31 Mart’a az bir zaman kaldı.

Ohoo daha aylar var demeyin, bir siyasi partinin saha çalışmaları yapıp, mitingler düzenlemesi için kısıtlı bir zaman kaldı.

Bu zamanı iyi değerlendirmek gerek.

Kendimi bildim bileli Konya Büyükşehir Belediyesi AKP’de.

AKP, belediyeciliğin zirvesini Türkiye’de Konya’da yaşamıştır. Gerçekten şehri ayrı bir güzelleştirdiler, baktılar, büyüttüler, beslediler.

Fakat bir süre sonra Konya; belediye hizmetlerinin örnek teşkillerinden çıkıp, en çok borca sahip belediyeler listesine girdi.

Nedeni çok, burada saymaya gerek yok o da bizde kalsın.

Taze ve mütevazi bir ruha hasret Konya değişimi istedi kısacası gönül belediyeciliğine hasret kaldı…

Kadrolaşmalardan bıktı, vatandaşa yukarıdan bakan belediye personellerinden bıktı, gereksiz yatırımların borç batağına sebep olmasından bıktı ve daha nicesi…

Kısacası Konya çok daraldı artık rahat bir nefes alması gerek.

*****

Şimdiki büyükşehir belediye başkanı Uğur İbrahim Altay’ın da bu ruhu yansıtacağını düşünüyorum…

Kendisini şahsen tanımıyorum fakat bir önceki belediye başkanlarına göre vatandaş, Altay’dan oldukça memnun.

Her şeyden önce duyduğum şey şu: “Mütevazı bir kişilik, halka inmesini biliyor.”

Koltuklar bir insanın karakterini değiştirmemeli, sonuçta o makama halkın iradesi ile geliyorsunuz işte bunu unutan bir belediye başkanı gönül belediyeciliğine layık olamaz…

Gönüllere girmek için tevazu ile yoğrulmuş ruhlara sahip olmak gerek.

*****

Konya, önyargıların yüksek olduğu bir şehir.

Şehir dışına çıkıyorum mesela, gittiğim yerde bir esnafla sohbet ediyorum “Nereden geldiniz?” deyip “Konya” cevabını duyunca karşı taraf hemen başlıyor “Ooo! Konya çok dindar ama her türlü pisliğin döndüğü bir yer değil mi? Nasıl oluyor bu?” gibisinden sorular diziliyor da diziliyor.

Öncelikle her şehrin pisliği, sıkıntısı, belası vardır fakat bir şehri sadece bu yaftalamaya tabii tutmak pek doğru bir hareket değil.

İşte bu algıları yıktıracak olan kişi de belediye başkanıdır.

Uygulanılacak politikalar titizlikle seçilmeli, kadrolaşmaları adil bir şekilde yapmalı, cebe değil vicdanlara hitap etmeli, belediye hizmetlerini samimi bir şekilde yapmalı, ödeneklerle devleti soymamalı…

Kısacası sorumlulukları çok büyük belediye başkanlarının.

*****

A partisini B partisini oturup tartışmak bir işimize yaramaz. Şehirlerin seçmen sayısı belli, alınan oylar belli.

Bizlere düşen; hangi parti olursa olsun tabi ki teröre finansman olan belediyeler hariç, o partinin belediye hizmetlerinde hangi politikaların uygulanılacağına dair yol göstermek, vatandaşın nabzını yazılarımıza taşımak ve önerilerimizi sunmak…

Gönül belediyeciliğinin temelinde vatandaş vardır, bu asla göz ardı edilemez yoksa sonuçları hüsran olur.

******

31 Mart’ a doğru daha çok konuşacağız yerel seçimleri. Uğur İbrahim Altay’a şimdiden başarılar diliyorum, kendisi ile tanışmak isterim aslında.

Gönül belediyeciliği hakkında fikirlerini almak ve yazılarımda bahsetmek isterim.

Hepimizin kemikleşmiş siyasi bir fikri olabilir, bazı şehirlerin rengi bellidir, sabittir değiştirilemez. Küsüp, inat edip sırtımızı döneceğimize; oturup, konuşup, çözümler üretmek gerek.

Belediyecilikte, mühim olan vatandaşa hizmet etmek bunu asla unutmayın.

Kalın sağlıcakla…