İstanbul’daki Konyalının gözü ile “Selimiye Camii”
İstanbul’da ikamet etmekte olan Tahir abimizin bu hafta sonu Konya ziyareti ile ilgili görüşleri ve düşüncelerine virgül koymadan sizlerle paylaşıp durumu ilgililere iletmek istiyoruz.
***
“Selamûn Aleyküm Uğur Abim,
Hafta sonu bir dostumun düğünü için Konya'daydım. Cumartesi günü düğün öncesi Hz. Pir’i ziyaret için eşimle birlikte Mevlana Türbesi’ne gidiyoruz. Birçok güzel proje ve çalışmaların yapıldığını gördüm. Bir taraftan da Konyalı olmayan eşime projelerin ve Konya'nın gelişiminden bahsediyorum. Konya adına güzel gelişmeler olması İstanbul'da yaşayan bir Konyalı olarak bizleri çok sevindirdi, şehrimizin geleceğine olan heyecanımızı bir kez daha artırdı diyebilirim.
Mevlana civarına ulaştığımızda tabiri caizse 42 takla atarak aracımızı otoparka koyduk. Ezanı Muhammediye'nin okunduğunu duyan eşim, namazımızı kılıp türbeye devam etme teklifinde bulundu. Doğru bulduğum teklifle cemaate yetişmek için koşar adımlarla Selimiye Camii’ne yöneldik. Eşime; Camiinin restorasyonda olduğunu fakat mutlaka kılabilecek bir yerin olduğunu fısıldadım.
Uzun lafın kısası camiinin oraya vardığımızda gördüğüm manzara bende şok etkisi yarattı. Camiinin dışında 2 saf erkek 3-4 saf bayan olduğunu gördük. Kimisi seccade getirmiş, kimisi karton getirmiş, kimisi de bir şey bulamayınca taş mermer üzerine secde ederek namaz kılıyor.
Bayanlar bölümü diye ayrılan paravanda ayrı bir rezillik. (Eşimin burada namazımı eda edemem demesi olayın özetidir.)
O alanda onca ağacı kesip onca güzel yeşillik, çim katledildi! Eyvallah.
Mermerle koca bir taş ve beton alan yaptınız ona da Eyvallah.
Allah rızası için restorasyonda olan caminin önüne 4 adet direk dikip üzerine çadır geçirip milleti de halı flekste secde ettirmeyi hiç mi akıl edemediniz?
Mevlana Türbesi’nin içerisinde 30-40 kişilik oluşturulan mescit de ayrı bir felaket oraya değinmek bile istemiyorum. (Callık culluk namaz kılınmaz abi…)
Mevlana Hazretleri’ne gelen birçok yerli ve yabancı turist eminim benim gördüğümün kat ve katını görüyor. Fakat susan bir millet olduğumuz için doğru zamanda doğru müdahalelerden hep kaçıyoruz.
O gün sizi telefonla arayıp kızgınlığımı belirtmek istedim. Eşimin uyarısıyla hafta sonu diye rahatsızlık vermek istemedik.
Ertesi gün sabah düğün pilavını yedik. Düğün yerinde buluştuğumuz çocukluk arkadaşım ve eşi çay için bizi evlerine davet etti. Muhabbet ederken Ak Parti Karatay Gençlik Kollarında koşturan arkadaşım başarılı çalışmalarının neticesinde İl Gençlik Kolları yönetimine terfi almış. (Bana göre vefa duygusu hayli eksik olan Konya’mızın zaman zaman vefa göstermesini görmekte güzel bir gelişme. Sevindim bu duruma.)
Size bahsettiğim konuyu aynı şekilde kendisine anlattım. Sağ olsun konuyla ilgileneceğini belirtti.
İstanbul'dan elimden geldiğince bu konuyu takip edeceğim. Sizlerden ricam Konya’mız adına bu konunun takipçisi olmanız.
Uğur abicim, İstanbul'a geldiğinizde sizleri misafir etmek isteriz. Keyif dolu sohbetinizi özledik.
Selam ve Dua ile…”
***
Bu şehri seven bu şehrin insanına sahip çıkman tüm dostlara bizde Allah kalbinize göre versin diyoruz. Biz Tahir abimizin sesini duyurduk. Gerisi artık büyüklerin işi.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Çirkinliği çirkin olarak görmeyen, çirkinleşmiş demektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gürültü kirliliği(!) yaparken toprağın altını da düşündüğümüz zaman ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.