Direnç olmayınca...!
UEFA Liginde 2. sezonunu geçiren yeşil beyazlılar, gruptan çıkma adına büyük bir şansı tepki. Rakip, yaş ortalamasıyla dikkati çekerken, hızlı, koordineli ve ayağa paslarla açık söylemek gerekirse, futbol böyle oynanır dersi verdi.
Ya bize gelince..?
Galatasaray maçı sonunda da yazmıştım. Futbol zekası çok az olunca, sahada ne yaptığınızı bilemiyorsunuz.
Rakip, basit ve ayağa tek topla çok çabuk hücuma kalkarak sonuca gitti. Taraftar desteğini arkasına alan A. Konyaspor ise, ceza sahası önünde çok pas yaparak, ileri çıkmada sorun yaşayarak, kaleciye geri pas yaparak vakit öldürdü. Bir geri pasta da Serkan yapmaması gerekeni yaparak gol gelince, maç da orada bitti.
Ne yazık ki, yeşil beyazlılar iyi bir görüntü vermiyor. Ligde son sıralara demir atarken, en azından seyircisiyle birlikte olduğu bir müsabakada direnç gösterebilirdi. Daha atak, daha mücadeleci, daha istekli bir futbol sergileyebilirdi.
Ama yine olmadı.
Konyaspor'un bu seneki kalitesi bu kadar.
Ama; gelecek adına endişe taşıyoruz.
Bizi korkutan da bu. Lig de Mustafa Reşit Akçay'ın deyimiyle, kendi ayarımızdaki! takımlarla oynamaya başlayacağız. Önce Kayseri deplasmanı ardından da Osmanlıspor maçı var. Osmanlıspor maçında da seyircimiz olmayacak. Eğer ki bu iki maçtan en az 4 puan alınamazsa, kar, kış demeden Konyaspor ile yatıp Konyaspor ile kalkan taraftarı tribünlere çekmek çok zor olacak. İşte en korkunç olanı da bu zaten…
Sezonun ilk yarısı ne yazık ki bu tempoyla gidecek gibi gözüküyor. En az kayıpla ilk yarıyı kapatabilirsek, ikinci yarı da yönetim, kusura bakmasınlar ama kasayı açmak zorundalar. Yeni alınan futbolcularla özellikle forvet hattındakilerle bu ligi tamamlamak mümkün değil.
Maça gelerek görevini yerine getiren taraftarın son dakikalardaki tepkisi gayet normaldi. Çünkü özlediği takımını, destek verdiği renklerin iyi futbol oynamasını ve başarılı bir sonuç almasını istiyordu. Bu gerçekleşmeyince sesini yükseltmesinden daha normal ne olabilir ki?
Taraftar, her zaman takımının yanında. Maçtaki en güzel an ise, maç sonunda futbolcuların her iki taraftan da tribünlere çağrılmasıydı. Şu ana kadar takımın en önemli iki isminden biri olan Serkan'ın, "küsüp" hemen soyunma odasına gitmesi ve taraftarın onu çağırmasından da birileri ders çıkarmalı. Maç sonunda ise, taraftarın tepkisine saygı duyduğunu ve dikkate aldığını söyleyen Mustafa Reşit Akçay'ın söylediklerini anlamakta güçlük çektim. Akçay'ın "Sezon başında beri çabuk, etkili ve direkt oyun oynuyoruz. Bunu sürdürmeye devam edeceğiz, iyiye gidiyoruz" demesi de komikti...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.