Ya Tüm Şıklar Doğruysa?
Kimilerine göre en doğru, en erdemli şekilde yaşayanların ödüllendirileceği bir sınavın içerisindeyiz, kimilerine göre ise yanlışlar ve doğrular önemli olan; bizi biz yapan kendimiz olmaya katkı yapan seçimler…
Zamanın birinde kendisine layık görülen cennete giden bir adam sonsuz bir mutluluk içindeymiş. Her istediğini yerine getirebiliyor, hatta dilekleri düşündüğü anda gerçekleşiveriyormuş. Ancak bu adam zamanla sıkılmaya ve cennetten keyif almamaya başlamış. İçi içini yiyen bu kaygılı cennet düşkünü bu kez sonsuz bir huzursuzluk içerisine düşmüş. Bir gün kendisine hizmet eden meleklere:
─ Burası nasıl bir cennet, neden mutlu olamıyorum? diye sormuş. Melekler de:
─ Cennet mi? Sen ne diyorsun be adam, burası cehennemin ta kendisi! diye yanıtlamışlar.
İyileşmenin bütünden geldiğine inananlar, hayatı da bütün olarak kabul ederler, seçimleri ve sonuçlarını da. Genç yaşta verilen bir sınavda yalnızca doğru seçenekleri işaretleyenlerin mutlu olacağını salık veren öğretiler bir kenarda dursun; seçimler sonucunda pişman olmak ve yanlış seçeneği işaretlemek diye bir şey de yoktur belki aslında. Dolayısıyla var olmayan bir yanlışlığın pişmanlığını yaşamak istemeyiz. Çünkü hayatlarımız biz bunları düşünürken kaçıp gider bizden.
Onu kaçırmamak için ‘o’ olmak gerek. Olduğu gibi tüm saflığıyla onun ruhuna katılmak. Ama planların içerisinde eriyip kaybolmadan. Dünyada var olmanın nedenini öğrenmeye hevesli olup yine de tüm soruların mantıklı bir cevabı olmadığını bilerek.
Tıpkı cennette olduğunu sanan zavallı adamın aldandığı gibi yanılan taraflarımıza sesleniyorum.
Ya tüm şıklar doğruysa?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.