8 Mart sizin olsun… Yeter ki kadınları rahat bırakın
8 Mart Dünya Kadınlar Günü…
Evet, her yıl 8 Mart tarihinde “kutlanan” kadınlar günü niçin ilan edildi öncelikle ona bakmak lazım. 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. Bu fabrikada can veren kadınların anısına da bu gün “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul edildi.
Baktığımızda Kadınlar Günü’nün ilan edilmesi bile acılı bir olayın ardından gerçekleşiyor. Bugün Dünya Kadınlar Günü…
Evet, dillerde “Kadınlar ezilmemeli, kadınlar bizim baş tacımızdır, kadına el kalkmaz” gibi cümleler dönüp duruyor. Ancak baktığımız zaman bu ne kadar uygulanıyor tartışılır. Şöyle hep beraber son iki yıla dönüp bakalım. İstatistiklere baktığımızda 2015 yılında 414 kadının vahşice cinayete kurban gittiği, 94 kadının ise yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, 2016 yılında 367 kadının öldürüldüğünü 109 kadının darp edilerek yaralandığını görüyoruz. Kadın cinayetlerinin yüzde 85’ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmak istenen sevgililerin işlemiş olması da bu cinayetlerin ayrı bir yüzü. Bilimsel araştırmalara göre Türkiye’de her iki kadından biri erkek şiddetine maruz kalıyor. Evet, her iki kadından biri. Ne kadar acı istatistikler değil mi? İlk çeyreğine henüz yeni girdiğimiz 2017 yılında ise 100’ü geçkin kadın yaralanırken, 50 üzerinde kadınımız maalesef öldürüldü.
Çocuk yaştan beri yakınları tarafından tecavüz edilen kız çocuklarımız, yurtlarda tehdit edilerek cinsel istismara mahsur kalan gencecik fidanlarımız. Daha niceleri…
Ölümleri, tecavüzleri bir yana bırakalım hadi. Bir de geri planda tutulmaya çalışılan, boynu eğik bir şekilde durmaya alıştırılan kadınlarımız var. Ne yazık ki toplum baskısı “sen kadınsın, yapamazsın” söylemleri kadınları hep geri planda tutmuş, erkeğin hegemonyası altında olan bir kadın toplumu olma özelliğine itilmişiz. Elbette kadınlarımızın içerisinde yiğit, başarılı, tuttuğunu koparanlarımız var. Ama bu özellikteki kadın sayımızın her geçen gün artması ve özgüveni kırık olan kadınlara motivasyon olunması gerekiyor.
Bizler kadın olarak, hor görülmediğimiz, “Bu işten kadın ne anlar, kadının burada ne işi var?” söylemlerinin olmadığı, kadının çok farklı bir varlıkmış gibi görülmediği bir dünya, ülke istiyoruz. Kadınların şiddete maruz kalmadığı, cinayete kurban gitmediği, cinsel istismara uğramadığı, hor görülmediği, kadının değerinin sadece 8 Mart’ta hatırlanmadığı bir evren istiyoruz.
Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.