Bayramın Hatırı Yok Mu?
Başımızdan bir dünya olay geçti. Sınanmadığımız hiçbir şey kalmadı. Ne ölenler aklımızı başımıza getirdi, ne mübarek günler ve geceler, ne de Ramazan ayı.
Bir Ramazan Bayramı daha geldi.
Ve biz hiçbir şeyin hatırını saymayanlar olarak, Bayramın hatırını da saymamak üzereyiz.
Bir türlü barışamıyoruz! Bir araya gelemiyoruz!
Bayramın ne ulviliği, ne kutsiyeti, ne deruni anlamı, bizleri bağlamaktan çok uzak!
İnadı kırılmayan, inadı kırılmasın diye, sürekli tezviratta bulunulanlara döndük!
Bayram, Rabbimizin bize ikramıdır, lütfudur, ihsanıdır.
Bayramı bize barışın diye, bir araya gelin diye, aranızdaki kırgınlık ve dargınlıkları sona erdirin diye veren Rabbimize karşı bir şükran borcumuz yok mu?
O halde şükrane olarak gururlarımızdan, kibrimizden, egolarımızdan tavizler vermemiz gerekiyor. Daha da efdali vazgeçmemiz gerekiyor!
Bayram, şu tarihten , bu tarihe kadar bayramı da içine alan bir tatil değil.
Anladık, evlerin kapısı kapı duvar da, ya kalplerin? Kalplerimizi kapı duvar haline getirdik getireli, dostluğu kaybettik, arkadaşlığı kaybettik, komşuluğu kaybettik, güler yüzümüzü, gülen yüzümüzü kaybettik.
Bu aramıza Pandeminin girdiği ikinci Ramazan Bayramı.
Bayramın hatırı, ana-baba hatırı değil, çok saygı duyduğumuz birilerinin hatırı değil, Çok daha büyük, çok daha yüce bir hatır.
Bu hatır, inatlaşmaları, müzmin küslükleri sona erdiren bir hatır.
Bizler bu hatırı da hiçe sayma yanlışlığına ve boşluğuna düşmek gibi bir gafletin içine düşüyoruz.
Sonrada en olmadık girdapların içinden kurtulmak için çırpınıp duruyoruz.
*****
Bayram rastgele bir hatır sayma değildir. Kuru inatların, inatlarını sürdürenlerin yalnız kaldığı, yalnız bırakıldığı, o inatlaşmalardan geriye keşke cümleleriyle dolu kucak dolusu pişmanlıkların kaldığı çok dönem yaşadı dünyamız!
Son pişmanlık fayda etmiyor.
Bayramın öylesine hoş, öylesine geniş, öylesine kapsamlı bir hoşgörü dairesi var ki, bu dairenin içine o kocaman sandığımız dünya sığar.
Bayramın hatırına deyip de;
Bir türlü barışamıyoruz! Karşılıklı konuşamıyoruz!
Asgari müştereklerimiz o kadar fazlayken uzlaşamıyoruz!
O ne der, bu ne der diye elimizi uzatamıyoruz!
Yan yana gelemiyor, oturamıyoruz bile…
Bayram kavgaların, münakaşaların, savaşların durduğu, bir bakıma ateşkes ilan ettiği günlerdir.
Bu ateşkeste, bir araya gelin, aranızda bu meselesi çözün, bitirin demektir.
Bayram günü, vuran el elsiz kalır, ev yıkan evsiz kalır, yurt yıkan, yurtsuz kalır.
*****
Dünya üzerinde, Bayram günlerinde kim nereyi kana bulamışsa, kim insanlara rahat ve huzur vermemişse, kim çocukları anasız-babasız bırakmışsa, kim anaların gözyaşlarını dindirmemişse, kim
yaptığı zalimliğe ve zulme her fırsatta devam etmişse, paramparça olmuş o coğrafyalarda, birlik ve dirlik yüzü neden göremediklerini bir daha düşünsün!
Bayramı, bayram gibi özel günleri bayram yapmaya zehir edenlerin var olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Bu zehir edenlerden birisi Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize zulmeden Çin, diğeri ise din kardeşimiz olan Filistinlilere zulmeden İsrail.
Ne inançlara, ne bayramlara, ne insanların sevinmelerine, ne de yüzlerinin gülmesine tahammülleri var bu milletlerin.
Çin, adına hür dünya denilen, medeni dünyanın gözleri önünde zulmüne ve soykırımına devam ediyor.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz hem soydaşımız, hem din kardeşimiz.
Kuran okumaları yasak, namaz kılmaları yasak, bayram yapmaları yasak!
Mescid-i Aksa’yı içinde Müslüman Filistinliler ibadet ederken basan ses bombalarıyla, insanların hayatını kabusa çeviren İsrail, İslam’ın ilk kıblesinin olduğu bu şehre kendince yasaklar koyarken, binlerce yıl yurtsuz gezdiğini, yurtsuz kaldığını ne çabuk unuttu!
Üç dinin kutsal saydığı Kudüs, kimsenin tapulu malı değil. Bırakında Müslümanı, Hristiyan’ı, Yahudi’si ibadetini rahatlıkla yapsın.
*****
Bayrama kendini hür sayan dünyamızın, hürriyetlerin kısıtlandığı, kısıtlanan hürriyetlere engel olamadığı, olmak istemediği bir dönemle birlikte giriyoruz.
İslam Alemi ve İslam Birliğinin cılız toplantıları, kınama kararları Kudüs’e yetmiyor. Orada ki Filistinlilere ulaşmıyor. İsrail’i durduramıyor.
Fanatik İsrail, her fırsatta yapmadığını bırakmıyor Kudüs’te, Gazze’de ve Filistinlilerin yaşadığı her yerde.
Yine İslam Aleminin ve İslam Birliğinin Doğu Türkistan’da yaşananlara karşı tepkisizliği ise anlaşılacak gibi değil!
Yalnız değilsin Doğu Türkistan diyemiyor İslam Alemi, İslam Birliği!
Şehrimiz Konya, Filistin için göstermiş olduğu hassasiyetini, nedendir bilinmez Doğu Türkistan için en alt düzeyde ve en alt seviyede ortaya koymayı sürdürüyor!
Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, hem Türk, hem Müslüman. Kuran okudu diye, namaz kıldı diye, ben Türküm, Müslümanım dedi diye, kaç bin Doğu Türkistanlının şehit edildiğini, zindanlarda çürümeye terk edildiğini görmezden gelmenin, bilmiyormuş gibi davranmanın vebalini kimse taşıyamaz!
Türk Milleti olarak, soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz arasında birini, bir diğerine tercih etme gibi, taraf tutma gibi bir lüksümüzde, önceliğimizde yoktur, tarih boyunca olmadı ve olmayacak, ne dün, ne bugün, ne de yarın!
*****
Türk Milletinin evlatları olarak, kendimizi bildik bileli, Yunan zulmü altında inim inim inleyen Batı Trakya’daki soydaşlarımıza yandık,
Kıbrıs’ta Rumların vahşetine yandık.
Bulgaristan’daki Belene Kampında öldürülen Türklere yandık,
Bosna’da Sırplar tarafından, binlerce Müslüman kardeşimizin katledildiği Srebrenitsa katliamına yandık,
Kerkük içimizde halen kanayan yara, şehitlerimizi unutmadık, unutmayacağız.
Ermenilerin Karabağ’da yaptıklarına yandık.
Arakanda Müslümanlara yapılan zulme lanetler yağdırdık. Nerede bir Türk ve Müslüman zarar görse ciğerimiz yandı, kahrolduk.
Sadece Mısır ve Filistin’e değil!
*****
Her bayram öncesi, bayramlarımızı zehir ediyorlar. Zalimin adı Çin, zalimin adı İsrail, zalimin adı Ermeni, zalimin adı Yunanlı, zalimin adı zulme göz yuman, görmezden gelen hür dünya…
Bu dünyaya nasıl barış ve huzur gelecek? Böyle olursa barış ve huzur hayalden öteye gidemeyecek!
Ne yaptı ki bugüne kadar Birleşmiş Milletler?
Ne yaptı ki bugüne kadar İslam Birliği?
Ne yaptı ki, dünyanın barış havariliğine savunan Amerika, Rusya, İngiltere?
Bayramların hatırına dahi devletler, milletler hırslarına söz geçiremiyor, gem vuramıyorlar.
Geçtik dünyamızdan, devletlerden, aynı şey bizim kendi içimizde de yok mu?
Biz kendi içimizde barışabildik mi? Oturup konuşabildik mi?
Bir ve beraber olma türküleri dilimizde, barışma niyeti ara ki bulasın kalbimizde!
Aramızda, bayramın hatırının olması dileğiyle, hepinize hayırlı bayramlar efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.