BİR KUPADAN DAHA FAZLASI
"Bir bankadan daha fazlası" sloganıyla organizasyonun ana sponsoru olan Ziraat Bankası'nın adını taşıdığı Türkiye Kupası temsilcimiz Konyaspor'un oldu. 95 yıllık tarihinde bu kupa Konyaspor'da bir ilk niteliği taşıdığı için elbette gönül rahatlığıyla bir kupadan daha fazlasını müzesine götürdü diyebiliriz.
**
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse müsabaka öncesinde azınlık bir kısım dışında kupanın Konya'ya geleceğine birçok kişi ihtimal vermiyordu. Ligin bitmesine birkaç hafta kalıncaya kadar Başakşehir'in şampiyonluk yarışı içinde olması, Konyaspor'un da ligde istikrarsız bir grafik çizmesi kamuoyunu bu yönde düşünmeye teşvik etti lakin unutulan bir şey vardı ki her maçın senaryosu maç öncesinde yine yeniden kaleme alınıyordu. İşte bu anlamda hiç şüphesiz ülkemizin en iyi teknik adamlarından biri olan Aykut Kocaman zekâsını konuşturunca bu sonuç kaçınılmaz oldu. İnananlar elbet bir gün kazanırmış.
**
Maçın oynandığı gün şehrimizden Eskişehir'e adeta göç niteliğinde akın akın taraftar yollara düştü. Birkaç gün öncesinden başlayan bu yolculuklar müsabakanın olduğu gün adeta nirvana yaptı. Yollarda her çeşit aracı yeşil beyaz bayraklarla süslenmiş şekilde görmek gerçekten şehrimiz adına gurur verici bir duyguyu hepimize yaşattı. Ramazan ayı içerisinde olmamız sebebiyle maç öncesi birçok taraftar iftarını yapıp stada öyle girdi. Kendimi bildim bileli Konyaspor'un o kadar deplasmanına giderek birçok maceraya şahitlik etmiştim ama böylesini gerçekten hiç görmedim. Son yıllarda adından sıkça söz ettiren taraftarımız bu maçta büyüklüğünü tekrar gösterip tarihe geçti.
**
Gergin mi desem heyecanlı mı ya da coşkulu mu desem bilemiyorum ama adını koymakta zorlandığım müthiş bir atmosfer içerisinde meşin top Eskişehir'in zemininde o kaleden bu kaleye yuvarlanıyordu. Ofansif anlamda pek etkili olamayan Kocaman'ın öğrencileri savunma anlamında ligde ki tüm takımlara resmen ders verdi diyebilirim. Çok yüksek konsantrasyon içinde sahaya adımını atan oyuncularımız karşısında Başakşehir maçın büyük bir bölümünde sahada ne yaptığını bilmeden koşturunca eşitlik bozulmadı. Önce ilk uzatma devresi sonra ikinci uzatma devresi derken gecenin bir yarısı, takvimde ayın bile değiştiği zaman diliminde şampiyonu penaltı atışları belirleyecekti. Birçoğumuz dile getiriyorduk ki maç penaltılara giderse Başakşehir Konyaspor'un bileğini bükemez. Nitekim de öyle oldu. Skubic'in son penaltıyı ağlarla buluşturmasının ardından kendimi sahada buldum. Tribüne dönüp baktığımda ardımdan binlerce taraftar adeta sahaya su misali aktı. Hıçkırarak ağlayanlardan kahkaha atanlara, ne yaptığı bilmeden sahada koşuşturanlardan yayıncı kuruluşun kameralarına sevinç nidaları atanlara kadar birçok kişinin mutluluğuna şahit oldum. Hani anlatılmaz yaşanır derler ya, işte tamda bu cümle o günü anlatıyor.
**
Bundan sonra mı? Galatasaray'ın 2. Ön Eleme Turu, Fenerbahçe'nin ise 3. Ön Eleme Turu oynayarak dahil olacağı UEFA'ya temsilcimiz direk grup aşamasından başlayacak. Yani doğrudan Avrupa'da ülkemizi temsil edeceğiz. Lig Şampiyonu Beşiktaş ile birlikte şanlı bayrağımızı tarihte ilk defa formamızda onurla, gururla taşıyacağız. Ve Türkiye Kupası şampiyonlarına verilen apolet ile önümüzde ki sezon sahalarda boy göstereceğiz. Şimdi hepinize soruyorum. Ağustos'un ilk haftasında Beşiktaş ile oynayacağımız Süper Kupa finaline hazır mısınız?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.