SÖZ SAVUNMANIN -1
“Paralelci Akademisyenler” başlıklı yazım üzerine Prof. Dr. Ali Murat Sünbül, e-posta vasıtasıyla bir mektup gönderdi.
Ali Murat Bey’in, tarafıma gönderdiği 23 sorudan oluşan savunmasını da ikinci yazımda ele alacağım. Bu vesileyle öğretim üyelerine ne gibi soruların sorulduğunu da kamuoyu öğrenmiş olacak.
Sorumlu gazetecilik gereği olarak bu akademisyenimizin mektubunu kamuoyunun istifadesine sunuyorum:
“Sayın Mustafa Balkan Hocamın Dikkatine,
Sayın Hocam
Son kararnameyle ihraç edilen akademisyenlerden birisiyim. Hayatım başarılarla geçti. 5000 öğrencisi olan Ankara Abidinpaşa E.M. Lisesini birincilikle bitirdim. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesini birincilikle bitirdim. Hacettepe Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora yaptım. 1999 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak atandım. O yıla kadar Selçuk Üniversitesinin Sosyal Bilimler alanında uluslararası indeks yayını yokken (SSCI) 2000'de bu yayını ilk kez yapan akademisyenim. 2004 yılında Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında Doçent ve Anabilim Dalı Başkanı oldum. Eş zamanlı bir şekilde 3 Anabilim Dalını bünyesinde barındıran Eğitim Bilimleri Bölümünün Başkan yardımcısı ve sonrasında başkanı oldum. 2011 yılında Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi dekanlığı seçimine katıldım. Seçimde birinci olarak Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman OKUDAN tarafından YÖK’e önerildim 26 Nisan 2011 -1 Temmuz 2014 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi, Konya Üniversitesi ve nihayetinde Necmettin Erbakan Üniversitesinde Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinin Dekanlığını yaptım.
Sayın hocam hayatım çalışmayla geçti. Tırnaklarımla kazıyarak bu aşamalara geldim. Bu FETÖ Terör örgütünün ne okullarına gittim, ne çocuklarım gitti, ne de çayını çorbasını içtim.
Hayatımın her anını incelediğinde-telefon kayıtları, emaillerim, konuşmalarım v.s hiçbir zaman ne bir illegal grup ne de herhangi bir radikal düşünce ya da din topluluğunun taraftarı – üyesi olmadığım görülecektir. Üyesi olduğum ve altında gururla bulunduğum tek bir ülkü vardır o da bağımsız ve özgür bir Türkiye Cumhuriyetidir. Devletini ve milletini seven bir bilim insanı olarak Türkiye Cumhuriyetini ve Türk insanını zayıflatmak isteyen her oluşumun karşısında oldum; özel hayatımda çocuklarımın, mesleki hayatımda ise öğrencilerimin her zaman bu yönde düşünüp hareket etmelerini telkin ettim. İçinde bulunduğum mesleki iştiraklerimin de bu doğrultuda ilerlediği araştırıldığında görülecektir. Beni mesleki hayatım boyunca bulunduğum üniversitedeki arkadaşlarımdan ve öğrencilerimden de sorabilirsiniz.
Peki ihraç gerekçem nedir. Aşağıda ekli gazete haberinde görüldüğü gibi fakülte olarak Konya Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sabah dershanesiyle birlikte 2012 yılında başvurusunu yaptığımız ve 2014 Mayısında sonuçlanan AB projesidir. VETPRO projesi bu proje kapsamında 3 kurumdan 12'şer akademisyen+12 Öğretmen+12 Okul yöneticisi 3 Avrupa ülkesinin eğitim kurumlarına ziyaret amacıyla gittiler (bizzat o ülkelerin izinleri ki bizim rektörlüğümüz de bu izne dahildir. Almanya, İspanya ve Polonya'daki Mesleki Eğitim Kurumları- Her ülkeye yukarıda bahsettiğim kurumlardan 4+4+4 katılımcı). Aşağıdaki linki tıklarsanız bu durumu görürsünüz. http://www.haberler.com/egitimciler-avrupa-da-mesleki-yonlendirmeyi-5084743-haberi/
Ki fakültemizden dekanlığım döneminde bu proje kapsamında Avrupa'ya giden hocalarımızdan neredeyse hiçbirisi açığa alınmadı. Ki bu projenin ticari boyutu da söz konusu değildir. Gelir getirici bir proje de değildir. Masrafları yol, konaklama Avrupa Birliği tarafından karşılanmıştır. Bu şekilde ülkemizde yüzlerce proje yapılmıştır. Bu projeler doğası gereği en az üç ortakla yapılır. Bu proje önerisi fakültemize 2012 yılı başında Konya Selçuklu Milli Eğitim Müdürlüğünden gelmiştir.
Hiçbir şekilde FETÖ’ye üye değilim, mensubiyetim, iltisakım ve irtibatım yoktur. Hakkımdaki suçlamayı asla kabul etmiyorum.
Sayın Hocam ekte size Rektörlüğümüze sunduğum savunmayı gönderiyorum.
Allah devletimize, milletimize hükümetimize zeval vermesin. Er geç kendi durumla ilgili adaletin tecelli edeceğine inanıyorum.
SAYGILARIMLA.
Prof. Dr. Ali Murat SÜNBÜL.”
AZİZİM DİYOR Kİ…
“Türk, idâreci ve efendi bir millet olduğu için, devletsiz ve bayraksız yaşayamıyor. Yâni Türk, tüccar, bezirgân bir millet değil…” (Dündar Taşer).
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.