Mübarek günlerin sonuna geldik. Tam kapanmanın da çoğunu bitirdik sayılır. Ufak tefek pürüzler dışında vatandaşlar genel olarak kapanmaya riayet ediyor.

Bayramdan sonra çok daha canlı bir piyasa bizi bekliyor olacak. Umudumuz yüksek.

Zor durumdaki hizmet sektöründe hızlı bir yükseliş bizi bekliyor olacak.

Turizm sezonu hem kendi insanımızın hem de dışarıdan gelen turistlerin yoğunluğuyla geçen yılın acısını çıkaracaktır.

Pandemi maalesef ekonomimizi çok ciddi şekilde etkiledi. Elbette belimizi doğrultmamız biraz zaman alacak. Birçok sektörde pandemiye bağlı kriz zirve yaptı. Öncesinden gelen çeşitli sorunlar ile birleşince halkın birinci gündeminde ekonominin yüzdesi daha da arttı.

Bu gerçekleri kabul edelim. Sonrasında kafamızı kaldırıp şöyle bir etrafımıza bakalım.

Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek bir alternatif var mı şu anda?

Yani şöyle anketleri patlatan, gümbür gümbür ‘bu iktidar gidiyor biz geliyoruz’ diyebilen bir oluşum?

Keşke olsa da Türkiye’nin tüm sorunları çözülse…

Lakin halk şu anda muhalefet partilerinde bir umut görmüyor. Son yapılan birçok ankette ‘ne olursa olsun Erdoğan’dan vazgeçmem diyen %40’a yakın bir kitle var.

Bunu neyle izah edersiniz bu size kalmış. Lakin vatandaşın gerçeklerini görürken bir tarafı görüyor ama diğer tarafı es geçiyorsanız kendinize demokrat tanımı yapmamanız uygun olur.

Türkiye’de bir dönem ‘tüm medya iktidarın eline geçti, tekel olundu’ gibi eleştiriler yapılırdı.

Bu düşünce kırıldı. Zira herhangi bir araştırma dahi yapmadan muhalefet medyasının iktidar medyasını sayısal olarak katladığını söyleyebiliriz.

Bunun yanında kendilerini kısık sesler olarak ifade eden sessiz kitlelerin sosyal medya ile ilgilenmemeleri de eklenirse… Muhalefetin sesinin çok daha baskın olduğunu görmek zor değil.

Peki ‘kısık sesler’ ne zaman harekete geçer? Elbette onları ancak seçim zamanlarında ortalarda görebiliriz.

Zira onlar genelde kanaat ehli olurlar. Vatanına milletine ve devletine bağlı olurlar. Bu yüzden sükûnetlerini ağırbaşlılıklarını korurlar. 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi bir sorun olursa ne zaman ya da nasıl sahne alacaklarını çok iyi bilirler.

Yani sosyal medya gündemi ile halkın gündemini ayırsak iyi ederiz.

Şu Konya şehrini defalarca belki mahalle mahalle dolaştım… 31 ilçeyi…

Vatandaş her yazılana çizilene inansaydı ya her iktidar %90 oy oranına ulaşırdı ya da her seçimde iktidar değişirdi. Yani tek bir bakış açısı ile ancak bir kesimin sesini duyabilirsiniz…

Uzatmayayım…

Neyse mübarek ayın son günlerinde burada keselim. Rabbim emanetini almazsa, tam olarak yaşayamayacağımız bayram sonunda; kısıtlamaların bittiği gün görüşmek üzere…

Kalın sağlıcakla.