Aklını bir şey sanan akledemeyenler
Gerek medyada gerekse günlük hayatımızda dindar, özelliklede tasavvuf ehli insanları suçlamak maksadıyla “akıllarını kullanmıyorlar, akıllarını kiraya veriyorlar” tarzında aşağılayıcı sözlere sık sık rastlıyoruz.
Öyle de üzücü ki, bu sözleri söyleyenlere bakıyorum inanın akıllı olmadıkları gibi ahmaklıklarının da farkında değiller!
Bir de Rabb’imizin Kur’an-ı Kerimde yer alan “akletmez misiniz” buyruğunu örnek göstererek kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar ki, güler misin ağlar mısın!
Kur’an-ı Kerimde yer alan akıl etmeyle ilgili Ayet-i Kerimeleri bir okusalar “akletmenin” ne olduğunu anlayacaklarda dertleri anlamak değil dindarları kötülemek!
Oysa ki, en akılsız en bedbaht insan; Allah(c.c.) ve Resulü Hz. Muhammet(a.s.) tanımayan ve inanmayan insandır.
Gelin akletmeyle ilgili bazı Ayet-i Kerimelere bir bakalım:
*Şüphesiz ki, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün peşi sıra yer değiştirmesinde, insanlara fayda sağlayarak denizde yüzen gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirdiği ve ölümünden sonra yeryüzünü kendisiyle canlandırdığı suda, orada yaydığı farklı türdeki her bir canlıda, rüzgârların çevrilip yönlendirilmesinde, gök ve yer arasında emre amade kılınmış olan bulutlarda akledenler için (üzerinde düşünülüp, bunları yapanın tek ilah olduğu ve kulluğun yalnızca O’na yapılması gerektiğine dair) deliller vardır. (2/Bakara 164)
*Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir. Şüphesiz ahiret yurdu korkup sakınanlar için daha hayırlıdır. Akletmez misiniz? (6/En'âm 32)
*Allah katında canlıların en şerli olanı (hakka karşı) sağır ve dilsiz olan, akletmeyen kimselerdir. (8/Enfâl 22)
*Dirilten ve öldüren O’dur. Geceyle gündüzün peşi sıra gelmeleri O’nun (işidir). Akletmez misiniz? (23/Mü'minûn 80)
*Size verilen her şey, dünya hayatının (geçici) metaı ve süsüdür. Allah’ın yanında olanlarsa daha hayırlı ve kalıcıdır. Akletmez misiniz? (28/Kasas 60)
*Size korku ve ümide (sebep olan) şimşeği göstermesi, gökten su indirip onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat vermesi de O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda, akleden bir topluluk için ayetler vardır. (30/Rûm 24)
Akletmeyle ilgili çok Ayet-i Kerime olup burada birkaçının mealine yer verdim.
Doğru olanın meallerin gelişi güzel kullanılmamasını bilmekle birlikte yazılarımda ara ara ihtiyaca binaen yer veriyorum.
Bilindiği gibi mealler Ayet-i Kerimlerin tam manasını karşılamıyor olabilir; bu durum okuyucularımız tarafından dikkate alınmalı ve açıklamaya ihtiyaç duyulması halinde güvenilir tefsirlerden açıklamaları okunmalıdır.
Akletmeyle ilgili Ayet-i Kerimelere yer vermemin sebebi; Kur’an-ı Kerimle alakası olmayan insanların Kur’an-ı Kerimdeki “akletmeyi” Müslümanları kötülemek amacıyla kullanmalarının akılsızlık ve mantıksızlığını ortaya koymak içindir.
Ne yaparsan yap onlar zaten anlamazlar diyebilir ve haklı da olabilirsiniz; ancak, İslami temel alt yapısı zayıf Müslüman kardeşlerimizin bunların etkisine girmemeleri için ikazımızı da yapmamız gerekmektedir.
İnsanların kahir ekseriyeti Allah(c.c.)’ın verdiği aklı Allah(c.c.)’ın isteği doğrultusunda kullanması gerekirken tam tersi nefsin arzularını yerine getirmek için kullanmaktadırlar.
Aklını kullanan yani akıllı insan Allah(c.c.)’ı tanır, Hz. Muhammed(s.a.v.)’in getirdiklerine inanır ve inandığı gibi yaşamaya çalışır.
Allah(c.c.)'ın varlığına, birliğine, Hz. Muhammed(s.a.v.)’in peygamberliğine delâlet eden binlerce hadiseye şahitlik eden birçok insan akıl edemediklerinden iman edememiş ve imansız olarak öbür dünyaya göçüp gitmişlerdir.
Nefsi emareye yakayı bir kaptırdın mı adamı ebedi cehenneme kadar götürür, Allah(cc) korusun!
Peygamber Efendimiz(s.a.v.); ”Akıllı, nefsini kontrol altına alıp ölümünden sonraki ebedi hayat için hazırlanan kimsedir” buyurarak akıllı insanın nasıl hareket etmesi gerektiğini buyurmaktadır.
Nefsin arzusuna uymayan ölümden sonraki hayatını düşünerek hareket eden insan akıllıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.