BAŞARI YA DA KÖLELEŞME
Başkalarının ne dediğini düşünmek bir hastalık, bir kâbus ve bir karabasan gibidir. Bu hastalıktan dolayı kendi özgür irademizi kullanamayız, başarıya gidecek farklı yöntemleri denemeye korkarız.
Başkalarının ne diyeceğini düşünmek, başarı yolumuzu ve mutluluğumuzu engelleyen en büyük faktördür aslında. Başaramama korkusuyla insanların neler söyleyeceğini düşünür ve risk almaya korkarız. Bu yüzden başarısız olur, mutsuzlukla baş başa kalır, hayallerimizin peşinden koşamaz, denemekten kaçındığımız her şey “keşke deneseydim” sözcükleriyle içimizi yaralar ve pişmanlıklar duyarız.
Başkalarının ne dediğini neden umursamamak gerekir diye düşünürsek, ilk başta yaşadığımız hayatın bizim hayatımız olduğu ve hayatımız konusunda karar verecek merciinin de kendimiz olduğudur. Eğer illegal bir şey yapmadığımız sürece kimin ne dediği hiç önemli değil, kimseyi de ilgilendirmez. Düşüncelerimizi, düşüncelerimiz sonucunda verdiğimiz kararları eylemlere geçirmeyi başkalarının düşüncelerine ve sözlerine mahkûm etmememiz gerekir. Düşünce ve eylemlerinizi başkalarının ne dediğine göre şekillendirirseniz, kendiniz olmaktan çıkar, onlara mahkûm olur, oluşacak mutluluğunuzu onlar yüzünden kaybedebilirsiniz. Mutluluk içsel bir duygu olduğuna göre, sizin düşüncelerinizi ve mutluluk ölçünüzü kimsenin bilemeyeceği, bunu en iyi bilenin de siz olduğunuz için bu düşünceden vazgeçmeniz gerekir.
Yapmanız gereken biraz cesaret ve çevreden gelen olumsuz yönlendirmelere, düşünce ve sözlere kulak kapamanızdır. Çünkü size ait olan bir yaşam tarzı vardır. Ve bu yaşam tarzı içerisinde yaşadığınız sorunları ve ihtiyaçları en iyi bilen sizsiniz. Kaldı ki, bu yaşam tarzınız sizin özelinizdir. Kimsenin sizin özeliniz hakkında hüküm vermeye, yargılamaya, yorum yapıp söz söylemeye de hakkı yoktur. Bazı şeyleri onlarla paylaşabilirsiniz ama özelinizi paylaşma gibi bir durum söz konusu değildir.
Neden başkalarının ne düşüneceği konusunda korkuya kapılarak denemelerden vazgeçersiniz? Unutmayın, herkesin bir doğrusu vardır. Herkesin doğrusu olduğu kadar sizinde bir doğrunuz vardır. Onların doğrusu değil, sizin doğrunuz sizi mutlu edecek ve başarıya ulaştıracaktır. Bu doğrularınız genel kabul görmüş kuralların dışında bile olsa. Onlar sizi uzaktan izlerken, yargılarken bile kendi düşüncelerini ve kendi doğrularını ortaya koyarlar. Ya da kendileri yapamadıkları için kıskançlıkla eleştiri haklarını kullanırlar. Bir düşünün, onların genel kabul görmüş dedikleri metotlar ve görüşler, onlara uygun bir yaşayış şekli sunabilir, onları mutlu edebilir ama o görüşler sizin yaşayış sisteminize uymayabilir. O yüzden siz onların görüşlerine o kadar takılmadan bugüne kadar edindiğiniz tecrübelerle yanılsanız bile tekrar denemeye devam edin. Her ne olursa olsun yanılgı ve başarısızlık korkusu yaşamayın.
Koyduğunuz hedef için attığınız ilk adımda başarılı olacağım diye de bir kural yoktur. Her başarısızlık bir tecrübe olur, bir sonra ki denemenizde sizi bir adım öne götürür. Oysa başarısızlığınızda ne derler diye düşünerek yeni adım atmazsanız, hayallerinizden ve hedefinizden uzaklaşmış olursunuz. Eğer hayalleriniz doğrultusunda ilerlemek yerine, ne düşünürler korkusu yaşarsan, kime ne faydası olacak, kime ne zararı olacak bunu düşün. Peki hayalleriniz ve hedefinizden uzaklaştığınız zaman kim mutlu olacak veya kim mutsuz olacak onu da düşünün. Tabii ki sanki mutlu olmuşçasına sizi yargılayanlara malzeme olacak ve siz de mutsuz olacaksınız. Sizin bunlara en güzel cevabınız, hatanızdan ders alıp, onların ne dediğine bakmadan tekrar denemek ve ilerlemeye çalışmak olacaktır.
Unutmayın! Verdiğiniz veya vereceğiniz kararlardan en çok etkilenecek olan başkası değil sizsiniz. “Başkaları ne der” korkusuyla saplantı yaşayarak, başarı getirecek adımları atmazsanız mutlu olmayacaksınız, bunun sorumlusu da onlar değil, siz olacaksınız. Çünkü aklını kullanmayan ve ne derler düşüncesiyle vazgeçen, önemli olan da kendine güvenmeyen sizsiniz. Onlardan hesap soramaz, kendinizden hesap sormanız gerekir ki, belki de o zaman da iş işten geçmiş olacaktır.
Hiç düşündünüz mü? Dünya her gün değişime uğruyor. Siz de buna ayak uydurun ve kendi fikirlerinize, içinizden geçtiği gibi ortaya koymaya başladığınız eyleminize başkalarının karışmasına izin vermeyin ve kendi düşüncelerinize başkalarının düşüncesinden fazla önem verin. Eğer siz onlara kulak verir de mutsuz olduğunuz şeyi yapmaya kalkarsanız, yerinizde sayarsınız ve onların ilerlemesini arkalarından bakarak üzüntüyle seyredersiniz. Kendiniz olmaya çalışın ve başkalarının söylediklerini umursamadan denemelerinize ve yeni başlangıçlarınıza devam edin.
Başarısızlıklar sonucu tekrar denemeye cesaret edememenizin ana nedeni, hayatınızı hep başkalarının düşünce ve kararlarına odaklamanız, onların sözlerine köleleşmenizdir. Yapacağınız bir iş için günlerce belki aylarca kafa yoracaksınız, sonra birileri bir anlık lafla sizin hakkınızda konuşacak diye vazgeçeceksiniz. Onlar konuşacak diye sizin bütün çabalarınızı yok sayamazsınız. Bu kendinize ihanet olur. Bu, kendi özgürlüğünüzü başkalarının sözlerine feda ediyor, kendinizi köleleştiriyorsunuz demektir. Siz onların söyleyeceği ve düşüneceği şeylerin kölesi oluyorsunuz ve onların sözlerinin dışına çıkamıyorsunuz demektir. Yani hayatınızı, köleleştiğiniz sözler şekillendiriyor. Sağlıklı düşünemiyor, kafanız onların sözlerinde takılı kalıyor. Başarı ve kölelik sizin elinizde.
Lafın kısası, başkalarının ne dediğini, ne düşündüğünü bir yana bırakın. Başarılı olsanız da olmasanız da eleştiri okları sizi zaten bulacaktır.
Unutmayın! Ne yaparsanız yapın, herkesi memnun edemezsiniz. O yüzden söylenenleri dert etmeyin ve başarınıza engel olan bu köleleşmeyi ortadan kaldırın. Zaten önemli olan senin kararların ve senin mutluluğundur…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.