Uğur Özteke

Uğur Özteke

YERLİ MARKETÇİLER ZULÜM MÜ GÖRÜYOR?

YERLİ MARKETÇİLER ZULÜM MÜ GÖRÜYOR?

Mübarek gün oruç ağzımıza yine belki günaha gireceğiz ama birilerinin artık canına tak etmiş durumda. Bu yüzden bugün yine biraz can sıkıcı bir konuyu sizlerle paylaşacağız ama inanın bizim dahi bilmediğimiz hiç düşünmediğimiz bazı detaylar özellikle de rakamlar gerçekten önemli.

...................

Biliyorsunuz şehrimizde yerli market ya da perakende zincirleri ağlarını her geçen daha da genişleterek büyütüyorlar. İnşallah daha da büyürler.

Yerli firmalar büyürken, ulusal marketler de artık yavaş yavaş çaktırmadan şehri terk ediyorlar.

Öğrendik ki şehrimizde ulusal dediğimiz bu zincirler birkaç tane kalmış.

Biz asla vatandaşımızın daha ucuz daha taze ve daha hijyen ürünler yemesi için yerli ulusal diye bir ayrımcılık içine girmeyiz.

Ancak burada ulaştığımız bir detay bizi önce çok şaşırttı.

Ulusal markalar zincirleri Türkiye genelinde 20 bin mağaza ile 80 bin elaman çalıştırıyormuş.

Yerel markalar ise Türkiye genelinde 3 bin 500 mağaza ile tam 70 bin elaman çalıştırıyormuş.

...........

Yoksa siz de bizim ilk anda yanlış rakamlar yazdığımızı mı sandınız?

Yok yok vallahi bire bir en yetkili kurumlardan aldığımız bilgiler.

Bu rakamlar bize neyi gösteriyor.

Yerli markalar daha iyi hizmet anlayışı müşteriye birebir temas için iş istihdamına daha önem veriyorlarmış.

Ulusallar ise profesyonellik algısı içerisinde daha az işçi ile hizmet veriyormuş.

Şöyle açıklayalım mı?

Şehrimizde yerli bir markete girdiğimiz zaman en az 10 çalışan vardır. Ulusal markette ise en fazla üç ya da dört kişiyi görebilirsiniz.

............

Yavaş yavaş ana konumuza gelelim.

Bizim Konya’daki yerli market sahipleri kan ağlıyorlar.

Niye?

Mesela Belediye bu marketlerin sebze meyve yani manav tezgâhlarını marketlerin dışına çıkarmalarına izin vermiyormuş.

Belediye haklı mı haklı...

Ve bu yüzden de her gün 250-300 lira ceza ödüyorlarmış.

Ödeyecekler tabii.

Yasalar var uyacaksın, uymuyorsan cezasını çekeceksin.

Tamam mı?

Tamam.

Buraya kadar her şey normal mi?

Normal.

.............

Marketlerin sahipleri de zaten buraya kadar olan biten her şeyi kabul ediyorlar.

Bize göre de normal olmayan işlem şurada başlıyor. 

Market sahipleri, işletmeciler, müdürler kendilerine haklı olarak cezayı kesen görevliye parmağı ile gösteriyor;

“Haklısın peki şu kamyon kaldırımın üzerinde niye karpuz tezgâhı açmış satıyor?”

“Şu sokağın başındaki manav diye kaldırımın üzerinde?

............

Cevap ortak imiş;

“Siz kurullara uyarsanız biz de onlara müdahale ederiz”

...............

Şimdi market sahibi soruyor;

“Bu kadar adam çalıştırıyorsak suç mu işliyoruz?”

“Alıp sattığımız her şey kayıt altında ise, kaldırımın üzerinde mal satmıyorsak devletten vergi kaçırmıyorsak suç mu işliyoruz?”

“Her ürünümüz denetleniyorsa, müşterimize tarihi geçmemiş sağlıklı ürün satıyorsak suç mu işliyoruz?

“Her Allah’ın günü aidat öder gibi ceza ödemek bizim kaderimiz mi?”

“Tabii bize her gün ceza yazılır. Niye? Mağazaya girdikleri zaman karşısında muhatabı müdürümüz var. Müdürün eline ceza makbuzunu yazar verirsin.

Hadi bir de kamyonu ile arabası ile mal satana cezayı yazıp makbuzu eline versene. Veremezsin niye çünkü elinde bıçağı, belinde tabancası var.”....

.................

Market sahibi gerçekten ağlıyordu.

Sürekli anlatıyordu.

İşte çok çarpıcı bir söylemi daha sizlerle paylaşalım;

“Ankara’da Çankaya’da, Külliye’nin bulunduğu bölgede market var.  Onun da manav reyonundaki ürünler dışarıda. Ama onlar bizim gibi her gün ceza ödemiyorlar.      

............

Şehri yöneten isimlerle her ortamda oturup kalkan bu insanlar bir yerde artık yalvarıyorlardı “Denetim altında olmayan herkese aynı işlem yapılsın biz zaten selenin altında hazırız. Belediyeler bizi çok üzüyor. Sanki bizler belediyenin hazır ödeme merkezleriyiz. Bu adaletsiz durum çok ağırımıza gidiyor”... diyorlardı.

..................

Özünde her şey yasalarla belirtilmiş. Resmi görevlilerde görevlerini yapıyorlar. Bir vatandaş yerel bir gazeteci olarak biz de bu anlatılanları görüyoruz, şahit oluyoruz.

Normal vatandaş bile markette her şeyi eksiksiz tam olarak istiyor. (En doğal hakkımız) Bizler kasada üç kişi arka arkaya dizildik mi söylenti başlıyor “Niye başka kasiyer yok? Malı satmayı biliyorsunuz şuraya iki kasa daha koymaktan kaçıyorsunuz”...

Amaaaaa döner kavşakta kaldırımın üzerinde karpuz satana hiçbir şey denilmediği gibi “Garip ekmek parasının peşinde” diyoruz...

..........

Adalet... Adalet... Adalet...

Bu işler vicdan meselesi ile değil adalet kavramı ile ancak çözülür diyoruz.  

...........

İşinde bir yerinde bir eksik ya da sıkıntı var ama oraya kadar daha gidemedik.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Cennet’e ilk giren üç sınıf var. Bunlardan biri de adaletli hükümdardır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tek yönlü yollarda üçlü, beşli, altılı bisikletli gençler kendilerini ve sürücüleri tehlikeye atmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR