Tarihî Mâbedlerimiz (6)
Selçuklu şâhaseri Konya Alâeddin Câmiî
Cihângirlik dâvâsıyla hareket eden Selçuk Sultanı Tuğrul Bey: “Kendime saray yapıp yanında bir cami inşâ etmezsem Allah’tan utanırım”
- Selçuklu Sultanları’nın iç kale surları içerisinde ve Sultan Köşkü’ne yakın bir yerde yaptırdığı Alâeddin Camiî, Konya’nın uluğ ve en eski camisidir. Camii, kündakâri tekniği ile yapılan ve 3 bin parçadan oluşan minberi ve kitabeleri, Selçuklu Sultanları’nın sandukalarının bulunduğu türbeleriyle dikkati çeker.
Yapım Tarihi: 1116 - 1236
Banileri: I. Rüknüddin Mesud, II. Kılıç Arslan, I. İzzeddin Keykâvûs ve I. Alâeddin Keykubad.
Mimarı: Dımaşklı (Şam’lı) Mehmed b. Havlân.
Mütevellisi: Atabeg Ayaz.
Minber Ustası: Ahlatlı Hacı Birti oğlu Mekki.
Câmi Avlusundaki Türbede Yatan Selçuklu Sultanları: Rüknüddin Mesud(I.), Kılıç Arslan(II.), Kılıç Arslan(IV.), Rüknüddin Süleyman Şah(II.), Alâaddin Keykubad(I.), Gıyâseddin Keyhüsrev(V), Gıyâseddin Keyhüsrev(II.) ve Gıyâseddin Keyhüsrev(III.).
Anadolu Selçuklu başkenti Konya’nın en eski en büyük camisi olan Alâeddin Camii, Altunapa Vakfiyesine göre iç kalede kasrın ortasında Taht Mahallesinde yer alır. Bu dönemde caminin bulunduğu mahalde Medrese-i Sultaniye, Selçuklu Sarayı ve Eflatun Mescidi olarak bilinen Bizans’tan kalma kilise bulunmaktaydı. İplikçi Camii Vakfiyesi’nde “Câmî-i Atik”, diğer vakfiyelerde “Sultan Câmi” olarak belirtilen yapı, Eflâkî’nin eseri, Menakıb’ül Ârifin (Ariflerin Menkıbeleri)’de “Kale Mescidi” adıyla da geçer. Çeşitli dönemlere ait Şer’iyye Sicil defterlerinde Alâeddin Camii olarak kayıtlara geçen yapı, günümüzde de Konya Alâeddin Cami olarak bilinmektedir. Günümüz Konya’sında, şehir merkezinde sondaj ve arkeolojik kazıların dahi yapıldığı bir höyük üzerinde, Alâeddin Tepesi’nde yer almaktadır. Cami belki de Konya’da, bir yabancı için ulaşılması en kolay Anadolu Selçuklu yapılarından birisidir.
Alâeddin Camiî Ne Zaman Yapıldı?
Konya Alâeddin Camii’nin, Selçuklu Sarayı’nın yanına yapılmasının bir sebebi olarak Sultan Tuğrul Beğ’in, dindarlığının bir ifadesi olan “Kendime saray yapıp yanında bir cami inşâ etmezsem Allah’tan utanırım” sözlerinden kaynaklandığı belirtilmektedir.
Konya Alâeddin Camii’nde; bani, mütevelli, usta ve onarım kitabeleri olmak üzere yapının farklı noktalarında farklı malzeme üzerine yazılmış toplam on üç kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerden minber giriş kapısı üzerinde tek satır halinde kufi hat ile yazılmış olanı, I. Mesud (1116–1155)’a ait olması nedeniyle, diğer kitabelere kıyasla en erken tarihi veren kitabedir. Yine minber giriş kapısının sağ sövesinden başlayarak sol sövenin altında biten ve herhangi bir tarih vermeyen kitabe II. Kılıç Arslan (1155–1192)’a aittir. I. İzzeddin Keykavus (1211–1220) ve I. Alâeddin Keykubad (1220–1237)’a ait diğer kitabelerle birlikte yapının inşası I. Mesud saltanatının son yıllarında başlamış ve II. Kılıç Arslan döneminde de avluya eklenen kümbet ile ilk inşa faaliyeti sona ermiştir. I. İzzeddin Keykavus’un saltanatının son yıllarında yapıda başlayan ikinci inşa faaliyetinin I. Alâeddin Keykubad devrinde sona erdiğini öğrenmekteyiz.
Vakfiyesi ve Banileri
Bu yapıya ait vakfiyelerden hiçbirisi bugün mevcut olmayıp Konya Alâeddin Camii’nde, bani olarak karşımıza I. Rükneddin Mesud, II. Kılıç Arslan, I. İzzeddin Keykavus ve I. Alâeddin Keykubad çıkmaktadır.
Uzun bir süreç sonunda nihai görünümüne ulaşan yapıda taş, ahşap, çini gibi farklı malzemeler üzerinde dört sanatçı kitabesi bulunmaktadır,
En erken tarihli usta kitabesi minberde yer almaktadır. Bu kitabeden abanoz ağacından kündekari tekniğiyle, minberi 550/1155 yılında üstad Ahlatlı Hacı Birti oğlu Mekki’nin yaptığını öğrenmekteyiz.
Usta adının geçtiği fakat tam olarak I. Alâeddin Keykubad döneminde inşanın hangi aşamasında çalıştığını bilemediğimiz Erdişah’ın adının yazılı olduğu çini madalyon kitabe bugün kuzeybatıda avluya girişi sağlayan kapıda yer alır. Usta adının çini malzeme üzerinde yer alması sebebiyle bazı araştırmacılar Erdişah’ın çini ustası olduğunu belirtmektedirler. Yine I. Alâeddin Keykubad dönemine ait olan diğer bir usta kitabesinde mütevelli adı da yazılmıştır. Yapının kuzey cephesindeki mütevazı görünüşlü kitabede; “ Mütevelli Atabeki Ayaz’dır. Şamlı Havlan oğlu Mehmed’in işidir” ibaresi okunmaktadır.
Yapıda yer alan son usta kitabesi ise Osmanlı döneminde gerçekleştirilen onarımda çalışan ve kalem işlerini yapan hattatın adının yazılı olduğu kitabedir. Doğu duvarından harime girişi sağlayan kapının iç tarafında bulunuan kitabede “……. Bu yazıları İsmail Efendi oğlu Mehmed Arif yazdı…..” ibaresi yazılıdır.
Devam edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.