AYKUT KOCAMAN
Aslen Artvinli olan, lezzetli ayvaları ve üzümleri ile ön plana çıkmış, 1965 baharında nisan yağmurlarıyla Sakarya’nın Geyve ilçesinde dünyaya gelen bir çocuğun, bir şehrin kaderini değiştireceğini ve şehir tarafından çok fazla sevileceğini kimse tahmin edemezdi. Tabi ki Aykut Kocaman’dan bahsediyorum. Yaptıkları şöyle dursun yapamadıkları için geri gelişi, yarım bıraktıklarını tamamlaması düşüncesi bile tarifi güç duygular besletiyordu.
Aykut Kocaman’ın bıraktığı yerden, hiç ayrılmamış gibi dönüşüne şahitlik edeceğimiz maçın günü cuma olması dezavantajı bir yana heyecanı başka bir yana duruyordu.
Sistemi, taktik kurgusu ve özlediğimiz koşu mesafeleri heyecansız denilen sistemin bizleri ne kadar heyecanlandırdığını İstanbul medyası ve taraftarı tahmin bile edemez. Maç öncesi Nalçacılılar tribün lideri İbrahim Apalı’nın Alanya’nın kaldığı otele giderek, alçak gönüllü yaklaşımda bulunması ne kadar gururlandırıcı ise yine aynı grubun Sergen Yalçın’a sevgi gösterisinde bulunması gururlandırıcıydı.
Galatasaray maçındaki etkili oyundan olsa gerek aynı takımı sahada görüyorduk. Aykut Kocaman’ı diğer hocaların büyük bölümünden ayıran en büyük özellik takım ne oynadığını bilmesi ve kadro aynı bile olsa maça göre ayrı taktik kurgu ve oyun anlayışıyla çıkması diyebiliriz.
Konyaspor-Alanya maçı aslında bana Başakşehir ile oynadığımız maçı hatırlattı diyebilirim. Başakşehir’in bize yaptığını biz Alanya’ya yaptık. İlk yarı topu onlara verdik ancak pozisyon vermedik cılız uzaktan birkaç şut buldular. Bu sırada homurdanmak isteyenler oldu. Tırnak içinde ağızlarına terliği vurduk susturduk. İkinci yarı topla oynamayı çok seven rakip yorulunca Kocaman’ın öğrencileri sazı eline aldı. Akıllı oyunla 3 puan gelmiş oldu.
42.dakikaya kadar tribünde herhangi bir sürtüşme olmadı. Sonrasında deplasman tribününden edilen küfürler ve Alanya tezahüratına bilinçli taraftarımız küfürle karşılık vermedi, oyuna gelmedi. Burada olan sıkıntı şuydu Alanya tezahüratını Konya anlayan bazı kişiler, baskı tezahüratlarını doğru bulmadıklarını belirttiler. Fakat küfür edilen yer deplasman tribünü idi usturuplu bir şekilde cevap vermek en doğrusu idi öyle de oldu.
Kocaman ve öğrencilerinin önceki dönemde uyutup uyutup maç aldığına çok şahit olmuştuk. Fakat bu defa elimizde de farklı hayaller kuracağımız bir kadro var dersek yanlış olmaz sanırım. Bakmayın siz ilk dört takımın yine İstanbul takımı olarak ligde durduğuna makas belki de ilk defa bu kadar daraldı. Kocaman ve öğrencilere sabredeceğiz, onlar azmedecekler ve hedeflediğimiz yere ulaşacağız. Ne diyelim o slogana sizin gücünüz, bizim tutkumuz bu takımı şampiyon yapacak.
Sonuç olarak;
Ne oynadığını bilen nerede durması gerektiğini bilen oyuncularımız pozisyon dahi vermeden maçı net bir skorla almayı bildiler. İki top direkten dönmüş iki de gol bulmuş takım daha yukarısı için umut verdi.
Maçın sözü; yarışı kazananlar, daima yavaş ve devamlı gidenlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.