İNAN’DIK, BAŞARDIK
Aslında içinde bulunduğumuz durum bu kadar açık ve netti; inandık ve başardık. Bazı kitleler tarafınca bu başarıya kılıf uydurmanın, en iyi üçüncülüğe gölge düşürmenin hiç anlamı yok. Daha iyisi olamaz mıydık? Elbette olurduk ama Hollanda’nın Euro 2016’ya gidemediği gruptan bu başarıyı yakalayarak Fransa’ya gitmek te bize gurur vermeli diye düşünürüm. Her zaman her koşulda sitem edilmez, şükretmeyi de, taktir etmeyi de bilmek lazım. Selçuklu’ya başkentlik yapmış şehrimiz A Milli Futbol Takımı’mıza da başkentlik yapıyor. Ülkemizin üzerinde kara bulutların gezindiği bu günlerde Konya taraftarı, daha bütün ve genel bir ifadeyle Konya halkı, milli duyguların ülke genelinde kabarmasına en büyük etkenlerden biri oldu. Hiç kusura bakmayın ama bu atmosferle bu galibiyetlerle gelen bu başarıyı karalamak ihanet olur. Zira kusur kadı kızında da vardı, hatırlatırım. Evini, işyerini, stadını hatta tüm cadde ve sokakları kırmızı beyaza boyayan Konya; aranan, özlenen görüntüleri tekrar gözler önüne çıkardı. Son dört maçının birini deplasmanda olmak üzere üçü Konya’da oynadı ve aldığı 10 puanın Torku Arena’da cebine koydu. Özellikle son günlerde takım oyununa, birlik ve bütünlüğe daha yatkın gözlemlediğimiz temsilcimiz grupta 18 puan toplarken son bir ayda olayı tamamen lehine çevirmeyi bildi. Gubun ilk maçlarında adeta puan dağıtan Milli Takımımız verdiği emanet puanları tekrar inançla topladı. Bazen kendi kendime dünyada bizim kadar işini son dakikaya bırakan başka bir millet var mıdır diye düşünmeden edemiyorum. Katıldığımız son dünya kupasında yine son dakikaların takımı olarak dikkatleri üzerimize çekmiştik. Peki her şeyi son ana bırakıyoruz ama bize kazanmak yetecek miydi? Maçtan önce play-off için bir puan yeterdi ama hedef doğrudan finallere gitmek olunca kazanmanın yanısıra zor olan ihtimallerinde gerçekleşmesini beklemek gerekiyordu. Nihayetinde üçüncülük için çekiştiğimiz Hollanda kendi evinde Çek Cumhuriyeti’ne mağlup oldu. Kazakistan’da gruptan ilk galibiyetini aldığı maçta Letonya’yı kendi sahasında yenince Fransa biletini cebimize koymuş olduk. Bu hayati önem taşıyan müsabakaya Terim, Çeklerle deplasmanda oynanan maçın onbirinde yer alan futbolculardan Cenk Tosun'u yedek kulübesinde oturturken, bu futbolcunun yerine Volkan Şen'e şans verdi. Kaleyi Volkan Babacan'a emanet eden tecrübeli teknik adam, defansı Şener Özbayraklı, Serdar Aziz, Hakan Balta ve Caner Erkin dörtlüsünden oluşturdu. Defansın önünde Selçuk İnan ve Ozan Tufan'ı oynatan Terim, orta alanda Volkan Şen, Oğuzhan Özyakup ve Arda Turan'a forma verirken, ileri uçta ise Hakan Çalhanoğlu görev yaptı. Karşılaşma her iki takım için de kontrollü giderken Kazakistan’ın İslambek Kuat’ın attığı golle öne geçmesi Milli Takım’ımızın motivasyonunu yükseltti. Umut ve Cenk’in oyuna sonradan girmesiyle pozisyonlar aramaya çalıştık ama 62.dakikada oyuna giren ve sahada sadece onbeş dakika oyunda kalan Gökhan Töre’nin 77.dakikada kırmızı kart görmesiyle sahada on kişi kaldık. Ama inanmak böyle bir şey olmalı ki; eksik kalsak da 89. dakikada beklediğimiz golü bulduk. Selçuk İnan’ın nefis frikik golü sadece galibiyeti değil, Fransa biletini de getirdi. Böylelikle 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde grup mücadeleleri bizim için mutlu sonla kapandı. Artık yeni bir sayfa açıyoruz. Gruplarında ilk ikiye giren 18 takım ile en iyi üçüncü olan Türkiye, finallere doğrudan katılma hakkını kazandı. 4 takım da play-off mücadeleleri sonunda final vizesi alacak. Ev sahibi Fransa'nın da eklenmesiyle birlikte Euro 2016'ya toplam 24 takım katılacak ve biz bu temiz sayfaya ümit ediyorum ki yeni galibiyetleri, yeni zaferleri, yeni başarıları şanımızla yazacağız. Çünkü yenildiğinde üzüntüsünden, yendiğinde ise sevincinden ağlayan bir takıma ve taraftara sahibiz. Mehter Marşı eşliğinde Ne Mutlu Türküm Diyebilmek’ten gurur duyan herkese ve Milli Takımımıza bize bu onuru, sevinci yaşattığı için teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.