Sistem partileri Anayasayı değiştiremez
Anayasa tartışmaları oldukça sancılı geçiyor. Daha da sancılı geçecek…
Muhalefet, meselenin Anayasa değişikliği ile sınırlı kalmayıp kendi varlıklarının da tartışmalı hale gelmesinden endişeli…
Anayasanın ilk dört maddesi ve bağlı maddeleri sistem değişikliğini de beraberinde getireceği için kendisini sisteme angaje etmiş ya da sistemden geçinen partilerin değişikliğe onay vermesi bir noktada kendilerini imha etmek anlamına geliyor.
Sistem partilerinin konumu net olarak tespit edilirse hangi partinin ne kadar bu değişikliğe onay vereceği de ortaya çıkar.
Sistem partileri sistem tarafından kurulan ya da sistemden geçinen partiler olarak varlıklarını devam ettirirler.
Birinci sırada rejimin bekası için “halk adına karar verme yetkisini kendinde gören sivri zekâlı bürokratların” kurduğu partiler başı çeker. Bu tür partiler, kuruluş aşamasında yurtdışından fikirsel ve parasal destek alırlar. Bu haliyle bir noktada dış güdümlü, ajan partilerdir. Kuruluş aşamasından sonra devlet desteğiyle kısa sürede sisteme entegre edilir ve kurmalı saat gibi oluşturulan robotsu mensuplarınca bir şekilde varlıklarını devam ettirirler. (CHP)
İkinci sırada sistemden memnun olan partiler yer alır. Bunlarda rejimin bekasını sağlamak için kurulan sistem partisini dengeleme amaçlı yine yurtdışı destekli olarak kurulur. Bu tür partilerin en bariz özelliği, kurucu partinin yerli olmadığı, devrimlere hakkıyla sahip olamadığı teziyle yola çıkarak milliyetçi unsurları içinde barındırmasıdır. (MHP)
Üçüncü sırada sistem partilerinin karşısında halk adına hareket ettiği görüntüsü verilen partiler yer alır. Bunlar da yurtdışı destekli olarak kurulur. Kurucu ve milliyetçi partinin karşısında sol ve liberal görüşleri savunur. (DYP ve DSP)
Dördüncü sırada etnik, dini ve mezhebi yapıdan kaynaklanan sorunları sahiplenme adına yine yurtdışından finanse edilerek kurulan partiler yer alır. Bunlar sorun çözmekten çok sorun üretirler. Amaçları devleti ekonomik olarak çökertmek, devletin sınır dışına yönelmesini engellemektir. (HDP)
Beşinci sırada halk adına hareket edip daha sonra bir şekilde sisteme angaje edilen partiler yer alır. Bunlar halkla hareket etmekle birlikte en fazla galibiyetle sonuçlanan üçüncü seçim sonrasında sistem partisi yapılırlar. Bu dönüşüm, içine sızdırılan özel yetiştirilmiş bürokratlar ile yenilginin verdiği psikolojiyle ayakta durmayı rejimin bekçilerine sığınmakta bulan basiretsiz liderler ve yönetim kurulu eliyle gerçekleşir. (ANAP ve Saadet Partisi)
Altıncı sırada halktan gücünü alan partiler gelir. Bunlar sistem karşıtı olmaları nedeniyle halk tarafından benimsenirler. Reform ve kalkınma odaklıdırlar. Sırtlarını halka dayadıkları sürece iktidara gelmeleri ya da kalmaları muhtemel partilerdir. Bu partilerde kişisel zaaflar, yönetim hataları, yolsuzluk ve saire gibi nedenlere bağlı olarak bir şekilde beşinci sırada zikredilen partiler gibi sistem partisine dönüşürler. (AK Parti, RP ve ANAP’ın ilk anları)
Mevcut sistem değişmediği sürece her parti gönüllü ya da gönülsüz olarak bir şekilde sisteme angaje olur ya da yapılırlar. Durum bu iken hala halk partisi durumunda olan Ak Parti dışında sistem değişikliği içeren anayasa değişikliğine diğer partilerin evet demesi intihar etmeleri gibi bir şey…
Ellerinde haklı bir gerekçe de olmadığı için “tek adamlık” geliyor teziyle aptalca çamura yatmaktan başka da bahaneleri yok.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.