Soma faciasının ardından bir milli bayramımızı ile kutladık mı, kutlamış mı olduk yoksa kutlarmış gibi mi yaptık bir şeycik anlamadık.

Birileri gibi sahte kutlama işini hiç içime sindiremedim. Bu yüzden de bu konuyu es geçiyoruz.

…

Biz yine izninizle kendi küçük dünyamıza Konya’mıza dönelim.

BU İŞ ADAMLARI

KORUMA ALTINA ALINMALI

Geçtiğimiz hafta içerisinde bir oto parkta kendi aracımıza yer ararken önümüzdeki araçtan üç isim indi. Ardından biz de indik. Ve merdivenlerde karşı karşıya geliverdik. Ahmet Arıcı, Aslan Korkmaz ve Mehmet Ali Çiftçi Beyler yine yan yana, yine omuz omuza idiler. Konya’mızın “mübarek ticareti”nde iki kardeş ticaret yaptı mı, millet okur üfler nazar değmemesi için dualar eder. Oğul delikanlı olup ele karıştığı halde hâla babasının yanında çalışıyor ise, bu şehirde o evlat “hayırlı evlat” demektir.

Yani bu şehirde ortaklık yapmak çok ama çok zordur.

İşte son yıllarda Konya ticaretine damga vuran üç isim Ahmet Arıcı, Aslan Korkmaz ve Mehmet Ali Çiftçi tüm bu göze, fesatlığa ve dedikoduya rağmen yan yana omuz omuzalar. Hatta o gün yanlarında bir de pek çok işlerinde dördüncü ortakları olan Ramazan Biberci yoktu. Bu dört isme biz büyük saygı duyuyoruz. Nazara göze gelmemeleri için de duacıyız. Çünkü bu tür anlamlı büyük ortaklıklar bu şehirde yeni ortaklıklar için güzel bir örnek teşkil ediyor.

BİR VEKİL İFLAS ETTİ

Ticaretle uğraşan ve koca fabrikası olan bir insan milletvekili olduktan sonra sürekli zarar edip, koskoca fabrikayı satmak zorunda kalırsa o adama ne denir?

Bugün ki Türkiye gerçeğinde, olup bitenlerin, duyumlardan dedikoduların yüzde birisi dahi doğru olsa o insana bence “geri zekalı” denir!..

….

Evet böyle bir değerlendirme yaptığım için en başta Sayın Mustafa Kabakcı’dan özür dilerim.

Ancak son iki üç haftadır duyduğum ve son işlemi sona eren satışın ardından Sayın Kabakçı vekil olmadan Organize Sanayiinde sahibi olduğu o koca fabrikayı artık sattı.

Oysa yine iyi biliyorum ki son iki dönemdir Sayın Vekil, Sağlık Bakanlarına en yakın isim idi. Her iki Sağlık Bakanı ile de direkt olarak görüşebiliyordu. Ama gelinen noktada ve de Türkiye gerçeğinde siyasetçi-para ilişkisinde bir ters orantı devreye giriyor ve Mustafa Bey fabrikayı satıyor.

Bu ne kadar iyi ne kadar kötü bir alış veriş anlayabilmiş değilim.

Çünkü son dönemlerde vekillik yapıp da evini, arabasını, dükkanı satan ilk isim herhalde Sayın Mustafa Kabakcı olacak.

İlk döneminde Sayın Vekil ile ilgili bu şehirde yine bir yalan furyası başlatılmıştı. Bu furya klasik bir Konya efsanesine dönüştüğü zaman Sayın Kabakcı’yı bizzat aramış ve bunu konuyu sormuştum. Hatta Başbakan’dan fırça yediği dahi iddia edilmişti. Mustafa Bey de bizim duyduklarımızı dolaylı olarak duymuştu. Üzgündü ama tüm dedikoduları bire bir yalanladı. Kahretti. Kırgındı.

…

Fabrikanın satış işleminin ardından da Sayın Vekili aramak istedim. Ama Mustafa abimize karşı, beş yılda bir felaket tellalı olmak istemiyordum.

Bugün itibarı ile tek bildiğim şey Sayın Mustafa Kabakcı’nın beş yıl önce bize adım adım gezdirip anlattığı o fabrikası artık yok.

Ne diyelim canı sağ olsun. İlk fırsatta inşallah bunun da perde arkasını öğreniriz ve siz değerli okurlarımız ile paylaşırız.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Dünya'daki tüm kitaplar, tüm hesaplar, akıl oyunları, sayfalarca laflar, sevginin yerini tutmaz. Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Alışverişte yemin billah ederek yalan söylemediğimiz zaman ADAM oluruz.