Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

Veren El Olmalı

Veren El Olmalı

Ne kadar güzel dile getirmiş Hz. Mevlana cömertliğin ve yardımseverliğin önemini. “Cömertlikte akarsu gibi ol” diye bir cümleyle ifade etmişti vermenin, paylaşımın şeklini.

Peki, kaçımız bu sözü yerine getirebiliyoruz. Sadece Ramazan ayında mı hatırlıyoruz yardıma ihtiyacı olan insanların ve fakirlerin durumunu?

Hepimizin dilindedir, televizyonlarda ve vaizlerde herkes anlatır. Fakat bu konuyla alakalı hangimiz el uzatabiliyoruz.

Yardımsever insanların sayısı gün geçtikçe daha mı azalıyor ki?

Yoksa verdikçe yok olacağını mı zannediyoruz elimizdekilerin? Ne gariptir ki sen vermeyip biriktirsen de, bir gün, seni kefene bürüyüp soğuk toprağa yatırdıkları zaman hiçbir şey götüremiyorsun. Ve vermediklerinin hesabını veriyorsun. Vermeyip stokladıkların, sicilinde, sorgu soruları olarak kalıyor.

Öyle hızla bencilleşiyoruz ki, maddi durumu yerinde olanlarla fakirler arasındaki uçurum, günden güne artıyor. Ama herkes kendi yaşadığı dünyayı dört duvardan ibaret sayıp, etrafına kimseyi yaklaştırmazken, birileri de bir lokma ekmek için, elinden geleni yapmaya çalışıyor.


Sadece Ramazan ayında aç insanların halini düşünüyoruz da, başka aylarda neden düşünmüyoruz? Hepimiz bazı durumları yaşamadan, hayatımıza uygulamadan anlayamıyoruz, ya da anlamak işimize gelmiyor.  Hangimiz aç kaldığımız zamanlarda aç olanların açlığıyla ilgilenip, onları doyuruyoruz. Hangimiz bir acı hissetmeden acıyı yaşayanın halinden ders alabiliyor ve ona derman olmaya çalışıyoruz?  Hangimiz bir iki tabak yemek yedikten sonra doymadığımızı söylerken, aynı yemekle bir ailenin doyacağını düşünerek, yatağa gitmeden önce yardım etmek için komşumuzun kapısını çalıyoruz.

İşte can alıcı nokta bu.

Peygamberimiz bu konuyla alakalı “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” diye buyururken, bunu düşünmeyen, en yakınında ki yardıma ihtiyacı olan komşusundan haberdar olmayan bir insan topluluğu haline gelmişiz ki, kimse kimseden haberdar değil. Hiç düşünmüyoruz ki, düşünmediğimiz komşumuzdan dolayı Efendimizin kabul etmediği biri oluyoruz. Biz tok yatarken, hangimiz ihtiyaç sahibi bir komşumuzun açlığı aklına gelince midesinde bir acı, bir yanma hissediyor. Hangimiz teravihleri ve namazları kaçırmadan elinde tespihlerle Allah’ı zikredip Resulüne salavat getirirken, orucu tutup borçtan kurtulduğumuzu düşünebiliriz. Ramazan günlerinde iftar sofrasında ziyafet yaparken, aç olan komşunu düşünmüyorsan, orucunun ne kadar makbul, Allah Resülüne ümmetliğinin ne ölçüde olduğunu düşünüyor musun?

Aşırı mal hırsı bürümemeli insanın gözlerini. Bu dünyadan göçüp giderken ne götüreceğiz, bir top kefenden başka. “Veren el alan elden hayırlıdır” düsturuyla hareket ederek, bu fırsat günlerini değerlendirmemiz gerekir. Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerektiğini hatırlamak gerekir.

Bu günlerde verdikçe hafiflediğimizi, rahatladığımızı, yaşayamadığımız huzuru ve içimizden ılık ve coşkun bir mutluluk duygusunu verdikçe kazandığımızı hissedeceğiz. Yeter ki karşılık beklemeden sadece Allah rızası için olsun, yalnızca Allah’ın bildikleri olsun.                                                     Önemli olan Rabbin bildiği değil midir?

Eğer dünyanın en mutlu insanı olmak istiyorsak, yaptığımız iyilik ve yardımlarla bu mübarek günlerde ruhumuzu güzelleştirelim.

Eğer dünya ve ahiret mutluluğumuzu istiyorsak, cömertlik ve yardımlarda coşkuyla akan akarsu gibi olmalı, nefsimizi terbiye edip, nefsin hiç hoşlanmadığı, şeytanın; yardım düşüncesi aklımıza geldiğinde, bize biter duygusunu empoze ettiği zaman, inadına ve şevkle, bilhassa Allah rızası için yardım yapmamız gerekiyor. Akarsu gibi coşkun olalım ki, verdikçe, ulaştığımız yerler kadar güzellik yaşatalım, yaşayalım ve verdiğimiz mutluluk kadar mutlu olalım.

Ve şuna inanın ki;

Bu mübarek günlerde verdiklerimiz, en kısa süre içinde bize dönenler olacak, azalanımız değil artanımız olacaktır.

 

"Oruçlunun duası, reddedilmez" buyuruyor Efendimiz....
İftar vakti temiz ağızlarda dua olmak, reddedilmeyen saatlerde ve anlarda dua kardeşliğinde buluşmak dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR