Bugün ayakkabı boyama günü
En güzel Pazar günlerinin siz değerli okurlarımızın olması dileği ile hem bizim ailenin bir Pazar klasiğini paylaşacağız, hem de millet olarak geldiğimiz noktaya dikkat çekmek isteyeceğiz.
……………
Yanılmıyorsam geçen hafta Çarşamba sabahı idi. Kendi programıma göre Tahir Akyürek’in kadın ile ilgili basın toplantısına gidecektim. Çünkü özel davetten de Tahir Başkanın bu konuda samimi görüşünü değil resmi görüşünü merak etmiştim. Çünkü Tahir Başkanın muhterem eşlerini tanırım. Konya gibi bir Büyükşehrin 1 numarasının eşi olacaksınız ve hiçbir yerde görünmeyeceksiniz, görünseniz de tanınmayacak şekilde sessiz sedasız arka planda ve mütevazi olacaksınız. Kusura bakmayın da bu tarz her bayanın harcı değil. Bayan Akyürek’e gönülden çok büyük saygım vardır. Kendi elleri ile ikram ettiği kahvelerin 40 yıllık hatırı da hala sürüyor.
Neyse o gün sabah bizim evin kapısında meydana gelen bir kaza sonucu saat 8 sularında Yaka’da açık bir anahtarcı buldum ve girdim içeri. İçeride iki kişi anahtar yaptırıyordu. Sıramı beklerken arkadan bir bayan içeriye girdi. Dükkan zaten küçük ve dar köşeye çekildim. Hanımefendi bunu fırsat bildi ve sağ omuzumdan tezgaha dalarak bir poşet bıraktı. Dükkanda ki genç poşeti açtı iki çift ayakkabı vardı. Bayan boyanmasını istedi ve gitti. Bu arada siyah paltolu orta yaşlı bir beyefendi elinde çantası ile içeriye girdi “Selamünaleyküm” dedi. Kenarda duran terlikleri ayağına geçirdi ayakkabısını bırakıp çıktı. Ben derdimi söyledim. Genç “Amca 5 dakika bekle kardeşimi çağırayım o gelsin beraber gidin” dedi. Köşede ki sandalyeye iliştim. Bir delikanlı girdi. Elindeki poşeti cam tezgâha koydu ve “İkisi de boyanacak açılan yerleri varsa da yapıştırılacak” dedi. Dükkan sahibi genç poşetten ayakkabıları çıkardı kontrol etti ve “akşama alın” dedi. Bu beş dakikada boyanacak beş ayakkabı boyanmak için dükkana gelmişti.
Neyse kardeşi geldi eve gittik anahtar işini halettik dönerken lüzumsuzluğumdan gördüklerimi anlatıp “Bir ayakkabıyı kaça boyuyorsunuz?” dedim. Genç gülerek “ Abi 3 lira ama öyle deme bizim ekmek paramız”…
O an aklıma şu geldi. Ben asla ticaret yapamam. Elimden de hiçbir iş gelmez. Ama Allah korusun işsiz güçsüz kalırsak çok iyi ayakkabı boyarım….
………….
Okula başlamıştım. Aklım erdi ereli her pazar akşamı bizim evde bu görüntü yaşandı. Takii evlenip babamın anamın yanından ayrılıncaya kadar. Sonra aynı sahne bizim evde de tekrarlandı.
Her Pazar akşamı babam odanın ortasına gazeteleri serer üzerine evde kimin ne ayakkabısı varsa tek tek getirir, boyalar, cilalar renklerine göre, boyama süngerleri, cilalama bezleri, fırçalar sıralanır ve biricik babam saatlerce o ayakkabıları boyar sonra da götürür kapının önüne sıralardı. Tabii temizlik hastası titiz anamda iki de bir söylenir “Halının üstüne yapma” der dururdu.
Büyüdükçe boyama görevini ben almıştım. Sonra benden küçük olan kız kardeşim. Evlendik her pazar akşamı önce ben, sonra da kızım ve oğlum (Arada da eşim) aynı işi yapmaya devam ettiler.
……
Ayakkabıların sayısı arttı ama bizde 50 yıllık düzen hiç değişmedi.
O bayanı görünce eşime beni çektiği için hele hele böyle bir alışkanlığı olmadığı içimden bir kez daha dua ettim.
…………….
Kimsenin ekmek derdinde değiliz. O Bozkırlı ayakkabıcı ve anahtarcı arkadaş ile kardeşini elli defa tebrik ettim. “Aferin size erkenden dükkanınızı açmışınız ekmek peşindesiniz. Aferin size. Dağlı adam böyle çalışır işte. Bak bu caddede iki anahtarcıya gittim. İkisi de kapalı. Ama sizi tebrik ediyorum. Hele hele bu millet size böyle poşet poşet boyanacak ayakkabı getirdikçe bizi açlıktan ölmek yok inşallah” dedim.
Allah’a şükürler olsun çok zenginleştik. Paramız da çok. Ama şükür yok.
Başka bir şey demek istemiyorum.
İyi pazarlar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Şükür zenginliğin süsüdür
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bayan sürücüler direksiyonda çirkin el kol hareketleri yapmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.