3. TARIM ŞURASINADA SONA DOĞRU TARIM BAKANI
3. Tarım Şurasında sona yaklaştık. 21 Kasım’da tüm şura hazırlayıcıları Cumhurbaşkanımızın huzurlarına çıkacak ve şura sürecince çalışılan konular ve alınan kararları açıklanacak. Bu vesile ile Pazar günü özel bir kanalda şura ile ilgili bilgilendirme yapmak ve tarım sektöründe geleceğe yönelik hedefleri ortaya koymak üzere Tarım Bakanımız Bekir Pakdemirli’den yapılan açıklamaları dinledim.
Şura ile ilgili yapılan çalışmaları ve projelerini açıklamaya geçmeden önce Bakanımızı duruşunu ve tavrını yorumlamak gerekirse, kim ne derse desin, yani; “yok tarım dışı, konulara hâkim değil; zengin çocuğu, özel sektör adamı” gibi üzerinde yapılan yorumlar bir yana her şeyden evvel Bakanı özgüveninin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Tarım gibi zor bir sektörde mevcut uygulamalar ve geleceğe yönelik politikalar tenkit edebilir ancak Bakanın dersine çalışmadığı söylenemez. İlk günlerin aksine tarım terminolojisine ve konulara hâkim durumda. Böyle giderse daha uzun süre kalabilir.
Bu makalemi Ankara’da, şuranın açılışının ilk gününde yapıyorum. Açılışa her kesimden 1000’in üzerinde her kesimden katılım vardı. Gerekliliğini bilmem ama gösterişli bir açılış oldu. Sonrasında yeniden oluşturulan grup seçimlerinde bendeniz yine 1. grubun başkanı olarak seçildim.
Her zaman ve bilsin bilmesin her kesimin gündeminde çoğu zaman tarım oluyor. Konuşsa da yorum yapmasa da tarım temsil ettiği değerler gereği tarım herkesi her zaman aracısız içine alıyor, böylece de gündemden düşmüyor. Bakanın açıkladığı gibi “tarım futboldan sonra gündem alan 2. Konu” oluyormuş. Patates-soğan krizi, sarımsak fiyatı, ıspanak zehirlenmeleri gibi anlamsız tartışmalar herkesi rahatsız etti. Öyle ki iftiradan başka bir projesi olmayan muhalefetin gündemine de düşmedi. Muhalefetin işi bu da, konuyu bilen bazı meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin işi iyice azıtarak sektörü aşağılaması kabul edilemez. Efendiler bu konuda daha dikkatli olalım, tarımı ve tarımcıyı gereksiz yere tenkit etmeyelim, zira bu iktidara değil daha çok ülkeye zarar verecektir, bu biline
Tarım şuraları işin mutfağında olanların sözünün dinlenmesi açısından önemli oluyor. Bakanımızın Şura için “fikri olan buyursun gelsin” demesi sektörde yapacakları için arımın gerçek sözcülerinden destek istemesi demektir. Böylece daha gerçekçi daha uygulanabilir politikalar üretilmesi, “söz sahibinin üretici olması, başkalarına söyleyecek söz bırakmaması” sağlanmış olacaktır.
Tarım Bakanını Bakanlığa ısınmış olarak gördüğümü ifade etmiştim. Öyle de, 2023 yılı hedeflerinde başarılması hayli zor iddialarda bulunması ciddi bir çıkıştır. 2023 hedefinde daha öncesinde et ithalatının durduracağını ifade etmesi önemlidir. Son bir yılda (Bosna’dan sosyal politikalar gereği bin ton hariç) et ithalatın yapılmaması işin en çarpıcı kısmı oldu. Bunun için de rakamlar verdi.
Bu zamana kadar yapılanları bir yana bırakalım, bakanın en inandırıcı yönü direk olarak çiftçiye hitaben “arazi toplulaştırılmasından” hareketle, toplu üretime geçilmesini istemesi önemliydi. Daha az masrafla daha çok ve ekonomik üretim yapılacağını, bunun için de kooperatifleşmenin önemeli olduğunu söylemesi yıllarca savunduğum “üretimin toplulaştırılması” konusunu atfetmesi gibi geldi. Tarımın milli bir mesele olduğu ve devletin bağımsızlığı ile eşdeğer olduğunu ifade etmesi geleceğimiz açısından takdire değerdi. Bu bakımdan Sayın Bakana söylenecek çok şey var.
Sayın Bakanım, tarımda çok politikalar denendi. Şahsınızın da çok iyi algıladığı gibi tarımı milli mesele olarak görülmesi açısından da, yapılması gereken; masrafları azaltan, üretimi artıran ve kaliteyi yükselten üretimin toplulaştırılması uygulamasına geçilmesi önemlidir. Bu manada her şeyden önce yapılacak ilk iş bu anlayışın bir proje çerçevesinde bazı bölgelerde pilot uygulamalar yapılması ve sonucun görülmesi önemlidir. Eminim ki bu zor değildir ve sektörde yeni bir çığır açacaktır.
Şuranın başarılı ve hayırlı olması dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.