Yok, böyle bir kaymakam!
8 Mayıs Cuma günü, değerli yazar kardeşim Fatih Babaoğlu ile birlikte Seydişehir Kaymakamlığı ve İlçe Müftlüğü’nün davetlisi olarak Seyyid Harun Veli Hazretleri’ni anma programında konferans vermek üzere Seydişehir’de idik. Seyyid Harun Veli Hazretleri anma törenlerinin bu yıl üçüncüsü yapıldı. 3 yıldır Seydişehir’de Seydişehir’in manevî ve maddî kurucusu Seyyid Harun Veli Hazretleri, Kaymakamlık, İlçe Müftülüğü ve Belediye Başkanlığı’nın katılımıyla organize edilen çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bu yıl da önceki yıllardan biraz daha farklı olarak, yapılan bir dizi etkinlikle Seyyid Harun Veli Hazretleri anılmış oldu. 7 Mayıs Perşembe günü Seydişehir’de bulunan Anaokulu, İlkokulu ve Ortaokul öğrencileri, resim öğretmenleri gözetiminde Seyyid Harun Veli Cami’nin en güzel resmini yapma yarışmasına dâhil oldular. 8 Mayıs Cuma günü ise Saat 10.30-12.00 arasında Kuran-ı Kerim ziyafeti ile devam eden program, Konya il müftüsü Prof. Dr Ali Akpınar’ın Vaazı ile sürdürüldü. Cuma namazı sonrası cami önünde ikram edilen pilavdan sonra resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri Seydişehir Kaymakamı Tuncay Sonel tarafından verildi.
Tuncay Sonel Bey’in adı geçince onun hakkında birkaç kelam etmeden geçemeyeceğim. Daha önce de kendisiyle tanışma ve sohbet etme fırsatını yakaladığım Tuncay Bey, inanılmaz enerjik, hareketli ve sıra dışı bir kaymakam. Daha ilk intibaımda, pozitif enerjisinden etkilendiğim Kaymakam Bey’in gözlerinden sevgi, mutluluk ve heyecan fışkırıyor. Öyle bir kaymakam düşünün ki gecesini gündüzünü Seydişehirli insanlar için harcıyor. Seydişehir’de gerçekleştirdiği pek çok organizasyon bir tarafa, Sabah Namazı’nda Seyyid Harun Veli Cami kapısında gördüğü bir köpek yavrusunu, erinmeden bir kutu temin edip arabasına alarak, ilgilere teslim etmek için çırpınış hikâyesini, ancak sabah namazı cemaatinden dinleyebilirsiniz. Kimseye haber vermeden bir gece yarısı kalkıp, bir garibin bir yetimin evine ziyarete gidişinden, basını bırakın belki mahalleli bile haberdar değildir. Demek ki Seydişehir’le yatıp Seydişehir’le kalkmak böyle bir şey. Yolunuz düşerse bir çayını içmeye gidin, sizi güler yüzü, hazırcevaplılığı ve tatlı diliyle kapıda karşılayan Tuncay Bey, mesela Seydişehir’de kaç tane engelli vatandaş bulunduğunu size sayı olarak değil, isim isim sayarsa hiç şaşırmayınız. Yetim yavruların başını okşayışını basından değil, belki sadece o yetim yavrunun gözlerindeki ışıktan okumak gerek. İnanın, Seydişehir’e kırk yılda bir yolu düşecek birisi olarak, Tuncay Bey için söylediğim bu birkaç kelama hiç ihtiyacım bulunmuyor. Bugün ve daha önceki seferlerde olduğu gibi, yaptıklarına şahit olmuş bir duygu adamı olarak beni oldukça etkileyen Tuncay Bey hakkındaki kanaatlerimi Seydişehir’de herhangi bir esnaftan, yoldan çevirdiğiniz bir vatandaştan rahatlıkla dinleyebilirsiniz. Eğer Kaymakam Bey’e, bir vesile destek çıktığı bir lise çocuğu, öğretim üyesi olmuş birisi olarak 16 yıl sonra arayıp dua ediyorsa, zaten benim burada söylediklerime Kaymakam Bey’in ihtiyacı yoktur. Bu nedenle emeğe, bilime, eğitime, fakire fukaraya, vatandaşa değer veren bir halk adamı olarak, marifet iltifata tabidir sözü gereğince, marifetlerini göstermeye ve bizim sözlerimizi de iltifat kabul etmeye lütfen devam etsin.
Bu vesile ile Seyyid Harun Veli Hazretleri anma programında emeği olan başta İlçe Kaymakamı, İlçe Müftülüğü ve Belediye Başkanlığı ilgili ve yetkililerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu kadar güzel insanın bir arada olması tesadüf olamaz. Sanırım bu, Seyyid Harun Veli’nin helvayı harç ettiği Seydişehir’in bereketi…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.