Kamera arkasında kayıp çocukluklar
Hollywood’un parıltılı dünyası şöhretin cezbedici ışıkları altında birçok yeteneği sahneye çıkarmıştır. Ancak bu büyülü dünya çocuk yıldızlar için her zaman göründüğü kadar masum değildir. Jennette McCurdy’nin “Annemin Öldüğüne Sevindim” adlı kitabı bu ışıltılı dünyanın ardında saklı karanlık gerçekleri, çocuk yıldızların yaşadığı duygusal, fiziksel ve zihinsel istismarı çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Kitapta McCurdy’nin yaşadığı travmalar sadece kişisel bir hikâye değil şöhretin pençesine düşen birçok çocuk ünlünün yaşadığı ortak kaderdir.
Şöhretin Bedeli: Çocuk Yıldızların Kaybedilen Çocukluğu
Bir çocuk için dünyayı keşfetmek, oyunlar oynamak, arkadaşlar edinmek ve hayaller kurmak en doğal haklardan biridir. Ancak çocuk yıldızlar bu süreci tam anlamıyla yaşayamaz. Küçük yaşta şöhretle tanışan bu çocuklar masumiyetlerini ve özgürlüklerini kariyerlerine feda ederler. Anne-babaları tarafından sahneye itilen yapımcıların baskısıyla çalışmak zorunda kalan birçok çocuk yıldız, çocukluk dönemini işçi olarak geçirir. McCurdy’nin hikayesi bir çocuğun annesi tarafından nasıl kariyer yapmaya zorlandığını ve sürekli olarak duygusal ve fiziksel olarak istismar edildiğini anlatır.
Çocuk işçi olan bu ünlüler yaşlarından beklenmeyecek bir sorumluluk üstlenirler. Setlerde uzun saatler çalışmak ve yoğun çekim takvimlerine uymak zorunda kalırlar. Eğlenmek ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek yerine kamera önünde olmak zorunda bırakılan bu çocuklar duygusal olarak tükenirler. McCurdy’nin kitabında annesinin kendisine uyguladığı baskı ve kontrol çocuk yıldızların aileleri tarafından nasıl sömürüldüğünün bir yansımasıdır. Birçok çocuk kariyer basamaklarını tırmanırken sadece ebeveynlerinin değil yapımcıların ve medya endüstrisinin de hedefi olur.
Paranın Peşinde: Ebeveynlerin Rolü
Çocuk yıldızların yaşadığı istismarların en yaygın sebeplerinden biri ebeveynlerin çocuklarının başarısını kendi çıkarlarına alet etmeleridir. Jennette McCurdy’nin kitabında da sıkça bahsedildiği gibi birçok çocuk ünlü ebeveynlerinin onları birer “para makinesi” olarak görmesinin kurbanı olmuştur. Anne-babalar çocuklarının gelirleri üzerinden zenginleşme hırsına kapılarak onların duygusal ihtiyaçlarını göz ardı ederler. Bu çocuklar hem duygusal hem de fiziksel olarak ailelerinin isteklerine boyun eğmek zorunda kalırlar.
Drew Barrymore, Macaulay Culkin, Lindsay Lohan gibi çocuk yıldızlar şöhretlerinin zirvesindeyken ebeveynleri tarafından mali ve duygusal olarak istismar edilmiştir. Barrymore küçük yaşlarda alkol ve uyuşturucu kullanmaya zorlanmış, Culkin ise ailesinin mali çıkarları için sürekli baskı altında tutulmuştur. Bu çocukların yaşadıkları McCurdy’nin hikayesiyle örtüşür: Çocuk yıldızlar paranın ve şöhretin kölesi haline gelir ve kendi hayatlarını yaşama şansından mahrum kalırlar. Jennette McCurdy kitabında yıllarca savaştığı yeme bozukluğuna annesinin sebep olduğundan da bahseder. Kamera karşısında en iyi gözüken kız çocuğu olması ve yönetmenin favorisi olması için annesi bir çocuğun beslenmesi gereken miktardan çok daha az miktarda yiyecek vermiş ve kızının yaşıtları gibi dondurma/şekerleme gibi atıştırmalıklar yemesine engel olmuştur. Rutin sağlık kontrollerinde aşırı zayıf olduğunu söyleyen doktorlar için “Ne dediğini bilmiyor.” deyip kendi doğrularını kızına empoze etmekten çekinmemiştir. Ayrıca narsistik kişilik bozukluğu olan ve kızını kendi uzantısı olarak görmekte olan anne mormon olmalarından sebeple kilisenin de yıldızı olma derdindedir. Kızının oyuncu olması mormonlarca kabul görmediğinden dertlenir, her pazar kiliseye gitmeye çaba gösterir. Ancak mormonluğun kurallarını da kendi çıkarlarına göre şekillendirir. Kızını kısıtlamak için bahane olarak kullanır ancak kendisine geldiğinde yasakların olmadığını görürüz. Küçük kız oyuncu olmak istemediği halde ailesinin borçlarını ödeyebilen tek kişi olduğu için kendini ufacık yaşta sorumlu hisseder. Böylece annesine karşı asla hayır diyemeyen bir genç yetişkine dönüşür. Öyle istismar edilmiş ve hayatını/çocukluğunu yaşayamaz hale gelmiştir ki okulda verilen ev ödevlerini bile dizi setinin molalarında yapmak zorunda kalmış ve harıl harıl çalışmıştır.
Medyanın Yıpratıcı Gücü: Kameraların Hiç Sönmeyen Işıkları
Çocuk yıldızların yaşadığı bir diğer istismar türü de medya tarafından gerçekleştirilir. Sürekli kameraların önünde olan bu çocuklar özel hayatlarını koruyamaz hale gelirler. Paparazzilerin merceği her hareketlerini takip eder, en küçük hataları büyütülerek sansasyon yaratılır. Jennette McCurdy kitabında medya baskısının kendisini nasıl yalnız ve değersiz hissettirdiğini anlatır. Çocuk yıldızlar medya tarafından sürekli eleştirildiğinde özgüvenleri yerle bir olur. Bu durum genellikle çocukların psikolojik olarak çökmesine hatta genç yaşta depresyon ve anksiyete ile baş başa kalmasına neden olur.
Britney Spears çocuk yıldız olarak başladığı kariyerinde medya tarafından sürekli baskı altında tutulmuş hayatının her anı didik didik edilmişti. Yetişkinliğe adım attığında bile bu baskı devam etti ve Spears sonunda medya ve ailesi tarafından kontrol altına alınmaya çalışılan bir figüre dönüştü. Çocuk yıldızlar büyüdükçe bu baskılardan kaçamaz hale gelir ve birçoğu yetişkinlik döneminde büyük bir boşluğa düşer.
Setlerin Gölgesinde Fiziksel ve Duygusal İstismar
Çocuk yıldızlar sadece aileleri ve medya tarafından değil aynı zamanda çalıştıkları setlerde de istismara uğrarlar. Jennette McCurdy Nickelodeon’daki zamanlarında bir yapımcı tarafından yaşadığı tacizi anlatırken çocukların sette karşı karşıya kaldığı tehlikeleri gözler önüne seriyor. Birçok çocuk bu tür tacizlere sessiz kalmak zorunda bırakılır; çünkü sektördeki güç dengesi onları korumasız hale getirir. Setlerde saatlerce çalışmak, fiziksel yorgunluk ve yoğun baskı, çocukların hem bedensel hem de ruhsal olarak zarar görmesine yol açar.
Özellikle genç yaşta sektöre giren kız çocukları, cinselleştirilmiş rollerle karşı karşıya kalabilirler. Bu roller onların hem toplumda hem de kendi benliklerinde yanlış bir imaj oluşturmalarına neden olur. Shirley Temple gibi çocuk yıldızlar kariyerlerinin erken dönemlerinde bu tür cinselleştirilmiş rollerle karşılaşmış ve endüstrinin beklentilerine boyun eğmek zorunda kalmışlardır. Çocukların masumiyetini hiçe sayan bu yaklaşım onların büyüme süreçlerini derinden etkiler ve kendilerini değerli hissetmelerini zorlaştırır.Kayıp Nesiller: Çocuk Yıldızların Sonrası
Kayıp Nesiller: Çocuk Yıldızların Sonrası
Çocuk ünlülerin yaşadığı istismarlar ne yazık ki yetişkinlik dönemlerine de taşınır. Çocukluk döneminde duygusal ve fiziksel olarak zarar gören bu yıldızlar yetişkinliğe adım attıklarında genellikle mental sağlık sorunlarıyla boğuşurlar. Jennette McCurdy çocukluk travmalarının etkisini yetişkinlikte de hissettiğini ve bu travmalarla başa çıkmanın zor olduğunu dile getirir. Drew Barrymore, Macaulay Culkin, Lindsay Lohan gibi birçok isim çocuk yaşta yaşadıkları baskılar ve travmalar nedeniyle genç yetişkinlik dönemlerinde ciddi sorunlar yaşamışlardır.
Uyuşturucu bağımlılığı, depresyon, anksiyete ve kimlik sorunları çocuk yıldızların yetişkinlik döneminde sıkça karşılaştığı sorunlardır. McCurdy’nin kitabında da sıkça dile getirilen bu sorunlar çocuk işçi olarak çalışmak zorunda kalan çocuk yıldızların nasıl derinden etkilendiğini gözler önüne serer. Çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesi gerektiği halde bu çocuklar şöhretin baskısı altında ezilerek en savunmasız dönemlerinde istismara maruz kalırlar.
Şöhretin Karşı Konulmaz Bedeli
Jennette McCurdy’nin “Annemin Öldüğüne Sevindim” kitabı çocuk yıldızların yaşadığı zorlukları, istismarları ve kaybettikleri çocukluklarını gözler önüne seren çarpıcı bir anlatıdır. Çocuk işçi olarak çalışan bu ünlüler şöhretin büyüsüne kapılmış birer yetişkinin gölgesinde hayatlarını yaşarken aynı zamanda bu büyülü dünyanın karanlık yüzüyle de başa çıkmak zorunda kalırlar. Parıltılı sahnelerin arkasında yaşanan bu trajediler çocukların korunması gerektiğini ve onların masumiyetinin ticari çıkarlar uğruna feda edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.