Sözlerimin arkasındayım
Hâlâ bazılarının akıl sır erdiremediği olaylar var. Hâlâ futbolun çok ama çok basit bir spor olduğunu sananlar var. Hâlâ 3-4 yıldız isimle ya da büyük bir teknik adamla bütün kupaların kazanılacağını, şampiyon olmayı düşünenler var. Oysa futbol, belki de dünyadaki en karmaşık olgulardan biri bence…
Sadece ve sadece bir futbol maçının sonucuyla ülkenin en zengin ya da en güçlü insanları üzülürken, sokaktaki simitçi tur atabiliyor. Sadece önemli bir kupanın kazanılmasıyla bütün ülke savaş kazanmışçasına sokaklara dökülerek sabahlara kadar eğlenebiliyor. Sadece bir futbol maçında atılan harika bir gol nedeniyle sıradan bir futbolcu bile dünya çapında ün kazanabiliyor.
Futbolun bilinmezliğini, sonuçların asla ve asla tam olarak tahmin edilemeyeceğini kabul etmek gerek... Sözüm kime! Sözüm yıllardır Türk futbol piyasasını dünya futbol gerçekliğinin dışına itmeye çalışan; ağır, yaşlı, adı olan futbolcular üzerine kurulu bir Türk futbolu yaratanlara.
* * *
Sezon başında Hleb’in “olmazsa olmaz” futbolcu olarak görüldüğü, takımın bütün olarak mücadele etmediği sürece Torku Konyaspor’un büyük hedeflere koşamayacağını yazmıştım… Sezon başında ısrarla özellikle defansta Benjamin Fuchs, Ali Turan ve gönderilen Tolga Ünlü, orta sahada Uğur İnceman gibi kaliteli ancak ağır oyunculardan kurulu Konyaspor’un her hızlı kontrada gol yeme tehlikesinin yüksek olduğunu belirtmiştim.
Futbol son 10 yılda çok değişti. Dünyanın bütün “büyük hedefler peşindeki” takımları, “daha genç, daha çabuk ve daha güçlü” bir ekolün peşinde koşmaya başladı. Bu oyuncuları izleyen, pazarlayan korkunç bir sektör oluştu. Bunun farkına varan kulüplerin bazıları (Barça gibi) altyapılarına yatırım yaptı. Bazıları (Arsenal gibi) kendilerine uygun ülkelerden çok genç yıldızları topladı. Bazıları da (Real gibi) parlayan yıldızları milyonlarca Euro’ya kadrolarına kattı. Sonuçta dünya futbolu bu takımların elinde. Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak için bu takımlarla mücadele edebilmek için öncelikle onların oluşturduğu kadrolara yakın kadrolar kurmak gerek.
Kimse kalkıp, “O kadar paramız yok” dememeli. Para her şey değil futbolda. Elbette ki ihtiyaç. Önemli olan doğru şekilde kullanılması, uygun bölgelere doğru transferlerin yapılması, geçmişte yapılanlardan ders çıkarılmalı bence...
* * *
Bunları neden mi yazıyorum? Çünkü ben kısa bir süre sonra bu ülkeden Şampiyonlar Ligi’ni kazanan bir takım çıkacağını biliyorum. Bu ülkenin Dünya Kupası’nı kazanacak güçte olduğunu biliyorum. Basketbolda yaptığımızı neden futbolda yapmayalım ki? Menajerlerin doğrularını seçip, teknik adamların arkasında gerçek anlamda durulduğu sürece futbolumuz, basketbolumuz daha da ilerleyecek. Yaşlı, ağır, deparı olmayan ama milyonlar kazanan isimlerin yerine daha diri ve genç oyuncuları koyun, sonuçlar gelecek. Eski yıldızlarımıza da gereken vefayı gösterelim, kadrolarda tutalım, gerektiği zaman yararlanalım. Ama asla ve asla takımın temel direği “ağır abi’’lerden oluşmasın… Sonuçlar “ağır” oluyor çünkü!...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.