Nasip oldu geldik bir bayram arifesine, bir bayram gününe daha. Bayramı unuttuk, bayramlaşmayı unuttuk, sevinç günü olduğunu unuttuk, kavuşma günü olduğunu unuttuk, barışma günü olduğunu unuttuk, hasret giderme günü olduğunu unuttuk!

Bayramlar bir olmanın, bir araya gelmenin, beraber olmanın günleriydi ya hani!

Bayramlar kırgınlıkların, dargınlıkların, küslüklerin bitirilme günleriydi ya hani!

Var mı öyle bir niyetimiz?

İlk adımı neden biz atmayalım diye bir düşünceye sahip miyiz?

Üç günlük dünyadan küs gitmek isteyen varsa!

Dargın gitmek isteyen varsa!

İncinmiş bir gönülle gitmek isteyen varsa!

Bırakın gitsin, giderse gitsin diyemeyen bir kalbe ve gönül zenginliğine sahip Türk Milleti!

Bayram gibi müstesna bir fırsatı heba etmenin ne anlama geldiği o kadar çok anlatıldı ki!

Bayram günleri yalandan yeminlerin üçten dokuza şart etmelerin sona erdirildiği tövbe günleridir.

Koskoca bir dört gün!

Ben yanlışımdan dönmeye geldim, pişman oldum diye kapınıza gelenlere açmayacak mısınız kapınızı?

Bayramın hiç mi hatırı yok!

Hatasından dönmüşe, hiç mi yumuşamayacak kalpler?

Niçin bayram yapılır?

Birinde şeker, lokum baklava, diğerinde kavurma yemek için mi?

*****

Bayram günleri kendine gelişlerin günleridir.

Öze dönüşlerin günleridir.

Pişmanlıkların gözyaşlarıyla anlatıldığı günlerdir!

Bizi yaratan her birimize tertemiz kalpler ihsan etmedi mi?

İstesek güller, laleler, leylaklar, sümbüller yetiştireceğimiz o bahçelerde, gurura ve kibre kapılıp kara çalıları, kara dikenleri, ayrık otlarını, zehirli sarmaşıkları, zakkumları büyüten, yeşerten yine bizler değil miyiz?

Bayram, bu sevilmeyen ne varsa her şeyin söküp atıldığı günlerin başlangıcıdır.

Salımdan tutmasın, ölüme gelmesin diye üst perdeden konuşanlar!

Kendinize gelin artık!

Kaç bayramlar geçti?

Pandemi geçti, en yakınlarımız bugün yok!

Depremler yaşadık…

Seller yaşadık…

Yangınlar yaşadık…

Dibe vurduk…

Dipte kaldık çıkamadık!

Hâlâ neyin derdinde bazılarımız!

*****

Bayrama erişmek, bayrama ulaşmak bir nimet!

Kim kimi kandırmaya çalışıyorsa…

Kim kimi aldatmaya çalışıyorsa…

Kim kendini bir başkasından daha akıllı sanıyorsa…

Kandırılanda o…

Aldatılanda o…

Akıl fukarası, akıl yoksunu olanda o!

Kısa günün kârı diyen, halin ahvalin külliyen zarar amma, sığındığın keşke den de umut yok!

Bayrama girerken, yine küçük hesaplarla girdi bir çoğumuz!

Bayram tatil değil ki!

Bayram öteleme de değil!

Adı üstünde Kurban Bayramı!

Verdikleri sözlerde durmayanlar!

Ben öyle değil, böyle dediydim, aslında o iş şöyleydi diye lafına, cümlesine kulp takanlar, insanı sulu dereye götürüp, susuz getirdiğini düşünenler, ben neymişim diye için-için sevinenler

Bugün dünya yarın ahiret!

Lakin bayram, pişmanlık için, tövbe için bir fırsat, Hakka açılan bir kapı!

*****

Söz verenler, sözlerinden cayanlar, o söz dündü deyip yürüyüp gidenler!

Verdiğiniz sözleri ne zaman tutacaksınız?

İşte Bayram!

Bayramlar kalplerin mum misali yumuşadığı günlerdir.

Hani mümin, mümin kardeşiyle üç günden fazla küs durmayacaktı.

Yarım elma, gönül alma dediğimiz o hasleti dahi unuttuk!

Beş vakit kıldığımız namazlarda mı yumuşatmaz yüreğimizi?

Bu şehirde defalarca hacca ve umreye gidenler var ve bayram günü nasip olursa hacı olacak insanlar var!

O güzel günlerin, o hoş anların, dostlukların, arkadaşlıkların, akrabalıkların, komşulukların, merhaba etmelerin, selamlaşmaların hiç mi hatırı yok?

Bayramlar böyle zamanlarda önemli…

Yarın Hakkın divanına varmaya yüzümüz olmalı!

*****

Rabbim bu güzel bayram hürmetine, her birimizin gönlünde var olan sevgimizi, hoşgörümüzü, anlayışımız engelleyecek ne varsa daha bitmeden kurutsun inşallah!

Sevgili okurlar;

Kurban Bayramınız mübarek olsun. Rabbimiz, bizlere birlik, dirlik, beraberlik, kardeşlik ve barış nasip etsin. Yaşadığımız Türk ve İslam Coğrafyasına huzur bahşetsin. Akan kanları durdursun, anaların, babaların, eşlerin, kardeşlerin gözyaşlarını dindirsin, masum ve günahsız çocuklar ölmesin!