Genel Başkanı eleştirirseniz ne olur?
Günümüz siyasetinde bir partili Genel Başkanını eleştirirse ne olur? Söz kestiği gerekçesiyle grup toplantısından atılanları, adı bir makam için sıkça geçenlerin fırçalanmasını, sık sık kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilenleri hatırlayınca demokrasidir denilip geçilir, bir şey olmaz demek pek de mümkün değil sanırım. 1978 tarihli bir Genel Başkan mektubundan bazı satırları kayınpederim ve Süleyman Demirel’i rahmetle anarak sizlerle paylaşmak istiyor, siyasette ne değişip ne değişmediğinin yorumunu takdirlerinize bırakıyorum.
Rahmetli kayınpederim Muzaffer Seha Yusufağaoğlu yıllarca Adalet Partisi Giresun İl Başkanlığı da yapmış bir avukattı. 19 Eylül 1978 tarihinde Genel Başkanı (rahmetli) Süleyman Demirel’e adam kayırma konusunda partisini eleştiren bir mektup yazmış. Mektup elimde yok ancak Süleyman Demirel’in 15 Kasım 1978 tarihli cevabi mektubunu arşivde buldum. Bazı satırları paylaşıyorum izninizle;
“Muhterem kardeşim;
..mektubunuza cevap vermekte geç kaldım. Kongre gezileri, Büyük Kongre telaşı bu gecikmeye sebep oldu. İlk defa duyuyorum, üzüldüm. Zaman zaman kim kimdir konusunda yanlışlıklar yapılabildiği bir gerçektir. Daha dikkatli davranılması konusundaki telkininize katılıyorum. Aradan 13 sene geçti. Beni ve eşimi evinizde misafir etmek nezaketinizi hiç unutamayız. Hepimizi millet ve memleket meselesine bağlayan büyük davamıza beraberce yıllarca hizmet verdik. Allah bizi mahcup etmedi. Mektubunuz beni memnun ve mütehassıs etti. Bu vesile ile muhterem eşinize saygılar sunar, çocukların gözlerinden öperim. Süleyman Demirel-Adalet Partisi Genel Başkanı”
Süleyman Demirel 19 Ocak 1970 tarihinde 72 Adalet Partisi milletvekilinden muhtıra almış, 11 Şubat 1970 tarihindeki bütçe oylamasında 41 AP milletvekilinin red oyu kullanmasıyla hükümetten düşmüş, partisinden ihraçlar olmuş ve 18 Aralık 1970 tarihinde Demokratik Parti kurulmasını da görmüş bir siyasetçi olarak yıllar sonra partisinden kopmaları önleyememesinden siyasi hata olarak söz etmiş bir siyasetçi. Belki bu olaydan da ders almış bir siyasetçi olarak ne kayınpederimin ihracını, ne Giresun İl teşkilatının istifasını talep bile etmemiş. Yıllarca görüşmeleri sürmüş ve hem kayınvalidem hem kayınpederimin vefatında da bizzat arayıp başsağlığı dilemişti.
Eleştiride, hoşgörüde, parti teşkilatına vefada aldığımız yolun takdirini sizlere bırakıyorum. Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.