Önümüzdeki hafta sonu seçimler ile Türkiye’nin kaderi belli olacak.

Türkiye'nin bir kentinde yaşarken ve gazeteden ya da televizyon haberlerinden dünyada olup bitenleri izlerken, komşu yahut uzak ülkelere nasıl baktığınızı hiç düşünüp, değerlendirdiniz mi?

Kabil'de yüzlerce kişinin ölmesine neden olan bir bombanın patlamasına, güzelim Halep'in harabeye dönüşmesine, bir Amerikan kentinde siyah derili bir gencin polis tarafından vurulmasına, bunlar sanki uzayda yer alan olaylarmış gibi bakmıyor musunuz? 

Büyük üstat Mehmet Barlas’ın dediği gibi;

Kendi ülkenizde, evinizde can ve mal güvenliğiniz sürmekteyken dış dünyada olup bitenler, toplumsal ve bireysel trajedilerin yaşandığı ülkelerdeki krizler, romanlardaki öyküler gibidir... Ve unutmayalım ki onlar için de Türkiye'nin bütünlüğü, güvenliği, istikrarı, insanların mutlulukları veya mutsuzlukları aynı şekilde, kendi yaşamlarının dışında bulunan uzaktaki olaylardır... 

Demek istediğim şu... Kendi ülkemizin geleceğine, kendi can ve mal güvenliğimize, ülkemizin bütünlüğüne ve istikrarına bir yabancı gibi bakmayalım.

Çoluğumuzun çocuğumuzun yarınının güvence içinde olması, bizim için siyasetin de yaşamın da en öncelikli meselesidir...

Güneydoğu'daki örtülü iç savaşa binlerce canı kurban ettik. Milyonlarca vatandaşımız canlarını kurtarmak için evlerini, köylerini bırakıp göç etmek zorunda kaldı. Bunları unutmadık, unutmayalım da.
7 Haziran'da oyumuzu kullanırken, Türkiye'nin yarınına ecnebi gibi bakmayalım...

Türk kentlerinden birinde patlatılan bir terörist bombası, bir Amerikan gazetesinde tek sütunluk haber değeri taşır... Neticede 10 milyon Suriyelinin mülteci konumunda bulunması şimdi haber bile olmuyor...

Bu yazıların sonucu şu, ecnebi sizin iyi olmanızı, başarılı olmanızı, Orta Doğu’da-Avrupa’da-dünya da söz sahibi olmanızı istemiyor.

Sizin güçlü olmanızı istemiyor, sizin ekonomide, sizin savunma sanayinde güçlenmenizi istemiyor, sizin açıkça gelişmenizi büyümenizi istemiyor.

O yüzden bir kez daha Avrupa diyor ki, diye başlıklar atanlara itibar etmeyin. O tür haber yapanlar bizim için asla ve asla iyi düşünmezler.

Gezi olaylarını tezgahlayanlar onlar değil miydi?

Güneydoğu’da, Diyarbakır’a gelip orada siyasi kulisler kurup bölücülüğe ışık tutanlar onlar değil miydi?

Yıllardır teröre kucak açan, silah sağlayan, sınırlarını açan, teröriste eğitim veren, esrar vs trafiğini ülkelerinde izin veren onlar değil miydi?

Peki bu insanlar, Filistin için, Gazze için, Mısır ve Suriye için neredeler?

Tüm seçmenin oy kullanmasını, nereye verirlerse versinler oy kullanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum.

Oy verirken de bu sefer de bunu deneyelim diye değil, geçmişte ülkenin her alandaki sıkıntılarını, ülkenin nerden nereye geldiğini, yapılan hizmetlerin daha da artmasını dikkate alarak,  gururumuz, hemşerimiz, Başbakanımız Sayın Davutoğlu’nun yanında olduğumuzu, başta Türkiye’ye sonra da tüm dünyaya göstermeliyiz.

Sözün özü: “Bizim bizden başka dostumuz yoktur”