Bayram Bitti, Dert Bitmedi!
Eskiden olsaydı, bayram sonrası için çok daha neşeli, esprili ve kahkaha dolu cevap verenler olurdu.
Pandemi vurdu vuralı, enflasyon vurdu vuralı, işsizlik vurdu vuralı, felek vurdu vuralı, hayat vurdu vuralı neşemizi kaybettik!
Şimdi milletin ağzını bıçak açmıyor!
Bizi neyin beklediği konusu bayağı bir kapalı…
Eskiden ne varsa bayramdan sonraya ötelemeyi kâr sayan anlayışlar geliştirmiştik.
Başlı başına bir bayramdan sonra klasiği mevcuttu.
O bayramdan sonra diyenlerin birçoğu ya aramızda artık yoklar, yada konuşacak halleri kalmamış bir haldeler.
TÜİK rakamları öyle bir dünya anlatıyor ki, ütopya gibi…
Bu fiyatlar Mars’ta mı, Jüpiter’ de mi, Satürn de mi, nerede?
Vatandaş her yer karanlık diyor, TÜİK rakamları yok öyle karanlık falan, ortalık güllük gülistanlık, az biraz bir şeyler var amma, durum sanıldığı kadar vahim değil diye rakamlara dayalı savunmalar ortaya koyuyor.
Vatandaş derdini anlatacak, onu dinleyecek olanları arıyor!
Bayramdan önce yoktular!
Bayramdan sonra olacaklar mı?
Gelecekler mi?
Bir ihtimal daha var şarkısı bile, o ihtimal ben değilim dedi çekti gitti.
Varın anlayın gerisini artık!
*****
Buruk bir bayram, sessiz bir bayram, insanların kabuğuna çekildiği bir bayram yaşandı!
85 milyon insanın neşeyle, sevinçle sahillere koşup gittiğini düşünmüyorsunuz herhalde!
Yüzde onu bile bulmayan bir bayram tatili…
Bu rakamlara bayram için memleketlerine gidenleri de dahil ederseniz rakamlar işte o zaman tutabilir.
Büyükşehirler boşaldı, insanlar bunaldı, attı kendini sahillere diye yazıldı çizildi ya…
Tatil bedavaymış gibi anlatıldı!
Tuzu kuru olanları bir kenara koyarsanız,
Geri kalanların neredeyse tamamı için,
Dokuz günlük tatil, en az dokuz ay borç ödeme demek…
İşin hakikati ise,
Bayramdan sonraya ötelediğiniz ne varsa,
Biriken yada biriktirdiğiniz ne varsa,
Tamamının masanın üzerinde dört gözle sizi bekliyor olması!
Atalar, her dağın dumanı ayrı demişler, bugün duman-duman üstüne, ortalık toz duman, hava kör duman, duman olmuşuz duman!
*****
Şimdi bayram sonrası dediniz çıktınız dışarı…
Temmuz zammından bayram sonrası cebinizde kaç lira kaldı?
Devir ekonomi devri madem ya…
Bu zam bayram öncesi neye yetti?
Adı üstünde bayram parası, bir kurban alabildi mi?
Canım biz o parayı kurban alsınlar diye değil, bayram için harcasınlar diye veriyoruz denilebilir.
Gönlümüzden geçenin bu olmadığını sizlerde biliyorsunuz benzeri laflar sıralanabilir!
Bazılarımız hiç yoktan iyi,
Bana ilaç gibi geldi,
Az ama, olsun varsın,
Eskiden böyle bir para da yoktu dediler mi?
Dediler!
Bu para enflasyon şartları göz önüne alınarak artabilirdi,
1500 lira olabilirdi diyenler oldu mu?
Oldu tabi…
O hengamede, yetti-yetmedi hikayeleri arasında bir bayram daha geçti.
Ve geldik bayram sonuna, cevabını veremediğimiz birçok konuya…
*****
Neticede bayram bitti, ötelediğimiz dertler, sıkıntılar bitmedi!
Hâlâ ortada bir şey yok, büyütmeyin, yok bir şey, hallolacak, bitecek babından açıklamalar var!
Bayramdan sonra diye ertelenen, ötelenen her ne varsa, bayram bitti, bayramdan sonrası geldi…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramına kadar önümüzde başka bir bayram da yok!
Arada Ağustos var, Eylül var, Ekim var!
Bugün itibarıyla üç ay kadar bir zaman!
Orhan Baba’nın dediği gibi, “Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum” diyenlerin iyiden iyiye arttığı bir dönem yaşıyoruz.
İnsanlar kahretti oturdu!
Efkâr bastı oturdu.
Hafakanlar bastı yattı kaldı.
Bir yandan Delta Varyantının sıkıntısı,
Bir yandan maddiyatın yıkıntısı,
Bir yandan aşılamayan konuların takıntısı…
Her biri bayramdan sonra dedi, yığıldı kaldı önümüze…
Rakamlar, olaylar, sıkıntılar, yıkıntılar, moral olarak çöküntülerle birlikte geldik bayram sonrasına.
Bundan sonrası zamlı günler, kederli günler, açmazı çok günler.
Kış hazırlıklarının yapıldığı günler!
Ve neyle yapacağız bu hazırlığı denen günler!
*****
Bayram sonrasına geldik gelmesine de, ne kadar dert, ne kadar gaile, ne kadar sıkıntı varsa, çabalama Kaptan ben gidemem dedi durdu.
Söz verenler çok söz verdiler. Yılın yedinci ayıda bitti bitiyor. Temmuz sonu demek, gitti 2021 yılından bir ay daha demek.
Kaldı yıl sonuna beş ay!
Beş ay, lafın gelişi beşi bir yerde gibi bir şey!
Beş ayrı hengame…
Beş ayrı hayal…
Beş ayrı beklenti…
24 saatin sadece siyasette değil, artık bizler içinde çok uzun olduğu zamanlar önümüzde…
Bu beş ayın içinde yok, yok!
Ümit var!
Vesvese var!
Karamsarlık var!
Dip hikayeleri devam ediyor!
Uçurumun kenarında yaşamak ve gezinmek denen gerçek yerli yerinde…
Bayram sonrasındayız, bayram sonrasına ulaştık çok şükür!
Sesimizi bir duyan olur mu?
Ver elini, tut elimi diyen bulunur mu?
Senin de ne derdin var, birde bana anlat diye sorulur mu?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.