Yeni Zelanda’daki Cuma katliamı, Asaf Halet Çelebi’nin şiirini hatırlattı;

İbrahim

İçimdeki putları devir

Elindeki baltayla

Kırılan putların yerine

Yenilerini koyan kim?

Kimi konuşuyoruz? Brenton Tarrant diye bir caniyi. Bu katliamın suçlusu tek başına bu insafsız mı? Kanlı saldırılar dindar katiller gibi görünen piyon militanları popülerleştiriyor. Bu piyona dünyayı gezdirten kim, 75 sayfalık manifestoyu yazdırtan kim, tarihteki diğer kasapları silahlara yazdırarak anma marşları dinleterek vahşeti sanatlaştıran kim?

Ben Brenton’ı değil bu katliamın arkasındakileri konuşmak istiyorum. Brenton gibilerin beyinlerini yıkayarak suçsuz günahsız sivillerin üstüne kan serpecek kadar canileştirenleri konuşalım diyorum. Bırakın silahı tutanın çarşaf çarşaf fotoğraflarını göstermeyi. Neye yarıyor? Psikopatlara bir sonraki katliam için kahramanlaştırılan bir ikon yaratıyoruz farkında olmadan.

Brenton gibi saldırganlar da, canlı bombalar da neye hizmet ettiğinin farkında değiller. Bir dinin mensuplarına karşı toplum nefreti oluşturuluyor, kimin işine yarıyor? Birilerinin kesesi biraz daha doluyor, birileri ticarette dünyanın yarısının rekabetini engellemiş oluyor, birileri siyasi malzeme için kullanıyor, birilerinin hükümranlığının devamı sağlanıyor.

Komplo teorisyenlerine hak vermemek elde değil. Katliam videosu internette kolaylıkla bulunabiliyor. Bakıyorsunuz, yollarda insan yok, mobese benzeri bir görüntü kaydedici yok. Videoyu izleyen herkes aynı soruyu sormadı mı, bu kadar mı kolay? Silahların üzerindeki isimler hangi ülkenin vatandaşıysa o ülkenin diliyle yazılmış. Güdülenmeye çalışılan topluluk kümeleri var, bariz görünüyor. Açıkçası endişe ediyorum, kahraman olarak lanse edilen topluluklardan bu caniliğin bu kadar kolay yapılabildiğini gören yeni piyonlar görecek miyiz? Eline her silahı alan başka ailelerin ocaklarına ateş düşürecek mi?

Dinin tarih boyunca, siyasilerin ve güç otoritelerinin elinde oyuncak olduğunu gördük. Din, süslü cümleler kuran hatiplerin ağzında toplulukları harekete geçirmek için itici bir güç olarak kullanıldı. Bırakın artık bu nefret söylemlerini, bırakın artık dini vahşetle birlikte anmayı, bırakın artık menfaatleriniz için dini kullanmayı!

Ne zaman dini hiç yakışmadığı yerlerde kullanmayı bırakacağız ve sadece dini yaşamaya çalışacağız? Kafirun suresi “Lekum dinikum veliye din” yani “sizin dininiz size benim dinim bana” der. İnsanoğlu bu olgunluk mertebesine, herkesin inancına saygı duyma evresine ulaşabilecek mi? 

Ötekileştirme üzerinden devam eden saldırganlık binlerce yıldır devam ediyor. İnsanoğlu gelişiyor, modernleşiyor, kültürler arası farklar kayboluyor, dünya tek bir ulus oluyor gibi son moda sözlerimiz var. Maalesef yaşananlar kafalarımızın hala taş devrinde kaldığını gösteriyor.