Ahmet Köylü

Ahmet Köylü

Gençliğin kayıp pusulası: Hakikatin ekrana yenilişi

Gençliğin kayıp pusulası: Hakikatin ekrana yenilişi

“Bir gençliğe inanıyorum; geleceği kuracak, geçmişi yaşatacak bir gençliğe...”
— Necip Fazıl Kısakürek

Bilginin kıymetini hikmetle taçlandıramayan bir çağda yaşıyoruz. Ekranlar dolusu söz var; lakin içinde hakikat yok. Göz var; ama basiret yok. Gençlik var; ama istikamet yorgunu…

Hiçbir çağ, gençliğe bugünkü kadar imkân sunmadı. Tek bir tıkla dünyanın bilgisine erişmek mümkün. Fakat bugün gençliğin sahip olduğu bilgi bolluğu, onları gerçeğe değil, daha çok yanılsamaya sürüklüyor. Zira hakikat, bilginin niceliğinde değil; onun nasıl anlaşıldığında, nasıl yaşandığında saklıdır. Bilgi çok olabilir ama onun içinde hikmet yoksa, gençlik kendi içinde kaybolur yaşanılmamış hayatların sunumu yapılıyor

Çağın en güçlü bağımlılığı sosyal medya. Ne sigara, ne alkol… Bugünün gencini içten içe kemiren şey: görünme ihtiyacı. Beğenilme arzusu, onay alma tutkusu… Sosyal medya, gençliğin hem zihnini hem kalbini esir alıyor. Görünür olmak için yaşıyorlar, görünmez hakikatleri fark edemiyorlar.

Trend olanın doğru, çok paylaşılanın gerçek, beğenilenin değerli sanıldığı bir çağda; fikir ve fıtrat zedeleniyor. Oysa bizim medeniyetimiz “ben” üzerine değil, “biz” üzerine inşa edilmiştir. Varlığın anlamı, sadece görünür olmakta değil; derinlikte, vakar ve ihlâsta gizlidir.

Gençliği sosyal medya labirentinden çekip çıkarmadan, bu ülkenin ne geleceğinden, ne fikrinden, ne teknolojisinden bahsedemeyiz. Çünkü zihni kaymış bir neslin eliyle ideal kurulamaz.

Bugün ülkemiz savunma sanayiinde, yerli yazılımda, yapay zekâda adından söz ettiriyorsa, bu başarıların ardında sosyal medyada vakit tüketen değil, ekran karşısında kod yazan, proje geliştiren, ter döken bir gençlik vardır.

Gençliği yeniden “okuyan”, “üreten”, “düşünen” hatta “dertlenen” bir karaktere büründürmek zorundayız. Gençlik, vitrinlere değil, fikirlere yönelmelidir. Paylaşım değil, katkı; beğeni değil, değer üretmelidir.

Elbette sosyal medya büsbütün reddedilmemeli. Ama bu mecra bir gaye değil, sadece bir araç olmalıdır. Hakikat arayışına, fikir üretimine, erdemli duruşa vesile olduğu sürece kıymetlidir. Aksi takdirde ekran, insanı içten içe tüketen bir aynaya dönüşür: Görürsün ama anlayamazsın. Konuşursun ama söyleyemezsin. Varlığın sanal, yokluğun gerçek olur.

ahmet-koylu-1.jpeg

Zihinler algoritmalarla şekillenirse, kalpler menfaatle beslenirse; ideal diye bir şey kalmaz. Bizim yeniden idealist, adanmış, mücadeleci, cesur bir gençlik inşa etmemiz gerekiyor. Çünkü:

  • “Bu milletin asıl güvencesi tankı, topu değil; imanlı ve şuurlu gençliğidir.”

“— Necmettin Erbakan

Son sözüm genç kardeşlerime:

Kendinizi ekranların sığ dünyasına hapsetmeyin. Bilginizi hakikate, enerjinizi üretime, duygularınızı hizmete dönüştürün. Görünmek değil, olmak derdinde olun. Unutmayın, bir ömre anlam katmak; bir gönderiyi beğenmekten çok daha değerlidir.

Rabbim, ekranların sığlığında değil; hakikatin derinliğinde yoğrulmuş, hem aklı hem kalbi selim bir gençlik nasip etsin.

Gençliği yalnızca teknolojiyle, üretimle değil; aynı zamanda ahlaki ve manevi değerlerle yoğurmak mecburiyetindeyiz. Çünkü kimlik, sadece akıl ile değil; vicdanla, inançla ve sorumlulukla inşa edilir. Sadece bilen değil; hisseden, dertlenen, vefa gösteren, adaletle hükmeden bir gençlik ancak milletine omuz verebilir.

Ecdadını tanımayan bir gençlik, kendi kıymetini de bilemez. Tarihini bilen, medeniyet değerlerine sahip çıkan bir genç, dünle bugünü buluşturur ve yarına yön verir. Gençlerimize sadece dijital okuryazarlık değil, tarih ve medeniyet şuuru da kazandırmak zorundayız. Şeyh Edebâlî’nin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' sözünü hayat prensibi hâline getiren bir gençlik, adaleti sadece teoride değil, hayatın her anında tecelli ettirir.

Gençlik, yalnızca bir yaş aralığı değildir. Aynı zamanda bir inançtır, bir iddiadır, bir yürüyüştür. Bu yürüyüşte rol model olarak sunacağımız isimler de önemlidir. Necmettin Erbakan gibi; sadece siyasi değil, bilimsel bir deha ve ahlaki bir önder olan şahsiyetleri tanıtmalı, onların idealleriyle gençliği buluşturmalıyız.

Biz, her şeyin dijitalleştiği bu çağda bile kalpleriyle yaşayan, dualarla yürüyen, değerleriyle direnen bir gençlik hayal ediyoruz. Zira ekranlar geçicidir; ama imanla, fikirle, mücadeleyle inşa edilen karakterler zamana direnir. Geçici olanın değil, kalıcı olanın peşine düşmeliyiz.

Unutmayalım ki; milletleri tarih sahnesinde yaşatanlar ne saraylar, ne ordular, ne de hazineler olmuştur. O milletlerin gençliğidir. Bugün ne ekersek, yarın onu biçeceğiz. Eğer ihlaslı, gayretli, üretken ve imanlı bir gençlik inşa edersek; bu milletin istikbali, inşa edildiği kadar ihtişamlı olacaktır.

Sizinle dirilecek mazlumların yüreği
Sizinle yükselecek sönmüş şehirlerin ezanı

Gençlik!
Bir milletin yeniden ayağa kalkma duasıdır senin adın
Ve sen yoksan, hiçbir dua semaya yükselmez artık...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Köylü Arşivi
SON YAZILAR