İçinde bulunduğumuz Mart ayının on ikisi İstiklal marşımızın kabul edilişinin, on sekizi ise Çanakkale Zaferinin yıl dönümü; bu vesile ile Çanakkale’de  ve Kurtuluş savaşında kutsal vatan toprakları uğruna canını seve seve veren atalarımızı başta büyük kumandan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere aziz şehitlerimizi rahmetle ve şükranla anıyoruz.

 Türk Edebiyatının usta şairlerinden merhum  Mithat Cemal KUNTAY’ın “Bayrakları Bayrak Yapan
Üstündeki Kandır Toprak Eğer Uğrunda Ölen Varsa Vatandır.” dizilerinde de dile getirdiği gibi ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı her yer bizim için vatan topraklarıdır.

Toprak uğruna kan dökülüp , can verilen kutsal bir varlıktır . Toprağımızın  baş düşmanı erozyona kurban etmemek için, sele, yele ve ele vermemek için, Misakı milli sınırlarıyla belirlenmiş  kutsal vatan topraklarına sahip çıkmak “Ne Mutlu Türküm diyebilen” herkesin birinci vazifesidir.

Toprak ölümün sessizliğini sonsuza dek koruyan bir mantodur. Hepimiz topraktan geldik ,hak vaki olduğunda inşallah yine toprağın misafiri olacağız. Toprağın hayırlı bir misafiri olmak için toprağımızın derdini dinlemek ve çare olmak zorundayız.

Aşık Veysel’in “Dost dost diye diye nicesine sarıldım, Benim sadık yârim kara topraktır” dizelerinde ifade ettiği gibi sadık bir yardır. Hiç bir zaman ihanet etmez , ne ekerseniz onu biçersiniz.

Hz  Mevlana’nın yedi öğüdünden biri olan “Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol” sözünde olduğu gibi, toprak herkesi kabul eder ve herkese eşit davranır, kibirli değildir, kimseye üstünlük taslamaz. Kim olursa olsun bağrında misafir eder.

Yaratılan tüm canlıların hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan havadaki oksijeni üreten yeşil yapraklardır. Fotosentez yoluyla atmosfere oksijen gönderir. Yetişkin bir ağaç 1 saatte 1.7 kg oksijen üretir, 2.3 kg karbon dioksidi  absorbe eder, yani havayı temizler. 1,7 kg oksijen 10 kişinin oksijen ihtiyacıdır. Yani yeşil yaprak varsa hayat vardır.

Özgürlüğümüzün simgesi bayrak, bir ulusun bağımsızlığının sembolüdür. Ay yıldızlı bayrağımız gönlerde dalgalandığı sürece bağımsızız demektir. Devlet olmanın şartı bağımsız olmak ve bağımsızlığımızın sembolü bayrağını özgürce topraklarında dalgalandırabilmektir. Bin yıldır Anadolu topraklarında dalgalanan bayrağımızı ve sancağımızı nesilden nesile devretmek bizim görevimizdir. Esaret bize yakışmaz. Bu milletin kaderinde esaret yoktur. Allah(c.c) bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın, inşallah.

 Yıllardır yiğitliğin ölçüsü olarak bize öğretilen “At, avrat, pusat(silah)” a sahip çıkmak namustur. Tamam. Ancak  bu söz günümüzde artık” Toprak ,  Yaprak , Bayrak” olarak değiştirilmelidir. Çünkü söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Toprak yoksa ,  yeşil yaprak tükenmişse, ay yıldızlı bayrağımızı özgürce dalgalandıramadıktan sonra atın olmuş, avradın olmuş, silahın olmuş ne gam.

Sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir çevre ile mümkündür. Çevremizdeki  kıymetli varlıklar ise hava, su, sulak alanlar, verimli tarım toprakları, ormanlarımız, yeşil doku ve ay yıldızlı bayraktır.

Yüreğimizdeki vatan sevgisi, toprak sevgisi, çevre sevgisi, doğa sevgisi en önemlisi insan sevgisinin bir ifadesi olarak toprağımıza, yeşil yaprağımıza ve ay yıldızlı bayrağımıza sahip çıkalım, muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Kalın sağlıcakla.