Dışarı da durum karışık...
Yalnızca Türkiye’nin değil, Irak ve İran’ın bütün gözdağına karşın Mesud Barzani bütün sonuçlarını da göze alıp dediğini yaptı mı? Yaptı. Peki, bizim bütün “Sen kaybedersin” uyarılarımıza karşın Angela Merkel Almanya’da dördüncü defa iktidara geldi mi? Geldi. O zaman bize düşen kendimizi daha fazla dolduruşa getirmeden mevcut durumu tahlil etmek…
Irak’ta üç bölge söz konusu Bağdat, Kürt Bölgesi ve DEAŞ'ın püskürtüldüğü alan. Kuzeyde ve güneyde devam eden işler var. Ama genelde iki bölgede de ödemelerde sıkıntılar var.
Kuzey Irak’ta iş ilişkileri olan müteahhitler, petrolcüler, hububatçılar var. Hepsi de referandum kararı sonrası, belirsizlikten endişeliler. Ama ilişkilerin düzeleceği umutlarını da koruyorlar. Habur Sınır Kapısı'nın kapatılmasının sadece Kürt bölgesi ticaretine değil, Bağdat'la ticarette de olumsuzluğa neden olacağı, hatta Irak’tan geçerek gidilen bölgelerle ticarette de etkisi olacağı görüşündeler. Çatışmanın değil, barışın hüküm sürdüğü bir yarın bekliyorlar. Anlayacağınız durum karışık. Siyasete endeksli ekonomide siyasetçilerin ağzından çıkanları iyi takip etmek gerekiyor.
-------------
Hoyratça tüketmek
Değerli okurlar dış siyasetten uzaklaşıp bir babanın çocuklarına nasıl güzel bir yolla tükettiklerinin değerini anlattığını size aktarmak istiyorum. Çünkü çocuklara zamanında bu eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Tüketen toplumun bireyleri olan bizler, tükettiğimiz ürünlerin nasıl ve ne şekilde bize ulaştığını düşünmeden hoyratça tüketmeye devam ediyoruz. Bakın o baba çocuklarına bu durumu nasıl bir yolla anlatmış!
Baba sabah evden çıkarken, çocuklarına bin kişinin çalışarak hazırladığı bir pasta getireceğim” demiş. Çocuklar akşam babaları pastayı getirince bin kişinin hazırladığı değişik bir pasta göreceklerini zannederek pasta kutusunu açmışlar. O kadar şaşırmışlar ki “hani bize bin kişinin hazırlayacağı pasta getirecektin?” diye sorunca baba “evet size bin kişinin hazırladığı pastayı getirdim” demiş. Pastayı yapmak için gereken malzemeleri ve onların üretim aşamalarını saymaya başlamış. Çocuklar şaşkınlıkla babalarını dinlerken hem babalarına hak veriyorlar hem de hiç öyle düşünmedikleri için şaşkınlıklarını gizleyemiyorlarmış. O malzemelerin üretiminde çalışan elleri düşünün, o malzemelerin üretiminde kullanılan araçların üretiminde kaç kişinin çalıştığını…
Bütün bunları taşıyan gemileri, trenleri kamyonları, istasyonları ve depoları düşünün. Malların içine kondukları sandıkları, kutuları ve çuvalları düşünün… inanın elinize aldığınız küçük bir paket bisküvinin bile size nasıl ulaştığını bu şekilde düşünürseniz hoyratça tüketmez, tüketen toplum olmanın çok daha ötesine geçeriz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.