Farkında mıyız?
Hayat keşmekeşinde hep bir koşturmaca içindeyiz. Durmadan koştuğumuz, yorulduğumuz fakat yorgunluğumuzu dahi unutmaya yorduğumuz bir zamandayız.
Nedenini ve niçinini düşünme gayretinde olmadığımız gerçekle hayal arasında bi yerlerdeyiz. Soluğumuzun, solumuzla bağlantı kuramadığı buna vakit bulamadığı bir düğümün ortasındayız.
Nasıl mı?
Tamda trafiğin en yoğun olduğu o sabah saatlerinde hiç dışarıdan kenara çekilip izleme vaktiniz ya da daha doğrusu şansınız oldu mu? Otobüse yetişmeye çalışanlar, alelacele simitçiye koşanlar, gözü hep saatinde olanlar, elindeki kitapları çantasına sığdırmaya çalışanlar, uykusuzluktan açılamayan ifadesiz yüzler gibi liste uzar gider. Liste uzar ancak zaman kısalır.
Farkında mıyız?
Hayatın merkezine çektiklerimizin bizi yaşamın uçsuz bucaksız bir boşluğuna çektiğinin, sorgulamayı bıraktığımız anda cevaplarında bizi bıraktığının ve umutlarımızı birer rutin saydığımızda özünü yitirdiğinin gerçekten bilincinde miyiz?
Dahası rutindeki nimetin farkında mıyız?
Yoksa hissettiklerimizle adını koyamadıklarımız mı karışmış durumda?
Öylesi daha mı kolay geliyor? Bi düşünelim...
Yetişmeye çalıştıklarımız mı yoksa yetişemediklerimiz mi aslında bizi yoran?
Geçici sevinçlerimiz mi gitmeyen hüzünlerimiz mi bizi boğan?
Günlük yaşanmışlıklar mı gelecek hayallerimiz mi bizi hayata bağlayan?
Cevabından korktuğumuz sorular mı yoksa soru sormayı unutmuş olmamız mı hayattan alıkoyan?
Sorular sıralanır da sıralanır. Mühim olan kalbimizden hissederek ve aynaya bakarak verdiğimiz cevaplar. Bir tür yüzleşme gibi... Bu yüzleşmeden daha emin ayrılmak gibi...
Devamında rutinden sıkılmış gibi değil rutinin aslında bir şükür sebebi olduğunu fark ederek YAŞAMAK. Hakkını vere vere, her nefesi hissederek... Derin ve anlamlı olduğunu düşünmek yaşamın, vazgeçmemek. Emin olduğumuz doğruların ardında dimdik ayakta kalmak. Zorluğun içinde yoğrulmak, her düşüşte yeniden daha güçlü kalkmak.
Yaşamın en güzel hediye olduğunu unutmadan, silkelenip kendimize gelerek ve ne uğruna yorulduğumuzun farkında olarak hayata tutunmak sanırım en mühimi.
Sevgi ve saygı ile...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.