Adam berberin koltuğuna oturunca sormuş;

“Saçlarımda ak çok mu?”

“Birazdan önüne düşünce görürsün” demiş berber.

Referandumda evet mi çıkacak, yoksa hayır mı demeye gerek kalmadı. Az zaman sonra neticeyi göreceğiz hep beraber.

Göreceğiz görmesine de sanki Perşembenin gelişi de Çarşambadan belli gibi. Yani hayırcılar boşa kürek çekti sanki. Evet yüzünü gösterdi. Anketçiler de evet oylarının açık ara önde olduğunu söylüyorlar. Ya da gönlümüz öyle istiyor.

Evet de çıksa, hayır da çıksa dünyanın sonu değil şüphesiz.

Bu referanduma gelene kadar 15 yıllık AK Parti iktidarları döneminde söylenmedik yalan, atılmadık iftira kalmadı. “Türkiye geriye gidecek” denildi. “Türkiye İran olacak” denildi. Olmadı Endonezya’ya benzetildi. İnsanları korkutmak için her yol denendi. Ne oldu ? Olan bir şey yok. Türkiye emin adımlarla yoluna devam ediyor.

İnsanları korkutmak için bugün söylenenlerin de yarın boş çıkacağı belli. Çünkü söyleyenlerin güvenilir kaynak olmadığını biliyor bu millet.

Dünya ekonomik krizle mücadele ederken “Kriz Türkiye’yi teğet geçecek” denildiğinde dalga geçenler nasıl mahcup oldularsa, yarın da referandum için yalan söyleyenler mahcup olacaklar. Ama onlar alışık. Onlar mahcup olmayı bilmiyor.

16 Nisan’da vereceğimiz oylarla Erdoğan’ı seçmiyoruz. Biz 16 Nisan’da sadece sistemi oylayacağız. Bu sisteme evet dersek iki yıl sonra seçim yapılacak. İki yıl sonraki seçimde kimin seçileceği belli değil. Allah herkese hayırlı uzun ömürler versin. Ama iki yılda kim öle, kim kala. Bunu biliyor muyuz?

Ama bir şeyi çok iyi biliyoruz. Bu millet CHP’yi iktidar yapmaz.

CHP’nin mızıkçılığı, CHP’nin yaramaz çocuk tavrı da bundan. Bu haliyle CHP umutsuz vaka.

Artık yüzde ellinin altında oy alanların iktidar olma şansı da kalmıyor. Muhalefet “Karşınızda da yüzde 60 var” bahanesinin arkasına sığınamayacak. İlk turda yüzde elliyi geçerseniz ne ala, geçemezseniz ikinci turda yüzde elliyi bulan iktidar.

Ak mı, kara mı 16 Nisan’da belli oluyor.

Ama mızıkçılık etmek yok. Tamam mı?