sevgini bizim gibi acizlerin kalplerine de lütfet. (âmin).
Cuma’nız mübarek olsun.
Söylesem çaresi yok, sussam gönül razı değil
Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir.
(söylesem (derdimin) çaresi yok, sussam gönül razı değil
Çektiğim elemleri bir ben bir de Allah’ım bilir)
(Fuzuli’nin bir beytini değiştirme ile)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.