Hassas Dengeler II
Önceki yazımızda evrenin yaratılışındaki kusursuz tasarımlardan bahsetmiştik, bu yazımızda da kainatı her yönüyle incelemeye çalışacağız. Ve hiç farkında olmadan yaşadığımız dünyamızı keşfetmeye devam edeceğiz.
Güneş; her gün tam vaktindeyken lale misali kızararak beliriyor ufukta. Tüm güzelliğiyle dünyamızı ısıtıyor, enerji veriyor.
Peki hayatımızda bu kadar önemli olan güneşi ne kadar tanıyoruz?
Güneş, Dünya’ya yaşam sağlayabilecek şekilde, en uygun büyüklükte uzaklıkta yaratılmıştır. Güneş, eğer şimdiki büyüklüğünün on katı büyüklükte olsaydı, oluşumundan on milyar yıl sonra değil, on milyon yıl sonra sönecekti.
Dünya eğer Güneş’ten yalnızca %1 oranında uzak ya da ona %5 oranında yakın olsaydı üzerinde yaşanılamaz bir gezegen olurdu. Söz konusu yüzdeler, evrendeki büyük sayılar dikkate alındığında aslında oldukça küçük mesafe birimleridir. Bunu anlayabilmek için Venüs’ü örnek verebiliriz. Dünya’dan hemen önceki gezegen olan Venüs’e Güneş’in sıcaklığı bizden sadece iki dakika önce ulaşır. Büyüklük ve yapı açısından Venüs Dünya2ya oldukça benzerdir, fakat yörüngesel mesafedeki küçük bir fark, bu iki gezegen arasındaki “yaşam” farkının oluşmasının sebebidir. Bu iki dakikalık farkın sonucunda Venüs’ün yüzey sıcaklığı 4700C’ye ulaşır. Bu sıcaklık, kurşunu bile eritebilecek kadar yüksektir. Yeryüzündeki atmosferik basınç ise Dünya’dakinin 90 katıdır. Böyle bir basınç altında, insan yaşamı mümkün değildir. (Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi, Bill Bryson, Boyner Yayınları, 2003, sf. 216-217)
Baktığımızda diğer gezegenlerin tam da dünyanın varlığını ve güvenliğini sağlayacak konumda olduğunu görürüz. Örneğin Jüpiter gezegeni Dünya için koruyucu işlev taşır. Hesaplamalar sonucunda, Jüpiter’in bulunduğu yörüngedeki varlığının, Dünya gibi diğer gezegenlerin de istikrarını sağladığı tespit edilmiştir.
Jüpiter'in Dünya'yı koruyucu bu ikinci işlevini gezegen bilimci George Wetherill, "Jüpiter Ne Kadar Özel" adlı bir makalede şöyle açıklar:
Jüpiter'in bulunduğu yerde eğer bu büyüklükte bir gezegen var olmasaydı, Dünya, gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyruklu yıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olurdu... Eğer Jüpiter olduğu yerde olmasaydı, şu anda biz de güneş Sistemi'nin kökenini araştırmak için var olamazdık.
Görüldüğü gibi dengeler tamamiyle insan yaşamını sürdürmek üzere var olmuştur. Dünyanın konumu ve diğer gezegenler koruyucu bir etmendir. Hayatın her alanında bilim, kainatın üstün bir akıl sonucu yaratıldığını, tedasüflere yer verilemeyeceğini kanıtlamıştır. Dengelerdeki en küçük bir sapma hayatı yaşanmaz hale getirmektedir.
Allah ayetlerinde şöyle buyuruyor:
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır. (Nahl Suresi, 12)
(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, 'bir çekirdeğin incecik zarına' bile malik olamazlar. (Fatır Suresi, 13)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.