Boykottan vazgeçme!
Sözlükteki tanımı itibariyle boykot, bireylerin veya grupların belirli bir ürün, hizmet, şirket veya ülkeden alım yapmama kararı alarak, bu durumun ekonomik ya da sosyal baskı oluşturmasını hedefleyen bir eyleme deniyor.
Bugünlerde ülkemizin gündemini de hayli çok meşgul ediyor boykot…
Siyonist İsrail’in Gazze başta olmak üzere bölgedeki Müslümanların üzerine ölüm olup yağmasıyla başlayan sürece tepki olsun diye ülkemizde İsrail ve onu güdümleyen işbirlikçi ABD başta olmak üzere tüm insanlık suçlularını ekonomik zarara uğratmak, sosyal statülerini alaşağı etmek ve hepsinden önemlisi dünyanın gözü önünde işlenen bu insanlık suçu ile ilgili farkındalık oluşturmak adına boykot yapıldı ve yapılıyor ülkemizde…
Sadece ülkemizle de sınırlı değil, dünya genelinde yüreğinde zerre miskal vicdan, bedeninde insanlık emaresi, aklında akıl almaz bu soykırımın önlenmesi gerektiği düşüncesi olan Müslim – Gayrimüslim ayırmaksızın herkes, boykot ediyor.
İnsanlara sattıklarından elde ettiklerini mazlum insanların, çocukların ölümü için kullanılan silahları alanları desteklemek için aktaranlara yapılan bu boykot insan olanın insani sorumluluğudur. Yapılması gereken de budur.
Gazze’deki zulmün son bulması, akan kanın durması, yürek sızısının dinmesi için ne yapabilirim diye soranların alacağı cevap, kalben buğuz etmekle birlikte zalimlerin değirmenine su taşımamak adına onlara ait olan yahut onlara destek verdiğini alenen ilan eden şirketlerin ürettiği ürünleri almamak, yani boykot etmektir.
Bu doğrultuda ülkemizde her ne kadar istenilen ölçekte olmasa da bir irade ortaya koyularak, dünyaca bilindik markaların ürettiği ürünlerin satışlarında ciddi bir azalma sağlanmıştır. Elimizde sayısal net veriler olmamakla birlikte dünya genelinde yapılan boykotların, bu şirketlerin elde ettiği kârı en aza indirgemek, hatta zarar etmelerini sağlamak için etkili bir yöntem olduğu ve sonuç alındığı bilinmektedir.
2 Nisan tarihi için ülkemizde de boykot yapılmasına yönelik CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bir çağrısı vardı…
Boykot kültürünün Gazze’deki Müslümanlar için ne kadar etkili olduğunu görmüş olacak ki Özgür Özel, aynı etkiyi kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanmak için yapmıştı bu çağrıyı…
Bu kez hedef ümmeti katledenleri durdurmak değil; millet içerisinde kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyen insanları, onların iş yerlerini, kurumlarını, şirketlerini boykot ederek güç gösterisi yapmaktı.
Gücünü gördü bu millet…
Boykot çağrısının ardından milletin kahir ekseriyeti alışveriş yapmayacaksa da yaptı, markete gitmeyecekse de gitti…
Ben CHP’den şimdiye kadar İslam coğrafyasında akan kanın durması için herhangi bir boykot çağrısında bulunduklarını görmedim. 2 Nisan tarihi için yapılan boykot çağrısını da bu anlamda sadece menfi bir bakış açısıyla güç gösterisi yapmaya çalışmak için ortaya konulmuş bir düşünce olarak görürüm.
Başarılı olup olmadıkları beni ilgilendirmiyor. Niye boykot çağrısı yaptıklarına bakınca bu boykot çağrısının desteklenecek bir tarafının olmadığını anlıyorum.
Kaldı ki, bazı durumlar vardır, kaş yapacağım derken göz çıkarır…
Ya isteyerek, ya da istemeyerek…
Boykot için yapılan çağrılar ve açıkça işaret edilen firmalar 2 Nisan tarihinde belki de cirolarını ortalamanın çok daha üzerine çıkardı.
Küçük esnafa ise doğrudan yansıyan, doğrudan etki eden bir tarafının olmadığı kanaatindeyim. Bir etkisi olmuşsa da olumsuz değil, olumluya dönük olmuştur.
Demem o ki, bir boykot yapacaksak akan kanı durdurmak için yapmalıyız. Ümmetin kardeşliğinin doğal bir sonucu, gereği olarak yapmalıyız. Gavurun değirmenine su taşımamak için yapmalıyız. Vicdanımızı rahatlatmak için yapmalıyız.
Benim de bu amaç doğrultusunda çağrım, ümmet için boykottan vazgeçilmemesi, millet için ise boykot edilmemesi yönündedir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.