Fair Play ve Konya
Fair Play kelime anlamını itibariyle; dürüst oyun, dürüst davranış, yazılı ve yazılı olmayan kurallara bağlı kalmak, etik davranış göstermek, rakibine saygılı olmak gibi anlamlar yüklendiği her kes tarafından bilinmesine, herkes herkesi mi Fair Play'a davet etmesine rağmen çok kişi ve kesimin özde uymadığı Fair Play olgusu bence toplumsal barışımız, spor alanlarındaki başarılarımız açısından çok önemlidir.
Mevlana müzesini içinde barındırma özelliği ile ayrı bir sorumluluk taşıyan Karatay Belediyemiz Mevlana felsefesinin Fair Play ruhu ile bütünleştiğini hissederek ilimizin bu alanda aldığı ödüllerle Türkiye'de ilk olma özelliğini fark ederek oluşturduğu Fair Play müzesi ile Avrupa Fair Play Birliği tarafından "Fair Play büyük ödülü"ne layık görülmesi yine Konya'mızın bu özelliğinin öne çıkması bu alandaki ciddiyetini yansıtması bakımından çok önemlidir.
Mevlana şehri olan Konya'mızın Sporun ruhu olan FAİR PLAY ile öne çıkması ve anılması bir spor adamı, eski bir futbolcu ve aynı zamanda bu ödülü alan Konyaspor genç takımının o anki kaptanı olarak beni çok fazlasıyla mutlu ediyor. Bu müzeyi düşünüp hayata geçirilmesini teklif eden, teşvik eden, gerçekleştiren anlayışı tebrik etmek, ilimizi bir kez daha Fair Play ödülüne taşıyan bu çalışmaya imza atan Karatay Belediyesi Başkanımız Mehmet Hançerli ve ekibini kutlamak İsterim.
Konya'mız Türkiye Fair Play'ine hatta Dünya Fair Play'ine çok katkısı oldu diyebilirim. Nasıl mı? Dünya'da Fair Play konseyinin 1981 yılında kuruluşu ile birlikte Türkiye'de benimsenir ve 1982 yılında TMOK tarafından Fair Play komitesi belirlenir. UNESCO tarafından İlk büyük ödül 1983 yılında Konya'lı İsmet Karababa ile kazanılır aynı yıl Bisikletçi Ö. Ali Erikci de kutlama mektubu alır. TMOK bunu resmi sitesinde atılım yılı olarak tanımlar. Buna Konya damga vurdu, Türkiye'de yaygınlaştı demek İster.
Türkiye'nin Dünyada kazandığı üçüncü ödülde Konya'dan; 1988 yılında Antrenörlüğünü Fair Play ödüllü İsmet Karababa'nın, benimde kaptanlığını yaptığımız Konyaspor Genç takımı üst, üstte üç yıl şampiyon oluşunu hiçbir futbolcusu kırmızı kart görmeden başarır ve UNFSCO tarafından dünyada örnek takım seçer Fair Play ödülüne layık görür. Bu dönemden sonra Türkiye'nin UNFSCO'dan kazandığı ödülleri görebiliyoruz yani burada öncü Konya olarak biziz.
2010 Yılında Konyaspor Kulübümüze kaza geçirerek felç olan futbolcumuz Branimir Poljac'a olan tutumundan dolayı UNESCO Fair Play ödülü verirken Konya'mız yine dünyanın gündemine gelir. Bu kez Karatay Belediyemizin yaptığı Fair Play müzesinin dünyada tek olma özelliği öne çıkartılarak Avrupa Fair Play Konseyi tarafından ödüle layık görülmesi ile 5. Kez Dünya ve Avrupa'nın gündemindeyiz. Ayrıca TMOK tarafından 16 kez Fair Play ödülü ile Türkiye'nin gündemine gelmiş Konya'mız; Bu onur bize yetmez mi?
Burada Teknik Direktör İsmet Karababa hocamın emeğini, katkısını görmezden gelemeyiz. Aldığı ödülle birlikte bu alanda bir misyon üstlendi çalıştırdığı Konyaspor Genç takımını dünyada, K. Fndüstrispor'u, başkanlığını yaptığı TÜFAD'ı Türkiye'de Fair Play ödülüne taşırken. İlimizde Fair Play ödülü alan Necati Yeğenoğlu, Mehmet Baykan, Nail Bülbül, Konyaspor Kulübü, Taşkentspor Kulübü, Cem Gökçe, Adnan Söyler, Ramazan Er, Tüfad, Cengiz Kahveci ve en son Karatay Belediyesinin çalışma davranışlarımı TMOK'a yansıtarak bu ödüllerin alınmasına vesile olması takdir edilecek bir özelliği değimlidir? Hocamızın.
Konya'mızın bu kadar güzel örnekleri varken hala dışarıda kötü algı yaratanlara karşı Konya'mızı ve Sporumuzu yönetenlerin bunu iyi değerlendirmesi gerekmez mi? Fair Play ödülü sahibi bir Spor Genel Müdürüne sahipken bu alanda da atılım yapacak faaliyetler, görüntüler, yeni örnekler beklenmez mi?
Yakınlaşan, bütünleşen, birleşen, üreten, başaran bir Konya spor camiası umudu ile....
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.